HDP barajı aşmalı!

Haberleri —

EGÎD EREN / FRANKFURT

Avrupa’da sahne alan Türkiyeli sanatçılar basına konuşma konusunda tedirgin. Konu erken (baskın) seçimler dahi olsa. Sanatçılar üzülerek, meslektaşları Ferdi Tayfur’un “Gülümsemesi yeter bize” diyerek övgüyle bahsettiği Erdoğan’ın, anti demokratik uygulamalarının artık kamufle edilemez olduğunu, “Kral çıplak” sözleriyle ifade ediyor.

Almanya’nın Frankfurt kentinde Yeni Özgür Politika gazetesi adına görüştüğümüz Moğollar grubunun üyesi Cahit Berkay, Ali Asker ve Devrim Kavalli ile baskın seçimlerde HDP’nin rolünü konuştuk.

Rock müzik denince akla gelen ilk isimlerden, 1967’de kurulan Moğollar grubunun kurucularından Cahit Berkay, 1994’te Sivas Katliamı için bestelenen “Issızlığın Ortasında” isimli güçlü bestesiyle kayıtlara geçer. Bağlama, cura ve gitarıyla 50 yıllık deneyimin sahibi olan Berkay, baskın seçimlerde HDP’nin kesinlikle barajı geçmesini istiyor.

Hiçbir seçimde bu kadar kahkaha atmadım

“Daha fazla konuşmak isterdim ancak Türkiye’ye dönüyorum ve orayı biliyorsun” espirisiyle başlayan sohbetimiz şöyle:

Sanat dünyası baskın seçimlere nasıl bakıyor?

Ülkemiz çok önemli bir seçime gidiyor. Evet yol ayırımı gibi bir şey olacak. Maalesef büyük umutsuzluk yaşanıyor. Bunu devamlı okuyoruz. Her ne kadar yandaş medya bunları yazmasa da ulaşım imkanları sayesinde ülkede ne olup bittiğini, aşağı yukarı duyabiliyoruz. Oy verirken eskiden vaatler çok önemliydi işte; ‘yol, fabrika vb. yapacam’ diyorlardı. Şimdi olay farklı bir yere geldi ki; bu seçimler bir mizahtır gidiyor. Hiç bir seçimde bu kadar kahkaha atmamıştım. Tabi bu süreçte yaşanan bir sürü şey var. Özgürlüklerin kısıtlanması. Ne bileyim  ufak bir protestoda ‘Hayır!‘ demeye kalkıyorsun, insanlar zor duruma sokuluyor. Bu durum rahatsızlık verici.

Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çocukken hatırlıyorum; Celal Bayar, Adnan Menderes’in neden cezaevinde olduğunu sonradan öğrendik. Cumhurbaşkanı Demokratik Parti’nin mensubuydu hatırlıyorum Isparta’ya gelmişlerdi. Bu dönem bana o günleri hatırlatıyor. Tabi devir 60 ihtilaliyle değişmişti, ama bildiğim kadarıyla bugün Demirtaş’ın halen niçin cezaevinde olduğu da bilinmiyor.

Çoğunlukla Kürtlerin ve farklı halkların desteklediği HDP iki ittifak dışında bırakıldı!

E tabi canım bu durum belli ve açık. Oradaki oyları almak istiyorlar. Geçen seçimlerde aynı olay oldu. Güvenlik gerekçesiyle sandıklar başka yerlere taşındı. Doğu’da bir şeyler yaşanıyor mutlaka. Orası güllük gülistanlık değil. Ama OHAL şartlarında seçime gitmek bile, hukukçuların söylediği gibi yanlış yapılıyor. OHAL’in kalkması gerekiyor. Bilemiyorum ama gidip oyumuzu vereceğiz. Ondan sonra evde oturup yürekler ağızda sonuçları izleyeceğiz.

HDP barajı konusunda ise; eğer barajın altında kalırsa HDP’nin çıkaracağı milletvekilleri AKP tarafına yarıyormuş.  Matematiksel yönünü bilemiyorum ama çoğunluk onlara geçiyor. Ülkede demokrasi değil vekil hesapları var. HDP baraj altında kalırsa, oyları diğer partilere ağırlıkta da AKP’ye gidecek.

