KDP, kötü ve uğursuz bir yol izliyor

Forum Haberleri —

KDP - Türkiye

KDP - Türkiye

  • Bağdat Türk devletinin Kıbrıs ve Suriye topraklarını nasıl ilhak ve işgal ettiğini bilmelidir. Buna rağmen ülkesini işgal eden, onlarca askeri üs ile on binlerce asker bulunduran Türk devletiyle birlikte Kürtlere ve PKK’ye karşı ortak hareket etmesi demek her şeyden önce işgali ve ilhakı meşrulaştırmak demektir.

XALID KARASUNGUR

İşgalci Türk ordusu Kurdistan Özgürlük Gerillası karşısında özellikle son altı ayda büyük zorlanmıştır. Ama henüz bir kırılma yaşadığı da söylenemez. İşgalci-soykırımcı zihniyette tam bir kırılma olmadıkça savaşta ısrar edecekleri açıktır. Sadece ısrar etmekte de değil, her şeyini ve tüm imkanlarını şimdiye kadar olandan daha fazla savaşa seferber edeceklerdir. Bunun için kapitalist-emperyalist güçlere ve bölgesel ilgili güçlere yalvar-yakar olmaktan tutalım, haraç-mezat her şeyi pazarlamaktan ve her türlü taviz vermekten kaçınmayacaklardır. Çünkü bu savaş devletin tüm iplerini ele geçiren AKP devletinin ve faşist şef Erdoğan’ın artık kader savaşı olmuştur. Bu nedenle hem tüm güçleriyle yükleneceklerdir hem de savaşta her türlü yalan, entrika, ahlaksız ve kuralsız yöntemlere başvurmaktan çekinmeyeceklerdir.

Kuşkusuz HPG, YJA Star güçleri de hazırlıklıdır. Taktikte derinlik, teknikte yakalanan düzey oldukça önemlidir. Kürt halkının her yerde yeniden serhildan ruhuyla buluşmuş olması daha da önemli olmaktadır. Özellikle HPG Ana Karargah Komutanlığı’nın “Türk SİHA ve İHA’larına karşı füze elde ettik” açıklaması soykırımcı-işgalci Türk savaş kurmaylığının uykularını kaçırmış, derinden sarsmıştır. Kaygıları büyüktür. Bu anlamda durumu ciddiye almaları anlaşılırdır. Buna rağmen Kürt halkına ve Kurdistan Özgürlük Gerillasına karşı büyük bir savaş hazırlığı içinde olduklarını da bilmek gerekir. Şüphesiz işlerinin bu defa pek de kolay olmadığı açıktır. Aslında kendileri de bunun farkındadır. Yoksa ABD ve Avrupa’dan tutalım Bağdat ile Hewlêr arasında bu kadar yoğun diplomasi ve mekik dokumaya ihtiyaç duymazlardı. Demek ki gerçekten zordadırlar. Ne yapıp edip illa da Irak’ı PKK’ye karşı savaşa ortak etmeye çalışmaktalar. Nitekim halen bekledikleri ve istedikleri düzeyde olmazsa da Bağdat’la belli konularda anlaştıkları da görülmektedir.

İşgalci Türk ordusu Irak’ın ve Başûrê Kurdistan’ın topraklarında yoğun bir güç bulundurmaktadır. Elliden fazla askeri üste on binlerce askeri güç konumlanmıştır. Bu aslında uluslararası hukuka göre açıkça suç niteliğindedir. Dolayısıyla işgalci Türk devleti suç işlemektedir. Çünkü var olan durum artık işgalin ötesinde Irak ve Başûrê Kurdistan topraklarının ilhak edilmesidir. Bağdat ve KDP yönetiminin bunun böyle olduğunu bilmesi gerekir. Yine Bağdat Türk devletinin Kıbrıs ve Suriye topraklarını nasıl ilhak ve işgal ettiğini bilmelidir. Buna rağmen ülkesini işgal eden, onlarca askeri üs ile on binlerce asker bulunduran Türk devletiyle birlikte Kürtlere ve PKK’ye karşı ortak hareket etmesi demek her şeyden önce işgali ve ilhakı meşrulaştırmak demektir. Irak’ın bunda elbette hiçbir çıkarı yoktur. Irak hükümeti onurlu ve iradeli bir duruş göstermek zorundadır. Uluslararası hukuka rağmen zorla topraklarına giren işgal ve ilhak eden Türk devletine karşı açıkça tutum almalıdır.

Tabii bir de KDP’nin durumu vardır. Kötü ve uğursuz bir yol izlemektedir. Şimdi tam olarak işgalci-soykırımcı Türk devletine partner olmuştur. İşbirlikçilik yapmaktadır. Türk devletiyle üzerinde anlaştıkları esas konu PKK’nin tasfiye edilmesidir. Bunun için işgalci Türk ordusuna rehberlik etmekte, ortak mevziler yapmakta, güç taşımaktadır. Halbuki PKK’nin zayıflaması demek Türk devletinin Başûrê Kurdistan’da daha fazla güç bulundurma ve inisiyatif sahibi olması demektir. Bu durumda Türk ordusu Başûrê Kurdistan’a daha çok güç yığacaktır. Öyle ki işgal ettiği Suriye topraklarında yaptığı gibi kendi idari sistemini Başûrê Kurdistan’da da örgütlemeye çalışacaktır. Dolayısıyla KDP’nin bir an evvel bu işbirlikçi, uğursuz ilişkilerden kurtulması gerekmektedir.

İddia odur ki soykırımcı-sömürgeci Türk devleti Kurdistan Özgürlük Gerillasına karşı savaştırmak üzere sözde İslamcı faşist çeteleri Başûrê Kurdistan’a göndermektedir. Bunları daha çok Suriye’de işgal ettiği İdlip ve diğer bölgelerden getirmektedir. KDP’nin de aynı amaçla eşzamanlı Roj Peşmergelerini hazırladığı söylenmektedir. Yani bu bilgiler doğruysa işgalci-faşist Türk devleti Kurdistan Özgürlük Gerillasına karşı faşist çeteleri savaşa sürerken KDP de aynı amaçla Roj Peşmergelerini savaşa sürmeyi planlamaktadır. Hem çeteler hem de Roj Peşmergeleri görünümde Türk askerleri olarak bilinmektedir. Çünkü onların üniformalarını giyinmekte, kendilerini gizlemektedirler. Bu durum soykırımcı-sömürgeci Türk devletinin Kurdistan Özgürlük Gerillası karşısında ne kadar zorlandığını gösteren başka bir açı olmaktadır. Kırk yıldır başaramadığını elbette faşist çeteler başaramayacaktır. Şayet söylendiği gibi Roj Peşmergeleri de Kurdistan Özgürlük Gerillasına karşı savaşa sürülürlerse patır patır dökülecekleri hatta savaşmadan kaçacakları kesindir. Bunların vaziyeti budur. Yani Kurdistan Özgürlük Gerillası ve Kürt halkı her açıdan hem haklı hem inisiyatifli hem de daha güçlüdür. Ama yine de asla rehavete düşmemek gerektiği açıktır. Aksine 2024 yılının kader niteliğinde bir yıl olduğu bilinerek gerillanın taktikte derinlik, teknikte yakaladığı düzeyi Kürt halkı olduğu her yerde serhildana kalkarak selamlamalıdır. Bilmek gerekir ki gerilla-serhildan diyalektiği geliştikçe soykırımcı sistemde gerçek bir kırılma yaşanacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.