İhanet de faşizm de başaramayacak

Tekoşin OZAN Haberleri —

  • KDP, Kürt öncü kişiliklerinin vurulması için istihbarat verdi. İhanet, Barzani ailesinin o kadar iliklerine işlemiş, Kürt ulusal değerlerinden o kadar uzaklaşmışlar ki kendilerini ele vermekten çekinmiyorlar. 
  • Tabii her yerde eli boş kalan AKP-MHP faşizmiyle kaderini birleştiren Barzani ailesi onların akıbetine uğrama korkusu yaşıyor. Korkunun ecele faydası yok derler. Bu kadar ihaneti artık Kürtler taşımak zorunda değil, yeri geldiğinde kesip atmasını bilirler.

Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı saldırılar giderek sonuçsuz kalırken özgürlük mücadelesinin kapsamı büyüyor. Şu birkaç gün içerisinde hem kapitalist sistemin babası Alman devletinin hem de KDP destekli Türk faşist devletinin saldırıları sonuçsuz kaldı.

Hamburg’taki kapitalist sisteme karşı ‘’Dünyamızı Geri İstiyoruz’’ sloganıyla organize edilen konferans, Alman devleti tarafından engellenmeye çalışıldı. Ancak hem binleri aşan akademisyenin tepkisi hem de hazırlık komitesinin geri adım atmaması bütün katılımcıların daha fazla sahiplenen yaklaşımları eşliğinde başladı. Konferansın engellenmek istenmesini sadece Türk devletinin baskılarıyla ifade etmek yerinde olmaz. Kuşkusuz Türk devleti Kürtlerin her yerdeki etkinliklerini yok etmek için elinden geleni yapıyor. Ancak Alman devletinin Kürt hareketine yaklaşımı Türk devletinin politikalarından çok da uzak değil.

Alman Devleti’nin korktuğu şey sistem karşıtı tartışmaların yürütülmesi değildir. Almanya’da sistem karşıtı hareketlerin tartışma zeminleri yok mu? Var. Hatta toplanma, eyleme geçme hakları da var. Çokça da yapılıyor. Ama Reber Apo’nun fikirleri etrafında organize edilen akademik tartışma konferansı riskli görüldü. Sebep PKK’nin terör listesinde olması da değildir. Tersine PKK’nin terör listesine alınmasının nedeni de bu korkudur. Alman Devleti’nin korktuğu şey, Kürt Özgürlük Hareketi’nin sistem karşıtı görüşleri pratikleştirme gücüdür. Mücadele yöntemlerini çok yönlü kılarak devrimi yıkıcı değil, yapıcı pratikleştirme esnekliğidir. Yani sistemin içinde sisteme karşı düşünsel, kültürel, yapısal alternatif oluşturabilme kabiliyetidir. Kendini yenilmez addeden, bütün karşıt güçleri marjinalleştirme iddiasında olan kapitalist sistemin o kadar da başarılı olamadığını, yenilmez olmadığını kanıtlama gücüne sahip olmasıdır.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin en önemli özelliği doğruları uygulama gücünü örgütlemek ve bu örgütlü yapıları harekete geçirmektir. Yanlışa karşı doğruyu inşa etmektir. Sadece teoride değil, pratikte de alternatif model oluşturmaktadır. Tabii bu durum kapitalist sistemin çıkarlarına taban tabana zıt olduğu gibi demokrasi cilasının altındaki faşist hakikatinin de açığa çıkmasını sağlamaktadır. Kapitalizmin giydiği demokrasi kılıfının altındaki toplum kırımcı gerçeği açığa çıkmaktadır. Hitler, Mussolini ve Frankoların istisna olmadığı, gizli kaide olduğu açığa çıkmaktadır.

Konferansın yapılma ısrarı, Önder Apo’nun her türlü engele karşı mücadeleyi sonuca götürme duruşunu yansıttı. Çok önemliydi. Bu temelde konferansı organize eden hazırlık komitesinin yasaklara rağmen konferansı mutlaka gerçekleştirme kararlılığını kutluyorum. Kapitalist sistemin kötülüklerini dünya akademik çevrelerinde tartışma zeminini güçlendirdikleri gibi sistemin doğrudan müdahalelerine de direnişle karşılık vererek mücadelenin somut örneklerini sundular.

