İmralı Supermax’ı bile aşıyor
Yurt Dışı Haberleri —
- Texas Üniversitesi’nden cezaevleri uzmanı Denis O’Hearn İmralı’daki tecrit sistemini “dünyadaki cehennem” olarak adlandırılan SuperMax cezaevlerinin en ileri örneği olduğunu söyledi. O’Hearn, Öcalan’a uygulanan avukat ve aile görüşlerinin engellenmesi tecridine insanlık tarihinin bu son döneminde başka yerde tanık olmadığını söyledi.
- “Öcalan, İmralı Adası’na sığmaz. Orada yapılanlar gün ışığına çıkartılmalı. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada Öcalan’a yapılanlar bilinmeli, duyulmalıdır” diyen Denis O’Hearn, Avrupa’yı sessizliğini bozmaya çağırdı. Uzman ABD’nin Amerika ve Afganistan’da ‘karanlık hapishaneler’ uygulamsının en şiddetli halinin İmralıda yaşandığını anlattı.
EREM KANSOY/REYKJAVIK
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı’da 24 yıldır ağır tecrit altında rehin tutuluyor. En son 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşen Kürt Halk Önderi’nden 27 aydır haber alınamıyor. Öcalan avukatlarıyla ise en son 7 Ağustos 2019’da görüşmüştü. ‘Disiplin cezası’ gerekçesiyle avukat ve aile görüş başvuruları sürekli reddedilirken, Öcalan’a yeni bir 6 aylık görüşme yasağı daha getirildiği ortaya çıktı.
Tecridi AK’ye taşıdı
Tecridin sona ermesi için uluslararası alanda da kampanyalar yürütülürken, en son 11 Mayıs’ta 3 kişilik Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu İstanbul’da Asrın Hukuk Bürosu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kurumla görüştü, tecrit ve cezaevlerine ilişkin bilgi aldı. Ardından 16 Mayıs’ta İzlanda’da yapılan Avrupa Konseyi Zirvesi’ne katılan heyet üyeleri, Öcalan’a yönelik tecridi gündeme getirdi ve fiziki özgürlüğünün sağlanmasının önemine vurgu yaptı.
Heyet üyelerinden birisi de Texas Üniversitesi’nden sosyoloji ve antropoloji profesörü Denis O’Hearn. Cezaevleri ve tecrit uzmanlık alanı olan O’Hearn’in özellikle İrlanda cezaevleri üzerine kapsamlı araştırmaları bulunuyor. O’Hearn’in İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) militanlarından Bobby Sands’in hayatının anlatıldığı “Yarım Kalmış Bir Şarkı: Bobby Sands, IRA ve Açlık Grevi” isimli bir kitabı da bulunuyor.
İmralı’ya en yakın SuperMax
O’Hearn ile Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki uygulamaları konuştuk. Dünyadaki H Tipi, F Tipi ya da “SuperMax” olarak bilinen maksimum güvenlikli cezaevleri üzerinde çalışan Denis O’Hearn, İmralı işkencehanesinin dünyada benzeri olmadığının altını çizdi. O’Hearn, “İmralı tecrit sistemine ve tamamıyla iletişimsizlik haline yakın gördüğüm tek yer Irak savaşından sonra ABD’nin hem Amerika’da hem Afganistan’da geliştirdiği SuperMax olarak da bilinen karanlık hapishaneler. Öcalan’a son 2-3 yıldır uygulanan tecrit ve tam iletişimsizliğe başka bir ülkede rastlamadım. Ki olsaydı mutlaka insan hakları grupları gündeme getirirdi” dedi.
“Dünyadaki cehennem” olarak da adlandırılan bu cezaevleri için O’Hearn, “Bazı tutsaklar ile görüşme şansım oldu ve bu hapishanelerin büyük bir gizlilik içinde saklandığını çok iyi biliyorum. Dünyanın hiçbir yerinde başka buna benzer, avukatlar ve aile ile görüştürülmeme, buna benzer uygulamalar yoktur. Ben en azından yakın tarihimizde böylesi bir iletişimsizlik tecridine başka bir yerde rastlamadım” dedi.
Türkiye utanmazca devam ediyor
Nazi Almanyası dönemini hatırlatan cezaevleri uzmanı Denis O’Hearn, “Biliyorsunuz, faşist Almanya döneminde hapishane kampları vardı ama orada bile Sovyetlerin cezaevleri ile bazı iletişimler kurduğunu söylemek mümkündü. Karanlık hapishanelerden (SuperMax) Batı aslında utanç duyuyor ve bunlar ile ilgili konuşmuyor. Fakat Türkiye, İmralı’dan utanmıyor, açıkça bunu utanmadan devam ettiriyorlar” ifadesini kullandı.
Batının çifte standardı
“Öcalan’a yapılanlar herkesin gözü önünde yapılıyor ve kimse sesini çıkartmıyor, bu konuda kimse harekete geçmiyor. Bence bu kesinlikle çifte standarttır” diyen O’Hearn, Batının Türk devletine İmralı’daki uygulama nedeniyle yaptırımda bulunması gerektiğini söyledi. O’Hearn, “Öcalan’a yaptıkları için Türk devletine yaptırım uygulamalılar. Fakat Avrupa topluluğu bu konuda hiçbir adım atmıyor. Türkiye üzerinde insan hakları ve uluslararası hukuka uyması için baskı yapılmalı” dedi.
Öcalan’a yaptığınız işkencedir
Nelson Mandela Kuralları’nı hatırlatan O’Hearn, “Mandela Kuralları’na göre; 15 günden fazla bir tutsağın dış dünya ile iletişimin kesilmesinin tamamıyla bir işkence olduğu kanaati vardır. Bu kesinlikle bir işkencedir. Avrupa’nın, Türkiye’ye ‘Öcalan’a yaptığınız işkencedir’ demesi gerekiyor. Fakat bunu yapmıyorlar” diye konuştu.
Türkiye üzerinde baskı kurulmalı
Türkiye’nin yaptıklarının tüm dünyada ifşa edilmesinin önemine vurgu yapan O’Hearn şöyle devam etti: “Uluslararası ülkeler, insan hakları örgütlerinin yapabileceği en iyi şey, yaşananların üstünün örtülmesine izin vermemektir. Öcalan, İmralı Adası’na gizlenilemez. Orada yapılanlar gün ışığına çıkartılmalıdır. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada Öcalan’a yapılanlar bilinmeli, duyulmalıdır. Öcalan ile birlikte binlerce Kürt tutsağa da yapılanlar duyulmalı, bilinmelidir. Bu daha fazla gizlenmemeli, her şey gün ışığına çıkartılmalıdır.”