HDK ve DTK tanışıyorlarmış

HDK
- HDK soruşturma kapsamında 4 bin 753 kişi hakkında inceleme başlatılırken, İstanbul ayağı ise bin 640 kişiyi kapsıyor. DTK ve HDK arasındaki fikir ilişkisinin “suç” olarak değerlendirildiği soruşturmada, tutuklamalara “Sol ve sosyalistleri bir araya getirme, demokratik özerklik fikrini batıda yaygınlaştırma” iddiası gerekçe gösterildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması kapsamında, 18 Şubat’ta 10 ilde düzenlenen ev baskınlarında 51 kişi gözaltına alındı. Gazeteci, sendikacı, sanatçı ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu 51 kişiden 30’u tutuklanırken, 21 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 2 Haziran 2022'de İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan HDK Genel Merkezi'nde yapılan aramada el konulan dijital dokümanlarda isimlerinin bulan kişilere yönelik yapılan operasyonda, HDK hakkındaki Yargıtay kararı işaret edilerek, DTK ve HDK arasında fikir ilişkisi "suç" olarak değerlendirildi. HDK'nin eylem ve etkinliklerinin "suçlama" konusu yapıldığı soruşturmanın detayları ortaya çıktı.
4 bin 753 kişiye soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2023'te HDK’ye yönelik başlattığı soruşturma kapsamında 4 bin 753 kişi hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla inceleme başlattı. Eski milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, sanatçılar ve insan hakları savunucularının da bulunduğu bin 640 kişinin dosyası, ikamet adreslerinin İstanbul’da olması nedeniyle yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına devredildi.
Soruşturma belgelerinde, HDK’nin PKK’nin amaçları doğrultusunda kurulduğu ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı iddia ediliyor. Soruşturmada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 13 Nisan 2011'de avukatlarıyla yaptığı görüşmede, bir sosyalistleri ve demokrasi güçlerini bir araya getirecek bir çatı partisi kurulmasına yönelik yaptığı öneri, "HDK'nin kurulması talimatı" olarak değerlendirildi.
Sol örgütleri buluşturdu!
Dosyada, Sulh Ceza Hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrol tedbiri kararı da ilginç bir iddiaya dayandı. Hâkimlik, kararını “HDK'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın talimatıyla sol örgütleri bir araya getirmek amacıyla kurulduğu, Batı illerinde sol örgütleri PKK'ye kanalize etmeyi hedeflediğini bundan dolayı tutuklama ve adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yerinde olacağını savunarak” gerekçelendirdi. HDK’nin 'TBMM’ye alternatif bir meclis olarak yapılandığı iddia ediliyor.
HDK’den HBDH’ye uzandı
Soruşturmada, HDK’nin eşsözcülük sisteminin KCK yapılanmasıyla bağlantılı olduğu; HDK bileşeni sol, sosyalist ve demokratik kurumların Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) ile ilişkili olduğu öne sürülüyor.
Soruşturma belgelerinde ayrıca, HDK programının HBDH programıyla örtüştüğü, eylem ve faaliyetlerin örgütsel amaçlara hizmet ettiği savunuluyor. HDK’nin tüzüğünün KCK sözleşmesi ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tüzüğü ile benzerlik taşıdığı, demokratik haklar için yapılan etkinliklerin “örgütsel faaliyet” olarak değerlendirildiği belirtiliyor.
Fotoğraf ve kitaplar suç delili
Soruşturma kapsamında, HDK’nin örgüte eleman kazandırdığı ve kadroların yurt dışına veya kırsal alanlara yönlendirildiği iddia ediliyor. HDK binalarında yapılan aramalarda ele geçirilen kitaplar ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ait fotoğraflar, suç unsuru olarak gösterildi.
HDK’nin Avrupa’daki faaliyetleri de suç kapsamına alınırken, örgütün 2017’de “KCK’nin yurt dışı örgütlenme modeline uygun olarak” HDK-Avrupa’yı kurduğu ve 2018’de bu yapının Avrupa Demokratik Güç Birliği’ne (ADGB) dönüştüğü iddia ediliyor.
Savcılık hızını alamadı
Soruşturma kapsamında, DTK’nin HDK’nin bileşeni olduğu ve 2015 sonrası ilan edilen öz yönetim süreçlerinde rol aldığı öne sürülüyor. Öz yönetim ilan edilen bölgelerde yaşanan devlet kaynaklı hak ihlallerine karşı gösterilen tepkiler, ‘örgütsel faaliyet’ olarak değerlendiriliyor.
Soruşturma dosyasında, HDP’nin 15 Ekim 2012’de HDK tarafından kurulduğu, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2019’da aldığı bir karara dayanılarak HDK’nin ‘terör örgütü’ olarak nitelendirildiği ifade ediliyor. Oysa ki bahsedilen Yargıtay kararında HDK’nin ismi dahi geçmiyor.
Soruşturma hızlandırıldı
Dosya ilk olarak Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığından Ankara’ya, oradan da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. 2022’de başlatılan soruşturma, uzun süre ilerleme kaydetmedi. Akın Gürlek’in 2024’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili olarak atanmasıyla dosya yeniden aktif hale getirildi. Bu yılın başından itibaren sendikacılar, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve siyasetçilere yönelik operasyonlar hız kazandı. Emek, barış ve demokrasi güçlerine yönelik operasyonların düğmesine basıldı. Bu kapsamda İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir’in de aralarında bulunduğu 41 kişi tutuklandı. İSTANBUL
* * *
Kopyala yapıştır karar
İstanbul, 5, 6 ve 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından savunmaları alınan kişiler hakkında ayrı ayrı hakimliklerce karar kurulmasına rağmen kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlandı. Hâkimlikler tutuklama gerekçelerinde, söz konusu kişilerin HDK Genel Merkezi'nde bulunan listede isimlerinin olduğu; HDK'nin Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine kurulduğu; HDK'nin DTK'nin Batı kolu olduğu, demokratik özerklik fikrini Batı'da yayınlaştırdığı; HDK'nin örgüt talimatıyla faaliyetlerde bulunduğunu savunuldu.
Soruşturma kapsamında Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilenlerden DBP Parti Meclisi (PM) Üyesi Atilla Özdoğan'a "ajanlık" teklif edildiği, avukatının hakimlik savunmasında ortaya çıktı. Özdoğan'ın avukatı Veysi Eski, "Müvekkil, Emniyet'te mülakat adı altında kendisini istihbarattan olarak tanıtan birisi, 'Çözüm Süreci'nin yürütüldüğünü, müvekkilinde akil insan olarak kendisiyle çalışmasını söylemiştir. Mevcut yürüyen sürece bir tuzak mı kurulmakta, sormak gerekir. Savcılık bu konuyu dikkate almamıştır. 2011, 2012, 2013 tape kayıtları dosyaya konmuş. Bu tapeler nereden çıkmış? Müvekkilim ve müvekkilim gibi insanların kurban olarak seçildiğini düşünüyorum. Dijital materyallerden çıkan isimlerle kurgu yapılmıştır" dedi.