‘İnsanlık ve cesaret’ ödülü Kürt kadınına

• Paul Grüninger Vakfı, ‘İnsanlık ve Cesaret Ödülü’nü bu yıl Kürt kadın tutsak Ayşe Gökhan’a verdi.

Vakıf, 1998 yılında mülteci hakları ve mültecilerin korunması çalışmalarıyla tanınan İsviçreli Paul Grüninger’in anısına torunları tarafından kuruldu.

Bu kapsamda Paul Grüninger Vakfı tarafından her yıl tehdit ve zulüm karşısında mücadele eden aktivistlere verilen “insanlık ve cesaret” ödülleri düzenlenen bir resepsiyonla sahiplerine verildi. Bu yılki ödüller, Ankara Sincan Kadın kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökhan ve Polonyalı mülteci işçi Paula Weremiuk’a verildi.

İsviçre St. Gallen Kantonu Palace gösteri salonunda düzenlenen ödül törenine, çok sayıda İsviçreli, yazar, akademisyen, siyasetçi, insan hakları savunucuları, Ayşe Gökkan’ın avukatı Berfin Gökhan, CDK-S Eşbaşkanı Selma Sürer ve St. Demokratik Kürt Toplumu Derneği temsilcileri katıldı.

Onlarca gözaltı ve soruşturma

Vakıf kurucularından ve SP (Sosyalist Parti) Konsey üyesi Paul Rechtsteiner, yaptığı açılış konuşmasında Ayşe Gökkan’ın 2009-2014 yılları arasında Türkiye-Suriye sınırında yer alan Nusaybin belediye başkanıyken, Türk devletinin Nusaybin-Qamişlo arasında mültecilere karşı sınır duvarı inşa etmeye başladığında, oturma eylemi ve açlık grevi gerçekleştirdiğine vurgu yaptı.

 Rechtsteiner, “Gökhan, sivil topluma olan bağlılığı nedeniyle Türkiye’de seksen defadan fazla gözaltına alındı, iki yüzün üzerinde soruşturmaya tabi tutuldu ve hala Sincan cezaevinde tutuklu” dedi.

Vakıf yöneticisi Tina Leisch ise Ayşe Gökhan’ın Nusaybin Belediye Başkanı olduğu dönem ve bütün hayatı boyunca Kürt kadınları adına önemli bir mücadele verdiğini kaydetti. 

‘Tüm kalbimle sizinleyim’

Ayşe Gökhan adına ödülü avukatı Berfin Gökhan aldı. Ayşe Gökkan’ın ödül törenine gönderdiği Kürtçe mektubu okudu.

“Sizleri güneşin sıcaklığı ve ‘Jin Jiyan Azadî’ coşkusuyla selamlıyorum. Özgür kadın hareketinin bir üyesi olarak, bu ödüllü sadece kendi adıma değil mücadele eden binlerce Kürt kadını adına alıyorum. Türkiye devleti mücadele eden onlarca Kürt kadının tutuklayarak, cezaevine koydu. Devlet, Sincan cezaevinde yanımda bulunan ve cezalarını bitirmiş 12 kadın arkadaşımı hukuksuz bir şeklide cezaevinde tutmaya devam ediyor. Fiziki olarak aranızda bulunmasam da tüm kalbimle sizinleyim.” HABER MERKEZİ