İktidarın İBB saldırısına tepki

İstanbul Büyükşehir Belediyesi
- DEM Parti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bir kez daha siyasi operasyon düzenlenmesine tepki gösterirerek, "Demokrasiye, halkın seçme-seçilme hakkına, sandık iradesine ve seçim hukukuna yönelen bu açık müdahaleleri kınıyoruz."
İktidar, İstanbul'un suyunu, toprağını, geleceğini kontrol etmek ve yönetmek için yargıyı araçsallaştırdığını vurgulayan DEM Parti, seçilmiş yönetimi işlevsiz kılma planının parçası olarak yeni gözaltılara başvurduğunu belirtti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu kişiler hakkında yürütülen soruşturma devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik ilk operasyon 19 Mart'ta yapılmış, 94 kişi gözaltına alınmış ve bu kişilerden 54'ü tutuklanmıştı. İBB'yi hedef alan siyasi darbe kapsamında düzenlenen yeni bir operasyonla, haklarında gözaltı kararı verilen 53 kişiden aralarında İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay, Ekrem İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu ve Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun'un eşi Gözdem Ongun'un da olduğu 51 kişi gözaltına alındı. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) Genel Müdürü Şafak Başa, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen ve İSKİ Çevre Denetim Dairesi Başkanı Adem Şanlısoy da gözaltına alınanlar arasında. İBB Boğaziçi İmar Müdür Elçin Karaoğlu, İBB Emlak Yönetimi Başkan Vekili Fatih Özçelik, İBB İmar Şube Müdürü Ramazan Gülten, İBB Etüd ve Proje Daire Başkanları Serap Öbekçi ve İhsan Yılmaz, Kültür A.Ş. Genel Müdür Yardımcıları Erdinç Çolak ve Onur Aldı da gözaltına alındı.
DEM Parti'den kınama
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik başlatılan gözaltılara dair açıklama yaptı. Operasyonun tamamen siyasi saiklerle yapıldığı belirtilen açıklamada, "Demokrasiye, halkın seçme-seçilme hakkına, sandık iradesine ve seçim hukukuna yönelen bu açık müdahaleleri kınıyoruz" denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verili: "İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik başlatılan yeni gözaltı dalgası, gündeme getirilen iddiaların zamanlaması ve kapsamı bu operasyonun siyasi saiklerle yürütüldüğünü göstermektedir. İktidar, İstanbul'un suyunu, toprağını, geleceğini kontrol etmek ve yönetmek için yargıyı bir kez daha araçsallaştırmaktadır. Genel sekreterlerden daire başkanlarına kadar önemli görevlerdeki isimlerin gözaltına alınması, İstanbul halkının seçilmiş yönetimini işlevsiz bırakma planının bir parçasıdır. Demokrasiye, halkın seçme-seçilme hakkına, sandık iradesine ve seçim hukukuna yönelen bu açık müdahaleleri kınıyoruz."
CHP: İBB'yi aşmak istiyorlar
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Kanal İstanbul projesini engellemeye çalıştıkları için gözaltına alındıklarını vurguladı. Ekrem İmamoğlu, "Gözaltına alınanlar ranta karşı İstanbul'u koruyanlar" derken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yolsuzluk iddiaları konusunda "düelloya" davet etti.
İstanbul Büyükşehir Başkanvekili Nuri Aslan gözaltına alınan kişilerin "şehrin su güvenliğini savunduklarını" kaydederken, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da "İSKİ'nin Sazlıdere Barajı havzasında, İstanbul'un içme suyu kaynağını tehdit eden Kanal İstanbul güzergahındaki TOKİ konutlarına yıkım kararı alması üzerine bu operasyon yapılıyor" dedi.
Özel: Mesele Kanal İstanbul'suzluk
CHPGenel Özgür Özel, önceki gün Mersin'de on binlerin katılımıyla düsenledikleri mitingte Kanal İstanbul'a karşı çıkan İSKİ'nin hedef alındığını söyledi. Özel, şunları ifade etti: "İSKİ'nin genel müdürü Şafak Başa, Kanal İstanbul için yapılan inşaatların, dedikleri gibi yoksullar için yapılan konutlar olmadığını gördü ve bunlar kaçak olduğu için TOKİ'ye bunlar hakkında yıkım kararı verdiğini bildirir yazıyı dün yolladı. Bu sabah, 40 gün önceki operasyonda adı olmayan, hakkında hiçbir iddia olmayan İSKİ'nin genel müdürü, genel müdür yardımcısı ve imar daire başkanı şafak operasyonu ile gözaltına alındı. Mesele yolsuzluk değil, Kanal İstanbul'suzluk. Siyaset tarihimizin en büyük düellosunu teklif ediyorum. Yargılama canlı yayında olacak. Sonra Türkiye'nin bütün anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. Eğer halk İmamoğlu'nun suçluluğuna ikna olursa, siyaseti bırakıyorum. Olmazsa sen bırakacak mısın?"
