İki sürgün yaşayan Kakber’e su verilmiyor

Kakber köyü

Kakber köyü

  • Dêrsim Soykırımı'nın ardından 90'lı yıllarda ikinci kez boşaltılan Kakber köyüne 12 yıldır elektrik ve su verilmiyor. Yolları da yapılmadığı için köye dönüş yapamayan yurttaşlar, “Bizi sürgün ettiler, soykırım yaptılar ama biz dilimizden vazgeçmedik, hiçbir şeyimizden vazgeçmiyoruz” dedi.

Dêrsim Soykırımı’nın üzerinden 86 yıl geçmesine rağmen etkileri devam ediyor. Resmi verilere göre; 13 bin 160, resmi olmayan verilere göre ise 70 bine yakın insanın bombalanarak, kimyasal silahlar kullanılarak, yakılarak, uçurumlardan atılarak katledildiği soykırım sürecinde on binlerce insan ise sürgün edilerek asimilasyon politikalarına maruz kaldı. Soykırımın devamı olarak insansızlaştırmak için 1990’lı yıllarda yeniden göç ettirme uygulamaları devreye konuldu. Bu süreçte 1994-1995 yılında boşaltılan köylerden biri de Pulur (Ovacık) ilçesine bağlı Kakber köyü. Kakber’in soykırımdan sonra ikinci defa boşaltılmasının ardından ailelerin bir kısmı Pulur’un Kızık köyüne göç etti. İki defa sürgün gören Kakber köyüne 2012’de giriş yasaklarının kalkmasına rağmen 12 yıldır elektrik, su verilmiyor, ulaşım yolu açılmıyor. Kızık’a göç ettirilen ve Kakber’e dönmek isteyen köylüler, JINNEWS’ten Rozerin Gültekin’e konuştu.

Hangi birini anlatayım

Güler Aslan, ailesinin soykırımı yaşadığını belirterek,  “Korkudan çocuklarını alıp suya atıyorlarmış. Üç yaşındaki kardeşim su için ağlıyormuş asker görür diye yanındaki kişiler onu boğmuş. Kayınbabamı, akrabaları ile götürmüşler Karaoğlan’da süngüyle, kurşunla sabaha kadar vurmuşlar. Hangi birini anlatayım? Kaynanam anlatıyordu, hepsini bir yerde toplamışlar o da çocuklarını kucağına saklamış kurşun gelirse ilk ona değsin diye…” dedi.

Soykırım sonrası sürgün

Soykırımdan sonra ailesinin Balıkesir’e sürgün edildiğini, 1944’te de kendisinin sürgünde dünyaya geldiğini söyleyen Güler, yasaklar kalkınca 9 yıl sonra Kakber’e geldiklerini dile getirdi. Geldikten sonra zor koşullarda köyde ev yaptıklarını, ancak ikinci kez sürgün edildiklerini belirten Güler, şöyle devam etti: “38’de ‘askerlik yapmıyorlar, karşı geliyorlar’ diye soykırım yaptılar, ikincisinde de ‘anarşistler var’ dediler sürgün ettiler. Benim eşim 38’i yaşadığı için 2. sürgünde hepimizden daha çok ağlayarak evi topladı. Bizim ne suçumuz var? Kakber’de 2. yasak da kalktıktan sonra ev yaptık ama kışın gidemiyoruz. Çünkü ulaşım, su, elektrik yok. Köye ancak yazdan yaza gidiyoruz. Toprağımıza hasret kalmış durumdayız. Kakber’e geri dönmek istiyorum. Benim geçmişim hep orada. Bizi sürgün ettiler, soykırım yaptılar ama biz dilimizden vazgeçmedik, hiçbir şeyimizden vazgeçmiyoruz.”

Asker köyü bombaladı, yaktı

Ane Güneş de soykırımın ardından sürgün edildikleri Kayseri’de dünyaya geldiğini; uzun yıllar Kayseri’de yaşadıktan sonra Xozat’a (Hozat) geldiklerini, köy köy yaşadıktan sonra Kakber’e döndüklerini söyledi. 2. sürgünü de yaşadıklarını kaydeden Güneş, “Bize ‘Çıkın buradan, boşaltın burayı. Yakacağız. Devrimciler buraya geliyor, onlara yardım ediyorsunuz’ dediler. Köyü yakıp, boşalttıkları zaman evliydim, çocuklarım vardı. Köye asker geldi ve bizlere çıkın, dedi. Hepimiz çıktık, eşyalarımızı alıp dışarı attılar. Askerler köyü bombaladı, yaktı. Kakber’i yaktıktan sonra biz buraya yerleştik. Zaten her yeri boşalttılar” dedi.

Köyüne dönmek istiyor

Sürgünlere, katledilmelere ve soykırıma rağmen köylerinden vazgeçmeyen ve her fırsatta tekrardan Kakber’in yoluna düşenlerden biri olan Ane Güneş, köyüne dönerek orada yaşam kurmak istediğinin altını çizdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.