Hasta tutsaklara ölüm cezası uygulanıyor

  • Türkiye cezaevlerindeki hasta tutukluların durumu her gün kötüye giderken yetkililerin konuyla ilgili sessizliği de sürüyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün 28 Haziran 2020 yılında açıkladığı verilere göre 2013 yılından 2020 yılına kadar hastalıkları sağlık raporuyla tespit edilerek serbest kalan tutuklu sayısı bin 582 kişi. 

Ancak insan hakları savunucularının verdiği bilgilere göre, siyasi tutuklular hastalıklarından kaynaklı serbest bırakılmıyor. Son olarak, Mersin Tarsus 3 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve tedavi gördüğü Tarsus Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitiren 67 yaşındaki kanser hastası İsa Gültekin’in ölümü, sorunun hangi boyutlarda olduğunu ortaya koydu.

Bin 605 hasta tutsak 

İHD’nin 2020 yılına dair açıkladığı hasta tutuklular raporuna göre, Türkiye cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Raporda, cezaevlerinde 27 hasta tutuklu ağır hastalıklarından dolayı yaşamını yitirdiği belirtildi. İHD verilerine göre, 2021 yılının ilk üç ayında 2’si ağır hasta olmak üzere toplam 13 kişi yaşamını yitirdi. 1 ağır hasta tutuklu ise tahliye edildikten kısa süre sonra hastanede yaşamını yitirdi.

Raporlar dikkate alınsın

Mezopotamya Ajansı muhabiri Ceylan Şahinli’ye konuşan İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, yaşanan sorunu ortadan kaldırabilecek en önemli adımın ATK’nin tek referans merkezi olmaktan çıkarmak olacağını söyledi. Çevirmen, devlet hastanesi, üniversite hastanesi ya da tam teşekküllü hastanelerinin hasta tutuklularla için verdiği “Cezaevlerinde kalamaz” raporunun dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Çevirmen, yaşatılan hak ihlallerine dair yetkililerle görüşme sağlamaya çalıştıklarını ancak seslerinin hiçbir devlet kurumuna ulaşmadığını belirtti. Çevirmen, “Cezaevlerinde yaşananlar toplumun gündeminde olmalı. Türkiye’de her gün her saat gündem çok şiddetli bir şekilde değişiyor. Gündemler arasında yumuşak geçiş bile yapamıyoruz. Buna karşın uzun yıllardır devam eden hasta tutuklular sorunu var. Cezaevlerinde ölümler var” şeklinde belirtti.

Hasta tutuklular konusunda duyarlı bütün sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek çözüm üretmesi gerektiğini yineleyen Çevirmen, “Siyasi partiler, sağlık ve meslek örgütleri, hak savunucuları, milletvekilleri gibi konuya duyarlı tüm kesimlerin bu konuya eğilerek sorunları çözümde ısrarcı olmalı” dedi.

 Hak ihlalleri sonlandırılsın

Ankara Tabip Odası (ATO) İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ayşe Uğurlu, birçok defa Ankara’da bulunan cezaevlerine denetim ve inceleme amaçlı girme başvuru yaptıklarını ancak olumsuz yanıt aldıklarını ifade etti. Yaşatılan sağlık hakkı ihlalleriyle ilgili çok sayıda başvuru aldıklarını söyleyen Uğurlu, “Devlet, temel hak ve özgürlükleri ihlal etmemek ve bu hak ve özgürlükleri korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlü. Yaşanan sağlık hakkı ihlallerinin bir an önce sonlandırılarak tutukluların da her yurttaş gibi sahip oldukları sağlık haklarından faydalanmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Tutsaklar ölüme mahkum edildi

Hasta tutuklulara yönelik uygulamanın yaşam hakkı ihlali olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Ayşegül Çağatay ise yaşatılan süreci tutukluların ölüme mahkum edilmesi olduğu ifade etti. 

Yasalarda yer alan hasta tutukluların tahliyesini öngören düzenlemelerin yeterli olmadığını belirten Çağatay, “Ölüm sınırına gelmeden artık yapacak hiçbir şey kalmadan tutuklular tahliye olmuyor. Hasta tutuklu bir müvekkilimiz şöyle söylemişti: ‘Hasta tutuklulara dışarıda ölüm hakkı tanınıyor, yaşam hakkı tanınmıyor.’ Cezaevlerinde ölümü öngörüyorlar” dedi. 

Çağatay,  avukat ve hak örgütlerinin cezaevlerine yapacakları ziyaretlerin etkili olabileceğini ifade ederek bu tarz adımların atılması gerektiğini söyledi.  ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.