 
 

Ali Asker: HDP’yle dayanışma AKP’nin sonunu getirecek

   

“Sevgilim eylem güzelim, yitik bir ülkeyi korumaya değil yeniden kurulacak bir ülkeyi aşkla örmeye benzer devrimci olmak“ sözlerinin sahibi Ali Asker, Türkiye’de siyasal sorunlardan muzdarip bir sanatçı.

Ülkesine başka bir ülkenin pasaportuyla giden protest müziğinin simgelerinden Asker, siyasi görüşü nedeniyle 2,5 yıl hapis yattıktan sonra 1984 yıllında Almanya’ya gelmiş. Gezi Direşi’nin 5. yıl dönümünde Birleşik Haziran Hareketi’nin gecesinde sahne aldı. Ali Asker’i sahneye çıkmadan önce sevenleri arasından alarak şöyle bir görüşme yaptık:

Türkiye’e baskın bir seçime gidiyor. HDP‘siz parlemento, CHP’siz cumhurbaşkanlığı gibi? Ülkeye böyle demokrasi gelecekmiş doğru mu?

Başta şunu söyleyeyim. Kendisine Ak Parti diyenler, aslında Ak’ı karaya çevirdiler. Türkiye toplumunu ayrıştıran, ötekileştiren İslami-faşist parti. İslamiyet’i kullandı. Ve dünya halklarına İslamiyet’i farklı tanımlandırdı. Kendi tanımlarıyla, özünü ortaya koydu diyebilirim. Türkiye toplumu defalarca yenilgiye uğrattı. Gezide, 7 Haziran’da, 16 Nisan’dan sonra bu seferde sonu olacak. Çünkü Türkiye toplumu ciddi bir şekilde, gaz sıkışması yaşıyor. Hak ve özgürlüklerini yok etti. Kendinden olmayan insanları ötekileştirdi. Var olan halkları, yoksulları yok saydı. Şehirleri yerle bir etti, haritadan sildi. Bu saatten sonra onun kalması hem Türkiye halkları için büyük bir işkence olur hem de dünya halkları ve Ortadoğu halkları için.

Kendisi dışında başka kimseyi tanımıyor. Hasta, kaprisli biri. Şizofren mi desem bilemiyorum, bunu tıpçılar bilir. Kurucusu Saadet Partisi bile bugün CHP’de kendi yarattığına karşı. Türkiye’ye çok güçlü bir muhalefet geliyor. Ak’ı kara ve kana dönüştürenlerin sonu geldiğini görüyorum. Burada elbette HDP’ye çok iş düşüyor ve barajı aşması lazım. Aşacağına da inanıyorum. Türkiye’de o sinyali veriyor. 10 gün öncesinde Türkiye’deydim, programım gereği birçok şehre uğradım, seçim çalışması yapılan yerlere uğradım. HDP’yle güçlü bir dayanışma gördüm. Bu dayanışma AKP’nin sonunu getirecek. HDP, Türkiye halklarının geleceği için rol oynayacak.

Hitler’in de bir seçim gerçeği vardı, Erdoğan bu tarihsel olayın güncellenmiş hali mi?

Şöyle diyelim; Ben Erdoğan’a baktığım zaman Hitler’in Goebbels (propaganda bakanı) gibi akıl hocaları politikalarını hayata geçiriyor. Aynı taktiği uyguluyorlar. Ayrıştırıcı, ötekileştirici, büyük yalanların söylendiği politika izliyorlar. Halk bunların ne kadar yalancı, hırsız, kan döken, kana susamış olduklarını görüyor. Artık ne söyleseler hikaye. Okumadan uzak, toplumsal sorunları düşünmek istemeyen, iyi ve güzeli tanımlamak istemeyen, daha doğrusu eğitimden uzak, belli bir kesimin öncülüğünü yapıyor.

‘Dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz” diye kendileri söylemişti zaten. Böyle bir toplum AKP’ye hayır diyebilecek mi?

