HRW: Uluslararası yardım gerekli

Dünya Haberleri —

Rojava göçmenler

Rojava göçmenler

  • SMO çetelerinin zorla göçerttiği 200 bine yakın insan, Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi alanlarında ilaç, barınma ve gıda sıkıntısı ile yaşam mücadelesi veriyor. Özerk Yönetim 186 okulu göçmenlere barınak yaptı, halen açık alanda geceleyenler var.    
  • Ölüm tehditleri yüzünden göç edenlerin durumuna dikkat çeken HRW, göçmenlerin Tabqa, Rakka, Hesekê ve Qamışlo’da yetersiz barınma, su, gıda ve sağlık hizmetleri nedeniyle kritik koşullarla karşı karşıya olduğunu duyurdu. Tehlike büyük.
  • HRW Orta Doğu müdür yardımcısı Adam Coogle: “Krizin ölçeği göz önüne alındığında, yalnızca bölgede faaliyet gösteren yerel yetkililere ve insani yardım kuruluşlarına destek sağlamak için koordineli bir uluslararası çaba, insani felaketi önleyebilir.”

Human Rights Watch (HRW) Halep, Şehba, Tel Rifat ve Nubul-Zehra’dan zorla göç ettirilerek Kuzeydoğu Suriye’ye gelen Kürt ve Arap Alevi’lerin kötüleşen yaşam koşullarına dikkat çekti. Zorla göçertilenlerin durumuna ilişkin yapılan açıklamada, tüm tarafların, yardımların engelsiz bir şekilde bölgeye ulaşmasını sağlamaları, Türkiye destekli grupların katliamından kaçan sivillere güvenli geçiş imkânı tanımaları ve bu sivillere yönelik saldırıları durdurmaları çağrısı yapıldı.

Türkiye desteki “Suriye Milli Ordusu” (SMO) adı atında faaliyet gösteren çete gruplarının Kürt ve Alevi Arapların yaşadığı bölgelerde talan, hırsızlık ve işkence yaptığının altı çizilen açıklamada bunlara derhal son verilmesi istendi.

Şehba, Til Rifat ve Nubul-Zehra ile çok sayıda köy ve kasaba sakini katliam tehdidi altında göç etmek zorunda kaldı. Suriye’nin Halep vilayet sınırlarında yaşanan bu kitlesel göç, 200 binden fazla Kürt ve Arap Alevi’yi yerinden etti. Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES) bölgelerine sığınmak zorunda kalanlara Minbic bölgesinden çıkmak zorunda kalanlar da eklendi.

Ancak uluslararası çaba engeller

"Suriye'deki olağanüstü olaylar arasında, yoğun çatışmalar ve silahlı grupların intikam alma korkusu, binlerce sivili hazırlıksız başka alanlara sürüklüyor," diyen Human Rights Watch Ortadoğu Başkan Yardımcısı Adam Coogle, "Bu kriz boyutlarına ulaşmışken, yalnızca uluslararası bir çaba, yerel yönetimleri ve bölgedeki insani yardım ajanslarını destekleyerek bu insani felaketi önleyebilir," şeklinde konuştu. HTŞ geçiş hükümetini Şam’da kursa da Suriye’nin kuzeyinde Fırat nehrinin batısında insan hakları ihlalleri korkunç boyutlara ulaştı. Türk destekli çetelerin bu saldırıları, çoğunluğu Kürtleri heder alsa da Alevi Araplar ve diğer topluluklardan binlerce kişinin yerinden edilmesine neden oluyor. Türk savaş uçakları Kürt yerleşim bölgeleri ve Reqa’da sivil alanları bombalamayı sürdürüyor.

Human Rights Watch, son açıklaması için saha verileri ile konuya ilişkin Hesekê ve Halep’ten gazeteciler ile göçmenlere ulaştı. HRW’ye göç esnasına yaşadıklarını anlatanlar yolda Türk destekli çete gruplarından kötü muamele, hakaret, işkence  gördüklerini ve mallarının gasp edildiğini söyledi. Tanık ve mağdurlar HTŞ ve SMO'nun ilerleyişinden duydukları korkuyu dile getirdi.

Human Rights Watch, SMO çetelerinin ve Türk ordusu ile istihbarat birimlerinin, çocuklar da dâhil olmak üzere insanları kaçırdığını, keyfi olarak tutukladığını ve hapsettiklerini ayrıca cinsel şiddet, tecavüz, işkence, toprak ve ev gaspı, yağma ve şantaj gibi suçları işlediğini belgeledi.