Ranta karşı İstanbul'u koruyanlar
Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutulan İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, yaptığı açıklamada, şunlara işaret etti: "Gözaltına alınan arkadaşlarımızın İstanbul'daki kaçak yapılarla mücadele eden, ranta karşı İstanbul'u koruyan, şehrimizi olası büyük depreme hazırlamak için gece gündüz çalışan İstanbul muhafızları olduğunu biliniz. Bu vatansever insanlar ihanet projesi olan Kanal İstanbul'u durdurmak için, İstanbul'u susuz bırakacak girişimleri önlemek için davalar açıp, ruhsatsız yapılara yıkım kararı veren insanlar. 16 milyon İstanbullu yürekleri ağzında deprem huzursuzluğu ile yaşamaya çalışırken, bunların derdi İstanbul'un ve ülkenin nimetlerini peşkeş çekmek. Bir avuç muhteris; milletin parasını, tapusunu, diplomasını, haysiyetini, geleceğini yok sayarak, boş dosyaları yalan ve iftira ile doldurmanın peşine düştüler."
Su güvenliğini savunuyorlardı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Nuri Aslan ise CHP'li ilçe belediye başkanları ve İBB yöneticileriyle birlikte Saraçhane'de kameraların karşısına geçti. Nuri Aslan, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ve diğer kurum çalışanlarının, Sazlıdere Barajı havzasındaki yapılaşmaya karşı önlemler almaya çalıştığını hatırlattı. Aslan, şöyle konuştu: "Şehircilik, altyapı ve afet yönetimi gibi İstanbul için hayati önemdeki alanlarda çalışan ekiplerimizin bu şekilde hedef alınmasından derin bir üzüntü duyuyoruz. Gelecekte Sazlıdere'yi tehdit eden projelere karşı, şehrin su güvenliğini savunuyorlardı. Sazlıdere Barajı, İstanbul'un bugünü için çok önemli olduğu gibi, Kanal İstanbul gibi tartışmalı projelerin hayata geçirilmesi durumunda yok olma riski de taşıyan stratejik bir su kaynağıdır." İSTANBUL
* * *
Sazlıdere Barajı'na konutlar
İmamoğlu, 17 Nisan'da Kanal İstanbul projesi öngörülerek 24 bin konut inşaatına başlandığını duyurmuştu. İmamoğlu, "Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası'nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı'nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar" dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı iddiayı yalanladı ama TOKİ'nin Sazlıdere Barajı'nın yakınında konut projesi inşa ettiğini kabul etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Kanal İstanbul projesinin, konut inşaatları ve Arapça yapılan reklamlarla yeniden canlandırıldığını savunmuştu. Bu gelişmelerin ardından İSKİ, Sazlıdere Barajı havzasındaki TOKİ inşaatına Su Havzalarını Koruma Yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle kaldırılması için 23 Mayıs'a kadar süre verdi, aksi takdirde 'kaçak yapılaşma' statüsüne alınan inşaatın yıkılacağını tebliğ etti. Buna rağmen inşaat çalışmaları devam ediyor.
* * *
14 yıldır tartışılan proje
Kanal İstanbul projesi, 27 Nisan 2011'de henüz Başbakanlık kotuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyuruldu. Kanal İstanbul, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir su yolunun açılmasını öngörüyor. Tasarlanan kanalın uzunluğu 40 kilometre; genişliği 150 metre, derinliği ise 25 metre. İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacak. Kanal İstanbul'un çevresinde kurulacak yeni yerleşim alanı, 453 milyon metrekareyi kapsayacak. "En büyük hayalim" diyen Erdoğan'ın aksine Ekrem İmamoğlu ise "İstanbul'a ihanet projesi" diyor. İmamoğlu, "Bu ucube projeyle, ülkenin deprem riski en yüksek bölgesine sekiz milyon hapsedilmiş olacak. Bu proje bittiğinde İstanbul bitmiş olacak" diye karşı çıkıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bölgede yapılması planlanan konut projeleri için imar planı değişikliğine ve çevre düzeni planı değişikliklerine itiraz etmiş, 2024'te itirazları mahkeme tarafından haklı bulunmuş ve plana iptal kararı verilmişti.
Kanal İstanbul'un olası etkilerine dair en detaylı raporlardan birini hazırlayan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) projeye "İstanbul'un en önemli su kaynaklarından Sazlıdere'yi yok edeceği" gerekçesiyle karşı çıkıyor; "Kuzey ormanlarını, meraları, tarım alanlarını, tüm hassas ekosistemleri yok edecek bu proje savunulamaz" diyor.