Bunlar bunu demez! Ama artık teknoloji gelişti, bilgi çağı. Doğruları ve yalanları anında çıkarabiliyorsun. Katliamları, kanları her şeyi ortaya çıkıyor. Gizleyebilecek günler değil. Nasıl Hitler dönemi Almanya’da yenilgiye uğradıysa İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franco faşist yapılanmasının iktidarları yerle bir edildiyse halk tarafından, bunun da böylesi bir şekilde gideceğini görebiliyorum.

Ülkeden büyük bir beyin göçü oldu. Avrupa’da seçimler sürüyor, mülteci seçmenlere ne söylemek istersiniz?

Kendileri görsünler. Avrupa’da yaşıyorlar, sosyal hakları var. En azında şunu söylemek gerekiyor: İş ve aile hayatları burada. Ancak kendileriyle çelişiyorlar. Son birkaç yıl içinde Türkiye’de ciddi bir beyin göçü yaşandı. Özelikle 12 Eylül sonrasından bu yana bu yaşandı. Sözde 15 Temmuz Darbesi’yle büyük mağduriyetler yaşandı. Ancak Türkiye’de ‘ben bunlara teslim olmayacağım, biz varız’ deniliyor. Türkiye halklarından umutluyum.

Sanatçıların baskın seçimlere ilişkin özel programı var mı?

Arkadaşlarımızla bu seçimleri konuşuyoruz. Çok duyarlı sanatçı, edebiyatçı arkadaşlarımız, gençlerle birlikte yapabilecekleri şeyleri yapmaya çalışıyor. Görüyoruz bir slogan bile üretemiyorlar. Bu yapının iktidarda kalma şansı var mı? Devletin silahları, güçlerini arkasına almaya çalışıyor, nereye kadar? Anadolu çok darbeler gördü, saltanatları allak bulak etti. Yüz hatlarından çöktüklerini, kaşların çatıklığını görüyorum. İç çatışmaları içinde kaçışlarını görüyorum.


 

Devrim Kavalli: HDP’nin reklama ihtiyacı yok

   

“Acısını duyduğum mazlumun feryadını ancak şarkı söyleyerek, içim yanarak, anlatabilirdim” diyen Devrim Kavalli, Kürt müziğinde yeni bir soluk. Baskın seçimlerde HDP’nin başarıya ulaşması için müziğiyle katkı sağlıyor. Alman vatandaşı olduğu için oy kullanamayan Kavalli, seçime gidenleri aracıyla konsolosluklara taşıyor.

İnsanlık onuru dışında kaybedecekleri hiçbir şeyin olmadığını dikkat çeken Kavalli şöyle konuşuyor: ”Sadece ülkemizin barış içinde yaşamasını istiyoruz. Bunun için eğer elimizdeki bir oyla bunu yapabiliyorsak ne mutlu bize. Tam da zamanı, Türkiye’nin son seçimi olabilir. Artık akla kara ortada. Erdoğan’ın a,b,c planlarının sonu geldi. Artık Türkiye halkı bu seçimde bir karar verecek. Kürtler olarak her gün üzerimize yapılan oyunları görüyoruz. Bizim seçimde reklama ihtiyacımız yok. Selahattin Demirtaş telefonla kendi mitingini yaptı. Seçimler bir hayat meselesi. Umutlarımız var.”

HDP bir umuttur

İktidarın ekonomik ve politik bataklıktan çıkamayacağını gördüğü için baskın seçim kararı aldığını ifade eden Kavalli, “Tamamen anti demokratik, faşizme koşar adım ilerleyen bir dikta yönetimi tesis etmeyi amaçlamaktır. Gerçi Türkiye Cumhuriyeti devletinin, gerici Osmanlı İmparatorluğu’nun soykırımla sicili oldukça kabarıktır. Bilindiği gibi Anadolu’nun Hıristiyansızlaştırılması temeli üzerine kurulmuş bir devlet geleneğinden bahsediyoruz” dedi.

Sömürüye, ayrımcılığa kısaca her türlü adaletsizliğe karşı HDP’nin bir umut olduğunu işaret edene Kavalli, “Yoksa bu seçimden sonra topyekün bir dikta yönetimi bizimi bekliyor” diye seslendi.    

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.