Özerk Yönetim'in imkanlarını aştı

Halep vilayetine bağlı Şehba bölgesindeki Serdem Kampı’ndan ailesiyle birlikte çıkmak zorunda kaldıklarından bahseden Êzîdî bir kadın, kitlesel göçün Özerk Yönetimin gücünü aştığını anlattı. “1 Aralık’ta Tabqa’ya gece yarısı geldik,” diyen kadın, “iki geceyi soğukta geçirdik. Çocuklar açlıktan ve soğuktan ağlıyordu. İki hamile kadın doğum yaptı ama hiçbir tıbbi bakım olmadı. Bu kadar acı görmek çok üzüntü vericiydi” diye ekledi. Zorla göç ettirildikleri esnada SMO çetelerinin kontrolündeki denetim noktalarındaki sözlü tacizi ve zulmü de paylaştı: “Sadece Kürt olduğumuz için kötü muamele gördük."

"Acil olarak barınma, ilaç ve gıda ihtiyacımız var. Kış geldiği için soğukla başa çıkabilmek için uygun kışlık malzemelere ihtiyacımız var" diyen kadın, Tabqa’da 3 gün kaldıktan sonra Hesekê’ye gitmeye karar verdiklerini söyledi. 

Yol boyunca yanmış cesetler

HRW’nin görüştüğü diğer bir zorla göçertilen Kürt, Halep’in Tel Rifat bölgesinden Tabqa’ya ailesiyle birlikte sığınan orada barınmaya çalışan bir kişi. SMO denetim noktalarındaki sözlü tacizlere ve yolda gördükleri, kimliği belirsiz yanmış cesetlere tanık olduklarını anlattı. "Tabqa’ya 3 Aralık’ta geldik ve bir okulda barınmak istedik," dedi ve devam etti, "STK’lar ve yerel yönetimler bize yiyecek, kerosen ve yatak temin etti ama hala barınacak yeri olmayan çok sayıda aile var. Birçoğu sokağa sığınmak zorunda kaldı."

Okullar barınak oldu

Kuzeydoğu Suriye STK Forumu, 7 Aralık’ta yaptığı açıklamada, bölgeye gelen yerinden edilme sayısının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle 4 Aralık’ta yeni bir kabul alanı açıldığını bildirdi. Rakka'da da durum kritik, ancak yetkililer, geçici barınma olarak 70'ten fazla bina açtılar. Tabqa ve Rakka'da, kabul alanları dolmuş durumda. Ayrıca Kobani, Hesekê ve Qamışlo’da da kabul alanları oluşturuldu. Yerel yönetimler, Rakka, Tabqa, Hesekê ve Qamışlo’daki 186 okulu barınak olarak kullanıyor, bu da yaklaşık 185 bin öğrencinin eğitimini aksatıyor (BM verisi). Sağlık hizmetleri, su ve sanitasyon hizmetleri de ciddi şekilde etkilenmiş durumda.

Sorun kendi kendine çözülemez

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), kuzeydoğu Suriye'deki çatışmanın "sivil altyapıya ve insani varlıklara zarar verdiğini ve hizmetleri aksattığını" söyledi. Türkiye'nin 2019'da kuzeydoğu Suriye'yi işgal etmesinin ve ardından çoğunluğu Kürt olan kişilerin şu anda Türk işgali altındaki bölgelerden kitlesel göçünün ardından, Hesekê vilayetindeki nüfus 500 binden iki milyona çıktı. 

"Kuzeydoğu Suriye’de yerinden edilenlerin durumu kendi kendine çözülemez," diyen Coogle, "Bağışçılar, insani yardım ajansları ve Birleşmiş Milletler, bu durumu, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hak temelli bir yaklaşımla çözmeli," dedi.

HRW savaşan tarafların, sivil halkı ve sivil altyapıyı hedef almayı, keyfi saldırıları ve sivil can kayıplarına yol açan saldırılardan kaçınmalarının hukuki zorunluluk olduğunu söyleyip, “Birleşmiş Milletler, yardımların, çatışma altındaki kuzeydoğu Suriye bölgelerine ulaşmasını engelleyen tüm engellerin kaldırılması gerektiğini, Özerk Yönetimin de yardımlarını artırması gerektiğini” belirtiyor. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.