HDP'ye diz çöktüremezsiniz

• HDP, Türkiye ve Kürdistan’da radikal demokrasinin en cesur muhalefetini temsil ettiği için, AKP-MHP iktidarı HDP’ye saldırılarını arttırıyor. Ancak HDP’ye diz çöktüremezseniz.

NEDİM SEVEN

Kürdistan Özgürlük Hareketi, 12 Eylül günü kamuoyuna yaptığı açıklama ile tarihsel bir hamlenin startını verdi. Kısa sürede adeta kelebek etkisi ile Kürdistan’ın yanı sıra yurtdışında yaşayan Kürtlerde, devrimci, demokrat, sosyalist, enternasyonalist birçok çevrede büyük bir çoşku ve heyecan yarattı.

Peş peşe Kürdistan parçalarındaki çok önemli siyasi dinamiklerden yurt dışında ve dünyanın birçok ülkesinde yaşayan demokrasiye ve özgürlüğe duyarlı çok sayıda dinamik bu tarihsel hamleyi selamladı. Vicdani, ahlaki ve insani sorumluluklarla birçok çevrenin hamleyi sahiplenmesi, PKK’nin ideolojik ve politik duruşunun hala hem Türkiye-Kürdistan hem de Ortadoğu ve dünyanın birçok yerinde etkisinin ne kadar yaygın olduğu gerçeğini bir kez daha açığa çıkardı.

Bu hamlenin merkezinde Önder Apo’nun özgürlüğünün sağlanmasıdır. Şu bir kez daha açık olarak anlaşıldı ki Önder Aposuz PKK ve PKKsiz Kürtler asla özgür olamaz ve Demokratik Ulusal Birlik’i sağlayamaz. Önder Apo ve PKK dinamiği Ortadoğu ve dünyada politika yapan ve yapacak olan tüm siyasi dinamikler için bir şanstır.

Önder Apo ve PKK’nin ideolojik-politik çizgisini taktik esaslarını dikkate almayan hiçbir gücün politika yapma şansı yoktur. Bunun için ‘Tecride, İşgale, Faşizme Son, Şimdi Özgürlük Zamanı" hamlesi daha çok önem kazanıyor.

Sömürgeci işgalcinin şiddetti ne olursa olsun arkasında hangi teknoloji, istihbarat, bilişimin imkanı olursa olsun kazanma şansları yoktur. Sömürgeci AKP-MHP faşizmi, 40 yılda çelikleşen PKK ve Kürtler karşısında yenilmeye mahkumdur.

Belki bedelleri ağır olmaktadır, bundan sonra da olacaktır. Fakat kararlılık, cesaret, taktik üstünlük, doğru ve zamanında planlama Kürt özgürlük dinamiğinin başarı reçetesidir. An itibariyle AKP-MHP faşizm özellikle 2015’den günümüze kadar yürüttüğü özel savaşın psikolojik savaş üstünlüğü konusunda her türlü yalan, dezenformasyon ve manipülasyona rağmen sonuçsuz kaldı, başarısız oldu. Psikolojik üstünlük KCK ve Kürt özgürlük dinamiklerine geçti.

2015’den bugüne kadar hava tekniği ve istihbarata dayalı AKP-MHP faşizminin yürüttüğü soykırım ve kültür kırım politikaları askeri açıdan çeşitli gelgitlere yol açsa da Cenga Heftanîn döneminde modern gerillası karşısında yenilmiştir. 2015-2020 arası savaş taktikleri açısından TC ordusu ve komutasındaki çeteler Heftanîn’de yenilgiye uğratılmıştır.

2015 Haziran seçimlerinde yenilgiye uğrayan AKP diktatörlüğü, Osmanlı’dan aldığı tüm komplo, entrika, provokasyon ve hile rağmen legal siyasette HDP’nin önderlik ettiği Demokrasi Cephesi parçalayamadı. AKP-MHP iktidarı kendi koydukları yasalara dahi uymayan ve faşist yöntemlerle HDP’ye saldırıyorlar. 12 Eylül 1980 faşist cunta ruhuna uygun olarak AKP-MHP, MGK’de aldıkları kararla, KCK hamlesine karşı bir hamle yaptı.

AKP-MHP’nin bu faşist hamlesi ile gözdağı verilerek legal siyasetin tasfiyesi tamamlanmak isteniyor. Ancak bu politikanın şansı yok. Merak edenler HEP’ten HDP’ye süren geleneğin kısa tarihine bakmaları yeterlidir.

Önder Apo, HDP projesinin tanımlarken, “Denizlerin ve Mahirlerin savaş ile gerçekleştirmek istediklerini barış ve demokrasi ile gerçekleştirilmesi olarak tanımlaması HDP oluyor” mealinden değerlendirmelerde bulundu. Dolayısıyla HDP projesi aynı zamanda Önder Apo’nun projesidir. Bu proje halkların demokratik, özgür, eşit ve tüm farklılıkların bir arada yaşama projesidir. Özü devrimcidir, demokratikçidir, sosyalisttir, kadın özgürlükçüdür, ekoloji ve ekonomide komünaliteyi esas alır, radikal demokrasi temel mücadele yöntemidir. Direniş geleneğine sahip boyun eğmeyen, yılmaz mücadele geleneğine sahiptir.

HDP’de onbinler tutuklansa, gözdağı, işkencelerle faşist yönelimlere maruz kalıp parçalanması hedeflense de yine faşist diktatörlük sonuç alamaz. Binlerin yerini onbinler, yüzbinler, milyonlar alacaktır. AKP-MHP faşist diktatörlüğü Kürdistan gerillası karşısında her darbe yediğinde, her zorlandığında yasal demokratik, devrimci dinamiklere yönelmeyi güçlülük sanıyor. Oysaki korkakların seçtiği yöntem faşist şef Erdoğan ve ortağı Devlet Bahçeli yöntemi oluyor. Süleyman Soysuz çetesi de bir zamanların kontra başı Mehmet Ağarların gibi kendisine görev bilerek yasal, demokratik yapı ve kurumlara yöneliyor.

HDP, Türkiye ve Kürdistan’da radikal demokrasinin en cesur muhalefetini temsil ettiği için, AKP-MHP iktidarı HDP’ye saldırılarını arttırıyor. Ancak HDP’ye diz çöktüremezseniz. HDP’ye her yöneliminizde dizlerinizin bağı çözülecek çöken AKP-MHP faşizmi ve dolayısıyla faşist şef Erdoğan olacaktır.