‘Her Kürt terörist doğar’

Haberleri —


Bu yazıyı dün yazdığımda takvim 16 Mart’tı. Kürt tarihinde unutulması asla mümkün olmayan bir tarih. 26 yıl önce 16 Mart’ta Halapçe’de Irak diktatörü Saddam Hüseyin elma kokulu kimyasal silahlar ile saldırmış, 5 bini aşkın Kürt öldürmüş binlercesini de yaralanmıştı. Yine onbinlercesi Saddam’ın zulmünden kaçıp, kendileri için yabancı olan diyarlarda, sürgün yaşamak zorunda kaldılar. Kimileri çocuktu. Anne ve babalarını arıyorlardı uygar Avrupa’nın ‘uygar mülteci’ kamplarında, kimileri de çocuklarını arıyordu…
Tıpki 1938’de Dersim Soykırımında kaybolan kız çocuklarının hikayelerini anlatan dokümanter ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ gibi, Halepçe’nin de kaybolan çocukları vardı. Bildiğiniz gibi Halepçe şimdi il oldu (Irak Başbakanı Maliki özür dileyeceğine, Halepçe’nin il olmasına itiraz ediyormuş) ve İran ile yapay sınırı olan bir şehir. İnsanlar doğal olarak Saddam’ın zulmünden İran’a kaçtılar. Kamyonlar ile taşınan ölüler arasında, yaşayan çocuklar varmış. Bunlar İranlı aileler tarafından evlatlık edinmişler. Bir çoğu da çocuğu olmayan aileler tarafından alınıp büyütülmüş.
Katliamda en küçük kızı kaybolan bir emekli öğretmenin çabası ve Talabani’nin Irak cumhurbaşkanı olarak aktif desteği ile yapılan çalışmalar sonucu bu çocuklardan bir kaçı bulunup ailelerine teslim edilmiş. İşte Halepçe’nin de kaybolan çocuklarının hayatını anlatan bu dokümanterin de adı “Halepçe’nin Kayıp Çocukları“…
Tıpkı “Dersim’in Kayıp Kızları” gibi…
Bir de post modern zamanların kayıp çocukları var. Kitlesel katliamlardan ve soykırımlardan sağ kurtulanlar kadar şanslı olmayanlar. Gerçi bir çocuğun ebeveynlerini kaybetmesi ile hayatını kaybetmesi arasında ki çizgi çok incedir. Bazıları yaşayan ölülerdir… Yine de hayatta kalmak bir şans ise onlar şanslı.
Post modern zamanın yitik çocuklarının sonuncusu Berkin… AKP’nin iktidarından bu yana yitirilen Uğur, Enes, Ceylan, Fatma’dan sonra 181’inci çocuk. Bir de cezaevlerine doldurulan ve devlet koruması altında tecavüze uğrayan ‘terörist’ çocuklar var. Çocukluğu çalınan ile öldürülen arasındaki farkı da çocukluğu çalınanlara sormak lazım. Yaşamak… tercihleri olur muydu?
Çocuk ve terörist kelimelerini yan yana getirmek, getirebilmek herkese nasip olacak bir durum değil. Bu şans da Erdoğan’a nasip oldu. Üstelik evcilik pardon devletçilik oynarken, nasıl da bir zaman bulup Berkin’ı de terörist ilan edebildi. Bravo doğrusu. Bir çocuk terörist olamaz. Buna ne fiziksel ne de ruhsal yapısı bilimsel olarak müsait değildir. Ancak bu çocukların etnik kimliği Kürt ise her şey olur. Terörist de olur. Zaten ‘her Kürt terörist’ doğar… Kürtlerin içinde bulunduğu bu durumda, bu coğrafyada terörist olmamak, insan olmamak ile eşdeğer bir durumdur!
Her 16 Mart geldiğinde, 16 Mart 1988 günü yaşadığım bir anım var, ve o anımı yazmak için masaya otururum. Ancak hala yazamadım. Bugün yazmaya kesin kararlı idim. Yerim kalmadı ve ben yine onu yazamadım. Bu asla bir tesaddüf değildir. Öncelikle neden yazamadığımı, bilinçaltındaki bu engeli bulmam gerekir.
Dersim Katliamında, Halepçe Katliamında, modern(!) zamanların, modern silahları(!) ile kaybettiğimiz bütün çocuklarımız, sizleri hiç unutmayacağız.
Işıklar içinde uyuyun…

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.