Halkın oyları ve iradesi korunmalıdır

Forum Haberleri —

Yeşil Sol Parti

Yeşil Sol Parti

  • Erdoğan faşizminin sona ermesini isteyen bütün kesimler güçlü bir hamleyle sandıklara gitmeli ve sandıkları korumalıdır. Seçim ikinci tura kalmadan kazanılmalıdır. Karanlık bir tünelden çıkmanın olanağı vardır. Bu olanağı iyi kullanmak gerekiyor. En sıkı çalışma ve duruşun sergilenmesi gereken finale gelindi.

ZEKİ AKIL

Nihayet seçim kampanyasının sonuna gelindi. Sıra sandıklara gidip oy vermeye geldi. Ancak asıl sorun bundan sonra başlayacak. Muhalefet partileri ve halk sandıkları koruyabilecek mi, oyların çalınmasını önleyebilecek mi? Erdoğan ve Bahçeli seçim kampanyasını savaş alanına çevirdiler. Sürekli bir tehdit ve iktidarı bırakmama dili kullandılar. Türkiye’ye çöreklenmiş bir zorba güç olarak iktidarda kalmaktan başka seçenek olmadığını göstermeye çalışıyorlar.

Faşist yönetim yolsuzluk ve yoksullukta rekor kırdı. Maraş depreminden sonra yüzbinleri enkaza gömdüler. Yasaları ve anayasayı bir kenara bıraktılar. Basını Göbbels ve Hitler’e rahmet okuyacak şekilde kullandılar. Hapishaneleri Kürtler ve demokratik güçlerle doldurdular. Devleti mafyalaştırdılar. Milyar dolarlık hırsızlıkları artık ortalığa dökülüyor. Kürtlere karşı düşmanlık içeride ve dışarıda kanlı katliamlar ve işgaller eşliğinde sürüyor.

Türkiye’nin temel gündemi açık ki, bu çürümüş faşist yönetimi değiştirmektir. Bu açıdan muhalefetin kampanyayı sözünü ettiğimiz gerçek gündemler üzerinden yürütmesi gerekirdi. Demokrasi mücadelesi verilmeden faşizmi durdurmak mümkün olmaz. Erdoğan ve Bahçeli faşisti bunu bildiği için kampanyalarını savaş, muhalefeti terörle işbirliği yapma vb. konularıyla sıkıştırmaya çalıştı. Amaçları ülkenin gerçek gündeminin tartışılmasını önlemekti. Kılıçdaroğlu az çok iktidarın gündem saptırmalarına engel olmak için dikkat etti. Ancak Millet İttifakı bu tartışmalardan kendisini kurtaramadı ve Erdoğan’ın oyunlarına geldi. Bu açıdan Erdoğan ve Bahçeli’nin başarılı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

İktidar milliyetçilik ve militarizme dayalı bir atmosferde muhalefeti baskılamaya çalıştı. Bunda etkili olmadığı söylenemez. Faşist yönetimin demokrasi ve halk iradesi diye bir derdi yok. Tersine bundan kurtulmak istiyor. Seçim kampanyası birçok şeyin daha da netleşmesini sağladı. Erdoğan’ın devleti nasıl soyduğunu, mafyalaşmanın yukarıdan aşağıya doğru nasıl yaygınlaştığını bilmeyen kalmadı. Erdoğan ve faşist yönetiminin yasaları, halkın iradesini tanımadıklarını Süleyman Soylu’nun kendisi itiraf etti. Seçimlerden sonra Erdoğan bana talimat verdi, ben de HDP’nin kazandığı belediyelere el koydum, kayyım atadım, dedi. Ortada herhangi bir suç veya mahkeme kararı yok. Milyonlarca insanın oyları, aylar boyu koşturmalar, seçim çalışmaları, yoğun emek bir sözle yok sayılıyor.

Yasa tanımazlık sadece belediyelere el koymayla sınırlı değildi. HDP’nin genel başkanları, milletvekilleri ve binlerce parti yöneticisi hapishanelere dolduruldu. İmralı hiçbir yasa ve hukukla açıklanamayacak bir tecride alındı. Bu seçim kampanyasında Kürt sanatçı, gazeteci ve avukatlara operasyonlar düzenlendi ve tutuklandılar. Erdoğan, S. Demirtaş ve diğer tutuklananların serbest bırakılmayacağını seçim meydanlarında haykırıyor. Yargılanan ve tutuklu olanlar hakkında mahkemeler ve hakimler mi yoksa yönetimdeki kişiler mi karar verir? Sözde bağımsız yargı var. Erdoğan sıkıştığında, dışarıdan eleştiriler geldiğinde ‘’bizde mahkemeler bağımsızdır’’ der. Ama kendisi milletvekilleri, belediye başkanları ve gazetecileri hem tutuklatan hem yargılayan hem de infazları uygulayandır.

Eşit ve demokratik bir ortamda seçimlerin yapılmadığı açık. Erzurum’da İmamoğlu’na yapılan saldırı basının önünde oldu. Herkes izledi. Seçim güvenliğinden sorumlu olanların başında da İçişleri Bakanlığı gelir. Ancak hem S. Soylu hem de Erdoğan provokasyondan İmamoğlu’nu sorumlu tuttular! İktidar blokunun meydanlarda ve basında kullandıkları saldırgan, zehirli dil katliamlara ve çatışmaya çağrı niteliğindedir.

Muhalefet ve birçok siyasi çevrede Erdoğan seçimi yitirirse iktidarı bırakır mı, kaygısı var. Devletin muhalefet karşısında seçime sokulması ve terörle özdeşleştirme Erdoğan onların niyetlerinin kötü olduğunu gösteriyor. M. İnce’nin adaylıktan çekilmesi de Kılıçdaroğlu’nun şansını artırdı. Anketler de Erdoğan’ın kazanamayacağını gösteriyor.

Bütün bu güç gösterilerine, tehditler ve karanlık oyunlarına rağmen artık oylar kullanılacak. Erdoğan faşizminin sona ermesini isteyen bütün kesimler güçlü bir hamleyle sandıklara gitmeli ve sandıkları korumalıdır. Seçim ikinci tura kalmadan kazanılmalıdır. Karanlık bir tünelden çıkmanın olanağı vardır. Bu olanağı iyi kullanmak gerekiyor. En sıkı çalışma ve duruşun sergilenmesi gereken finale gelindi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.