Hukuk Eutelsat’ı bağlamıyor


Fransız uydu şirketi Eutelsat, basın özgürlüğü ve yasal prosedürleri ayaklar altına alarak geçen sonbaharda Kürt televizyon kanalları Med Nûçe TV ve Newroz TV’nin yayınını kesmesinin ardından şimdi de Ronahi TV, NewsChannel ve Sterk TV’nin yayınını engellemek istiyor.
Eutelsat’ın Ronahi TV, NewsChannel ve Sterk TV’nin yayınlarının durdurulması için bu kanallara hizmet veren uplink şirketine talimat verdiği bildirildi.
Alınan bilgilere göre Türkiye’nin Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) girişimleri sonucunda Eutelsat, 3 Kürt kanalının televizyonunun yayınlarının durdurulması için harekete geçti. Şirket, ilgili şirketlerden söz konusu kanalların yayınlarının durdurulmasını istedi. Eutelsat’ın NewsChannel’ın yayınlarının durdurulması konusunda da sözlü bir iletim yaptığı vurgulandı. Eutelsat’ın Kürtlere yönelik hukuku ayaklar altına alan televizyon karartması yeni değil. Eutelsat, 2016 yılının Eylül ayında RTÜK’ün yazılı başvurusu üzerine Kürt televizyonlarını Hotbird uydusundan çıkarmaya başlamış ve Fransız mahkemelerinin aleyhte kararlarına rağmen hukuk dışı yöntemlerle Newroz TV ve Med Nûçe TV’nin yayınlarını kesmişti.
Prosedür ayaklar altında
Newroz TV ve Med Nûçe ekranlarının karartılmasına karşı Gazeteci Ferda Çetin ve her iki televizyonun çalışanları mümkün olduğunca her yerde seslerini duyurmak için çalışmalar yürütmüştü. O dönemde Med Nûçe’nin Genel Yayın Koordinatörü olan Çetin ile arkadaşları, AKPM’de toplantılar, sokak etkinlikleri ve Avrupa’nın önemli basın yayın sendikaları ile diplomatik görüşmeler yaparak Eutelsat’ın hukuksuzluğunu gözler önüne sermişlerdi.
Çetin, Eutelsat’ın Ronahi TV, NewsChannel ve Sterk TV için yaptığı girişimin de tümüyle hukuksuz olduğunu, geçerli prosedürleri hiçe saydığını belirtiyor.
Çetin şunları söyledi: "NewsChannel’ın İtalya’da, Ronahi TV’nin İsveç’te, Sterk TV’nin ise Norveç’te lisansı var. Doğal olarak da bu televizyon kanalları bulundukları o ülkelerin lisans kurumu yani üst denetim kurulunun belirlediği esaslara göre çalışıyor. Bu lisans kurumları bir nevi o ülkenin RTÜK’ü gibidir. Bu televizyonların yayınları ile ilgili problem olduğunda bu kurumlar muhataptır. Her hangi bir durumda bunlar devreye giriyor. Yani lisansa, basın yayın ilkelerine uygunluk yönünde uyarı yapar, düzeltme ister. Fakat Eutelsat’ın yaptığı bütün bunları aşarak satalitten yayını kesmektir. Satalitten yayını kesmek şuna benziyor; bir gazete çıkarıyorsunuz bir bakıyorsunuz ki, birileri matbaaya gidip 'Bu gazeteyi çıkarmayın diyor'. Bir mahkeme kararı olmadan, ilgili kurumların bir baskısı olmadan, bir uyarısı ya da önerisi olmadan yapılmış uygulamadır. Bütünüyle hukuk dışı ve keyfidir. Hukuki prosedür işlemiyor. Eutelsat, bu sözünü ettiğimiz 3 ülkenin lisans kurumlarına başvurmuyor. Sataliti kiralayan, satalitin sahibi durumundaki Eutelsat, söz konusu televizyon kanallarını kiraya veren şirketlere RTÜK’ün yazısını gönderiyor. 'Bu kanalların yayınını kesin' diyor. Bu televizyon şirketleri de 'Neye göre keselim' diye sorduklarında RTÜK’ün adres olarak gösteriyor. Sonbahardaki Med Nûçe TV ve Newroz TV kanallarının Fransa’daki davasında Eutelsat’ın avukatı mahkemede 'Bizim Türkiye ve RTÜK ile ilişkilerimiz var. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi bir ülkedir. Biz RTÜK’ü esas alıyoruz. Ona dayanarak da yayınları kesiyoruz' demişti. Bunun keyfi ve hukuka aykırı olduğuna Fransız mahkemesi karar vermişti. Med Nûçe TV ve Newroz TV davalarında mahkeme Eutelsat’ı tazminat ödemeye mahkum etmişti. Fakat, Eutelsat, Ronahi, Sterk ve NewsCannel için de daha önceki yöntemi izliyor. Eutelsat’ın Türkiye ile çok büyük ticari anlaşmaları var. Onun için de hukuku çok dikkate almıyor."
Med TV ile başlayan Kürt televizyonculuğu
30 Mart 1995 tarihinde Londra'da test yayına, 15 Haziran'da da yayın hayatına başlayarak Özgür Basın'ın televizyonculuk geleneğinin öncüsü olan Med TV’nin lisansı, 1999 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın uluslararası komployla esir alınmasının ardından Türkiye'nin talebi üzerine İngiltere tarafından iptal edilmişti. Ardından kurulan MEDYA TV de Fransız devleti tarafından kapatıldı.
Geleneğin devamında Roj TV, Danimarka'dan alınan lisansla 1 Mart 2004'te yayın hayatına başlasa da, Türkiye'nin baskısı sonucu 22 Ocak 2012'de kapatıldı. Bunun üzerine Stêrk TV, 6 Şubat 2012'de yayına başladı. Stêrk TV’yi ise "Hakikat Zamanı" sloganıyla 4 Mart 2012 tarihinde yayın hayatına başlayan Nûçe TV izledi.
Ancak Türkiye'nin siyasi baskıları sonucu Danimarka yargısı, yayın ruhsatları bu ülkede bulunan Mezopotamya Brodcasting Şirketi'ne bağlı Kürt televizyonları MMC, Nûçe TV ile yayınları daha önceden durdurulan Roj TV’nin yayın lisanslarını 3 Temmuz 2013'de iptal etti. Alınan bu kararla birlikte Kürt televizyonlarına yaklaşık 10 milyon Danimarka Kron'u para cezası da kesildi. Verilen bu cezalarla Kürt TV’leri, ticari işlemlerini sürdüremez duruma geldiklerini belirterek, iflas bildiriminde bulundu. Nûçe TV ile müzik kanalı MMC, 19 Ağustos'ta yayınlarını "Kürt milli marşı" olan "Ey Raqîp" klibi yayınlayarak durdurmuştu.
Yoğun tepki vardı
Bir yandan Saray-AKP iktidarı, bir yandan da Eutelsat’ın Med Nûçe ve Newroz TV’yi karartmasına karşı uluslararası gazeteci örgütleri yoğun tepki göstermişti. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Fransa Ulusal Gazeteciler Sendikası (SNJ) ve Genel-İş Konfederasyonu (CGT), İngiliz Gazeteciler Sendikası (NUJ) Eutelsat’a tepki göstermişti.
HABER MERKEZİ
