HDP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı

Forum Haberleri —

Seçimler ve HDP'nin hazırlığı

Seçimler ve HDP'nin hazırlığı

  • HDP’nin bütün yapıcı ve özverili davranışını hesaba almamak uğruna vurdumduymazlık içinde bulunuluyorsa, Millet İttifakı’nın sarayın İslamcı faşist dikta rejimine karşı mücadelede samimiyeti sorgulanmalıdır.

ROBERT PEKÖZ

HDP’nin yalnız bir Kürt partisi olduğu manipülasyonu, Erdoğan ve Cumhur İttifakı tarafından çok tehlikeli bir şekilde kullanılıyor. HDP’yi sadece bir Kürt Partisi olarak tanımlamak Kürt düşmanlığı yapmaktan başka bir şeye yorumlanamaz. HDP’nin Kürt seçmenin ezici çoğunluğunun oyunu aldığı bir doğrudur. Çünkü; Türkiye’de yalnızca HDP Kürt ulusunun demokratik ve özgürlük taleplerini açık açık söylüyor ve bunun için de büyük bedeller ödüyor. Ancak bundan yola çıkarak HDP’nin bir Kürt Partisi olduğu demagojisi yapmak Beştepe ağzıdır.

HDP devrimci bir partidir ve Türkiye'nin üçüncü büyük partisidir. HDP, gücü ve kitle desteği ile Türkiye’nin geleceğini belirlemede kilit parti haline geldi. HDP bir parti olarak sosyalistlerin ve devrimcilerin ortak kimliğini oluşturuyor. Bu Parti,Türkiye halklarına karşı büyük bir sorumluluk taşıyarak politika yapıyor. Diğer muhalefet partileri HDP kadar sorumlu davransalar, sarayın faşist İslamcı dikta rejiminin ömrü seçimin ilk turunda biter ve bir daha Erdoğan’dan politik bir figür olarak söz edilmez.

Evet, HDP Türkiye'nin üçüncü büyük partisidir ve Türkiye'nin geleceğinde ve değişiminde söz sahibi olmak için etkili ve rasyonel politikalar üzerinde kendi payına düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmeye çalışıyor. HDP’nin oy potansiyeli her ne kadar % 12-14 bandı arasında gösterilse de toplumsal alanda daha büyük etkisi olduğu bilinmelidir. Millet İttifakı’na önerdiği 'demokrasi platformunda birlikte mücadele edelim' tezine soğuk bakan ve çok ilgisiz kalan Altılı Masa, Pervin Buldan’ın "kendi cumhurbaşkanı adayımızı çıkaracağız" sözlerini ise sosyal medya üzerinden çok tartışma konusu yaptı.

Kendi adayı ile çıkma iddiası, Millet ittifakı’nın keyfini bozduğuna ve sosyal medyada geniş çaplı bir yankı yaptığına şahit olduk. "Kendi adayını gösterme", bir refleks  olmanın ötesinde, Millet İttifakı’nı rasyonel düşünmeye ve mantıklı davranmaya yönelik bir uyarıdır. Hala bu uyarıya karşı, "sağır sultanlar" gibi davranılırsa, HDP  başka alternatifleri bulunduğunu gösterecek kapasiteye sahiptir.

Anketler HDP’siz, Millet İttifakı’nın kazanma şansının olmadığını tüm açıklığı ile ortaya koydu. Millet İttifakı bu gerçeği gördüğü halde, hala HDP ve bileşenlerini görmemezlikten geliyorsa, tam da bu noktada HDP’nin bütün yapıcı ve özverili davranışını hesaba almamak uğruna vurdumduymazlık içinde bulunuyorsa,  sarayın İslamcı faşist dikta rejimine karşı mücadelede samimiyeti sorgulanmalıdır. Millet İttifakı şayet Türkiye’nin kazanmasını istiyorsa, HDP’nin önerilerini ciddiye almalıdır.

Bugüne kadar Erdoğan ve sarayın eli kanlı çetesi HDP’ye karşı organize ettikleri komplolara, kumpaslara, yasak ve teröre karşı Millet İttifakı’nın sessiz kalması düşündürücüdür. Bütün şiddet ve teröre rağmen hala HDP ayakta duruyorsa bu, diğer muhalefet partilerinden farklılığını gösterir. HDP’nin söylemi ve eylemi, Türkiye’nin bugünü ve geleceğini doğru perspektiften kamuoyuna göstermektir. HDP’in politik yaklaşımı, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarına ilk turda son vermektir.

HDP kendi seçmen kitlesine karşı sorumluluğunu, Türkiye halklarının çıkarları ile birleşen bir siyaset üreterek gösteriyor. Millet İttifakı şayet Erdoğan’ın faşist dikta rejimine karşı mücadelede başarılı bir sonuç elde etmek istiyorsa, HDP’in uzattığı ele sarılmak zorunda. Fakat Millet İttifakı kuyudaki kurbağa gibi bir politik vizyon üzerinden mücadeleyi sürdürürse Erdoğan'ın faşist dikta rejimi var olmaya devam eder.

Altılı Masa’ da oturan liderlerin HDP’yi dışlayarak ya da yok sayarak verecekleri bir politik mücadelenin geleceği olmaz. HDP her ne kadar kapsayıcı bir vizyonla Erdoğan'ın faşist dikta rejimine karşı mücadele çağrısı yapıyor olsa da Altılı Masa’da oturanlar kapsayıcı olmaktan kaçıyorlar. Böylesi çok kritik bir konjonktürde Millet İttifakı sorumlu davranmalıdır. Toplumun bazı kesimlerinin duyarlılıklarını dikkate almak zorundadır. Sonra ‘atı alan Üsküdar’ı geçer’, Türkiye kaos içinde debelenmeye devam eder.

HDP’nin insiyatifi tanınmadan, Eşbaşkanlar ciddi olarak dinlenmeden kimse HDP’den aşırı fedakarlık beklemesin. Millet İttifakı seçimde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın desteğini almak istiyorsa müzakereci bir politik çizgi geliştirmelidir. Fakat Millet İttifakı hala HDP’in seçimde tek kilit parti olduğunu anlamış değil. Ayrıca Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın HDP’ye saldırıları çok boyutlu devam ederken Millet İttifakı’nın sessizliği anlaşılmış değil.

Birinci ve ikinci turun sonucunu belirleyecek tek partinin HDP olduğunu anlamak istemeyen bir muhalefet büyük bir hata yapar. Ama Millet İttifakı, HDP seçmeninin hassasiyetlerini ve kimi taleplerini dikkate almadan sonuç alamaz.

Ancak Millet İttifakı, HDP’nin kırmızı çizgilerini düşünen bir perspektif içinde olmalıdır ki,  Erdoğan birinci turda kaybetsin. HDP’nin ‘biz kendi adayımızla seçime gideceğiz’ açıklaması, anlayanlar için çok boyutlu bir uyarı niteliğini taşıyor. HDP'nin gösterdiği duyarlılığı, diğer muhalefet partileri de gösterirse, Cumhur İttifakı tuş olacak bir seçim sonucu yaşar ve Türkiye halkları 21. Yüzyılın Hitler’inden kurtulmuş olur.

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.