Konferansın engellenmesinin aslında iyi bir yanı da oldu. İyi yanı; sıradanlaşan kötülükleri cafcaflı kılıflar altında saklayıp duyargaları felç eden kapitalizme karşı dürtükleme etkisi yarattı. Bir şeyi ifade etmek ile onu yaşamak arasındaki mesafeyi kaldırdı. Dolayısıyla tepkiler sıcak oldu. Yani Alman devleti istemeden mücadele zemininin güçlenmesine vesile oldu. 

Kürt Özgürlük Hareketi Türkiye’de faşizme karşı demokrasi mücadelesinin öncüsü, Kurdistan’da NATO imkanlarıyla Türk faşizminin yürüttüğü soykırım politikasına karşı direnişin kalesi, Avrupa’da ise Kapitalist sisteme karşı demokratik modernite uygarlığının motor gücü olarak kararlılıkla direnmeye devam ediyor.

Başta Kürt kadınları olmak üzere demokratik özgür yaşam değerlerini yaşatma kararlılığı hiç sarsılmayan Kürtler, Türkiye seçim sürecine de büyük bir moral ile giriyorlar. Hem Kürt örgütleriyle hem de demokratik sol örgütlerle yapılan ittifak Türkiye’nin demokratik geleceğinin alt yapısını oluşturuyor. Erdoğan şefliğindeki yeşil faşizm ile CHP öncülüğündeki klasik Kemalist şovenizme karşı Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratik üçüncü yolu oluşturuyor. Bu yol çözüm yoludur. Kadın katliamlarını durdurma, eşit ve özgür yaşama yoludur. Soykırımcılığı durdurma, Türkiye’nin kültür mozaiğini açığa çıkarma, Kürtlerin kurucu halk olma haklarını kazanma yoludur. Bu yol savaşı ve savaşa dayalı rantçılığı durdurma, halkın olanı halkın tasarrufuna alma yoludur. Bu yol Önder Apo’nun özgürlüğü temelinde barış ve kardeşliğin sağlanması yoludur.

Bu gerçeğin farkında olan AKP-MHP faşizminin etekleri tutuşmuş durumda. Kendini kurtarmak için Esat ile anlaşmak istedi ama gidici olduğunu gören Esad yüz vermiyor. O da yetmedi, beslediği ve işgal ettiği Afrin, Serekaniye, İdlib, Bab hattına yerleştirdiği çeteler satılacaklarını fark edip kazan kaldırıyor. Rojava’ya saldırı planları tutmayınca suikastlerle ne kadar Kürt öldürürsem o kadar iyidir kafasını canlı tutuyor. QSD komutanı Mazlum Abdi ile MSD Eşbaşkanı İlham Ahmed’i Süleymaniye de vurmaya çalışması bu kafanın son adımlarındandı. Üstelik ABD askerleri ve YNK yetkililerin olduğu zeminde bunu yapmaya çalıştı. Sonuç alamadığı gibi bu sefer kimse sessiz de kalmadı. Irak devleti inceleme başlattı. Pentagon da inceleme başlattığını açıkladı. YNK duruma yüksek sesle tepki gösterdi. Her zamanki gibi bir tek KDP Türk faşizmini destekledi ve saldırının haklılığını ortaya koymaya çalıştı. Tabii saldırıdaki rolünü de açığa vurmuş oldu. Türk devletinin böyle bir toplantının istihbaratını nerden almış olabileceğine dikkatleri çekti.

KDP nasıl ki Şengal’deki onurlu Êzîdî gençlerinin vurulması için istihbarat hazırlıyor, MİT’i bizzat kendi korumasında Şengal’e kadar götürüyorsa, Mahmur’da aynı yaklaşımı sergiliyorsa, Medya Savunma Alanları’nda Türkiye’deki korucular gibi Türk ordusuna öncülük yapıyorsa Süleymaniye’de de aynısını yapıyor. Kürt öncü kişiliklerinin vurulması için istihbarat verdi. İhanet, Barzani ailesinin o kadar iliklerine işlemiş, Kürt ulusal değerlerinden o kadar uzaklaşmışlar ki kendilerini ele vermekten çekinmiyorlar. Ancak Süleymaniye saldırısına bir çok yerden tepki gelince göstermelik bir kınama tepki gösterdiler. Tabii her yerde eli boş kalan AKP-MHP faşizmiyle kaderini birleştiren Barzani ailesi onların akıbetine uğrama korkusu yaşıyor. Korkunun ecele faydası yok derler. Bu kadar ihaneti artık Kürtler taşımak zorunda değil, yeri geldiğinde kesip atmasını bilirler.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.