Her şey İmralı eksenli

Forum Haberleri —

Abdullah Öcalan'a özgürlük eylemi

Abdullah Öcalan'a özgürlük eylemi

  • Önder Apo’dan dört yıldır hiçbir haber alamamanın dışarıda karşılığı Kobanî Kumpas Davasında, Gezi davasında, Kurdistan’da her gün gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarında görüldüğü gibi açıkça savaş olmaktadır.

XALID KARASUNGUR

Soykırımcı Türk devleti Kürtler üzerinde soykırım uygulamakta ısrarlıdır. Tüm savaş hazırlıkları ve saldırıları da buna göre olmaktadır. Önder Apo fiziki özgürlüğüne kavuşmadıkça, İmralı işkence sistemi var oldukça bu böyle olacaktır. Gelişmeleri bunun dışında başka çeşit değerlendirmek kesinlikle yanlıştır. 16 Mayıs’ta Kobanî kumpas davasında verilen karar da tamamen buna göre olmuştur. Yoksa mümkün müdür ki Önder Apo İmralı işkence sisteminde adına ölüm çukuru dediği bir hücrede esir tutulacak, dört yıldır sağlığı ve güvenliğiyle ilgili kendisinden hiçbir haber alınmayacak, ama öte tarafta Kobanî davasında hak, hukuk, adalet, demokrasi olacak! Hiç böyle bir şey olabilir mi? Tersi doğrudur ki Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için İmralı’da Önder Apo ile görüşme ve müzakere yapılmadıkça ne Kobanî kumpas davasında ne Gezi davasında ne de demokrasi ve özgürlük adına olan başka hiçbir konuda kendiliğinden olumlu hiçbir gelişme olmayacaktır.

Bu anlamda Türkiye’nin nereye gittiğini, nasıl büyük ve ağır ekonomik ve siyasi sorunlarla karşı karşıya olduğunu bilmek, görmek ve öğrenmek isteyenler mutlaka İmralı’ya bakmalı, İmralı’da olup bitenleri görmeye ve anlamaya çalışmalıdır. Soykırımcı Türk devletinin İmralı’ya işkence, baskı ve zor kullanma yöntemiyle yaklaşmasının karşılığı Türkiye’de açıkça baskı, şiddet ve savaş olmaktadır. Savaş Türk ekonomisinin çöküşüne, açlık ve yoksulluğun büyümesine, ahlaki çürüme ve yozlaşmanın gelişmesine, siyasetin kirlenmesine ve tıkanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle İmralı işkence sistemi ve İmralı’da 26 yıldır rehin tutulan Önder Apo’nun durumu ister farkında olunsun ister olunmasın sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye halklarını doğrudan ilgilendirmekte ve etkilemektedir.

Dolayısıyla Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi sorunu tüm yurtsever, demokrasi güçlerinin en temel sorunu olmaktadır. Odaklanması gereken temel hedef de bu olmalıdır. Bunun için evrensel düzeyde başlatılan bir kampanya var. Bu kampanya Kürt halkının dostları ve demokrasi güçlerinin öncülüğünde dünyanın hemen her yerinde her gün yeni bir ivme kazanarak gelişmekte ve büyümektedir.

Kampanyanın sürece ve tüm gelişmelere yön verme ve sonuç alma noktasında belirleyici konumda olan Türkiye ve Bakurê Kurdistan’da istenilen ve beklenen düzeyde gelişmemesi elbette ciddi özeleştiri konusudur. Bu durum şüphesiz üzerinde yoğunlaşması, sorgulanması, bu temelde önemli derslerin ve sonuçların çıkarılması gereken bir durum olmaktadır. Buna göre Kürt halkı ve demokrasi güçleri her şeyden önce mutlak kendi gerçek gündemleriyle buluşmak zorundadır. Güçlerini, imkanlarını ve enerjilerini buna göre değerlendirmelidirler. Belirledikleri kendi gündemleri üzerinden harekete geçmeli, seferber olmalıdırlar.

Türkiye ve Bakurê Kurdistan’da düşünsel ve eylemsel olarak fazlasıyla legal sınırların içine hapsolmak şüphesiz doğru değildir. Yasal hakların kullanılması yanında bir de var olmaktan kaynaklı meşru söylem ve eylem biçimlerini geliştirme hakkı ve görevi vardır ki bu hepsinden daha önemli ve öncelikli olmaktadır. Bunların gereklerini yerine getirmenin önünde hiçbir yasa, hiçbir baskı ve bariyer asla engel olmamalıdır. Bugün sadece İmralı’da yaşananlar, daha doğrusu nelerin yaşandığının bilinmemesi durumu bile tek başına elbette her gün muazzam toplumsal tepki ve serhildan geliştirmenin gerekçesidir. Kürtler ve Türkiye demokrasi güçleri için bundan daha yakıcı, daha önemli ve öncelikli bir gündem ve görev kesinlikle olamaz.

Sömürgeci-soykırımcı Türk devletinin toplumu manipüle etme, sahte gündemler yaratarak gerçek gündemden kopartma ve yönlendirme konusundaki ustalığı ve kurnazlığı bilinmektedir. Toplumu baskı ve zorbalığa dayalı haksız ve meşru olmayan her şeye alıştırmaya çalışmaktadır. İmralı sistemi ile Önder Apo’nun üzerinde uygulanan hukuk ve insanlık dışı baskı ve uygulamalar normal görülsün istemekte, toplumu da buna alıştırmaya çalışmaktadır. Tehlikeli bir durumdur. Kürt halkı ve demokrasi güçleri buna asla alışmamalı, boyun eğmemeli, var olan olağanüstü durumu normalleştiren ve normal gören bir duruma düşmemelidir. Aksine tüm Kürtler ve demokrasi güçleri her gün yeni serhildan ve eylemler için adeta teyakkuzda bekleyen değil, oldukları her yerde ve sürekli eylem ve serhildan içinde olmalıdırlar.

Herkes bilmelidir ki Türkiye ve Kurdistan’da yaşanan ve yaşanacak olan gelişmelerin nasıl olacağının gerçek işareti ve göstergesi İmralı’da uygulanan ve yaşananlar olmaktadır. İmralı’da Önder Apo’ya ilişkin yaşanacak olan en ufak olumlu bir gelişmenin dışarıda toplumun üzerinde karşılığı kesinlikle daha büyük olacaktır. Fakat şu an olan bu değildir. Önder Apo’dan dört yıldır hiçbir haber alamamanın dışarıda karşılığı Kobanî kumpas davasında, Gezi davasında, Kurdistan’da her gün gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarında görüldüğü gibi açıkça savaş olmaktadır. Demek ki bütün bunlar İmralı’daki durumun nasıl olduğuna bağlı, İmralı’da yaşanan gelişmelerin birer sonucu olmaktadır. Büyük, kapsamlı, sürekli ve radikal serhildanlarla AKP üzerinde baskı geliştirip Önder Apo’yla müzakereye zorlamadıkça ve AKP de buna mecbur kalıp artık başka bir seçeneğin olmadığına ikna olmadıkça ya da tümden iktidardan düşürülüp tasfiye edilmedikçe ne serhildan ve her çeşit toplumsal eylem ve etkinlikler durmalıdır ne de herhangi bir normalleşmeden ve olumlu sayılabilecek bir gelişmeden söz edilebilir.

Başta Kürt gençleri ve kadınları olmak üzere Türkiye’nin demokrasi güçleri ve tüm devrimci güçler artık bu olağanüstü dönemin olağanüstü eylem tarzını geliştirmede mutlak öncü olma rolünü yerine getirebilmelidir.   

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.