HDP ile tamam mı devam mı?

Seçimin kazananı kuşkusuz ki aldığı yüzde 45’lik oy ile AKP ve Kürdistan’da aldığı 3 Büyükşehir ve 8 il ile BDP’dir. Kaybedeni ise tartışmasız Cemaat-CHP-MHP ve HDP’dir. Resim açık ve net, batıda HDP yok. “Yok” diyorum çünkü bir önceki seçimlerde BDP’nin batıda aldığı oyların üzerine çıkmamıştır.
HDP Eşbaşkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel “hedefimize ulaştık”, “iyi bir sonuç aldık” deseler de gerçek bu değildir. HDP sadece batıda yaşayan BDP seçmenlerinden oy alabilmiştir.
HDP Kürt hareketi tarafından Türkiye’ye açılma ve Türkiyelileşme amacıyla kuruldu. Daha önce DTP de benzer bir amaçla kurulmuş ancak selefleri gibi bir Kürt partisine dönüşmüştü. Henüz resmi olmayan sonuçlara göre HDP Türkiye’nin batısında girdiği seçimlerde 2.4 oy alabildi. Bu sonuç BDP’nin 2009 yerel seçimlerde aldığı oy oranı ile aynı. Dolayısıyla batıdaki “Türk”lerin oyunu alamamıştır. DTP gibi bir “Kürt partisi”ne dönüşmüştür. Kürt hareketinin ve Öcalan’ın HDP ile “Türkiye’ye açılma” ve “Türkiyelileşme” amacı hasıl olmadı.
Kürt problemi çözülmeden bu amacın hasıl olma imkanı da yok gibi.
Öcalan ve arkadaşları daha 1970’lerde bu bilinç içinde dönemin sosyalistlerinin ‘önce Türkiye devrimini yapalım sonra Kürtlerin problemlerini çözeriz’ yaklaşımının aksine ‘hayır önce Kürdistan’daki sömürgecilik bitmeli, Kürtler özgür olmalı sonra Türkiye devrimi gerçekleşir’ dediler. Çünkü onlar bir ülkede sömürgecilik ilişkileri bitmeden devrimin olmayacağını kavramışlardı. Bu nedenle Türk solundan bağımsız örgütlendiler. Bağımsız örgütlenme Kürt hareketini geliştirdi ve büyüttü. Bugün Türkiye’nin en büyük demokrasi gücü ve iktidar alternatifi Öcalan ve arkadaşlarının oluşturduğu Kürt siyasal hareketidir.
Çok açık ki Kürt hareketi güçlendikçe Türkiye demokrasisi de gelişiyor ve büyüyor.
Bu Türkiye sosyalistleri için bir şanstır. Bir şanstır diyorum çünkü Kürt problemi çözüldüğünde Türkiye toplumu-devleti ve solunun ulusalcılık hastalığı da çözülecek.
Ve seçim sonuçlarının gösterdiği bir başka gerçek ise HDP’nin içindeki Türkiye sosyalistinin toplum ile yüzleşmesi gerekliliği. Toplum ile yüzleşmeleri gerekiyor diyorum, çünkü toplumu bir gıdım bilmiyorlar.
Bu seçim ile Kürdistan’da Öcalan’ın başlattığı Çözüm süreci ve Demokratik Özerklik halktan onay almış oldu. Kürdistanlılar bu seçimlerde zoraki bütünlüğe “HAYIR” dediler. Kürtler kötülük ve baskı veren birliğe değil özgürlük veren özerkliğe oy verdiler.
Seçimlerde gördük ki BDP’ye en büyük desteği yoksul köylüler veriyor. Yoksul köylüler olmadan BDP şehir merkezlerinde tutunamıyor. Eğer kırsal kesimlerde yaşayanların desteği olmasaydı BDP Bingöl ve Muş gibi Mardin, Amed ve Van’ı da kaybedebilirdi. Kürdistan’da artık şehirleşmiş yoksullar ve gittikçe büyüyen bir orta sınıf var. Bu nesnel durumu iyi analiz etmek ve özerkliğe yönlendirmek gerekiyor. Tepkisellik ve ajitasyon ile bu sağlanmaz. Çözüm olarak düşünülen Komün ve kooperatif benzeri önerilerin uygulama alanı daha çok kır olduğu için şehirleşmiş yoksulların sorunlarına çare değildir. Kürt siyasal hareketi Kürdistan’da şehrin çürüten ve tüketen ekonomik sosyal sorunlarına çözüm sağlamadığından seçmen AKP’yi bir kenara itmek yerine, yedekte tutmuştur.
Kürt siyasal hareketi Kürdistanî çizgide ısrarcı olmalıdır. Kürdistanî çizgide ısrar 2015 genel seçimlerinde AKP ve düzen partilerine karşı ezici bir üstünlük sağlar. Bu parti Kürdistan’daki Alevi ve Araplarla birlikte ve onların ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlarını en az Kürtlerinki kadar gündem ve programında bulundurarak oluşturmalıdır. Bunun için aslında yeni bir partiye de gerek yok. BDP Urfa’daki performansı ile bunu başarabileceğini gösterdi.
Şu da bir gerçektir ki ne BDP’nin örgüt ve kitlesi HDP’nin içindeki sosyalist yapıları benimsemiş durumda ne de HDP’nin içindeki sosyalist yapılar BDP’nin örgüt ve kitlesini benimsemiş durumdalar. Bu nedenle HDP seçimlere batıda güçlü hazırlanamadı ve iyi bir motivasyon yakalayamadı.
30 Mart yerel seçimlerden hemen sonra BDP’nin yerini HDP’ye bırakacağı çok konuşuldu. Ancak HDP’nin seçimlerde aldığı yenilgi sonrasında Kürt siyasal hareketi ve BDP “HDP ile yola devam mı yoksa tamam mı” sorusunu daha çok soracak ve sorgulayacaktır.
