Irak ve Suriye savaş kapsamında

Forum Haberleri —

İbrahim Kalın - Hakan Fidan - Yaşar Güler

İbrahim Kalın - Hakan Fidan - Yaşar Güler

  • Irak’ta kanlı bir oyun tezgahlanıyor. Erdoğan ve avenesi bunu saklama gereği duymuyor. ABD ve Avrupa’dan destek sağlamış görünüyor. Irak’tan da destek alırsa savaşı Güney Kurdistan’ın içlerine kadar yayacak.

ZEKİ AKIL

Faşist AKP ve MHP hükümeti Kürtlere karşı soykırım savaşını sürdürmek için tam sürat yol alıyor. Kürtler dünyada var olsa, kendi kimlikleriyle yaşasa kıyamet kopacakmış gibi sağa sola koşturuyorlar. Son günlerde ağırlıklarını Irak’a vermişler. Adeta Irak yollarında mekik dokuyorlar. KDP’yi de bu kanlı girdaba daha fazla çekip savaşın faturasını ağırlıklı olarak her yönüyle Kürtlere çıkarmak istiyorlar. Irak ve KDP aktif savaşa katılmaz ve destek vermezse elindeki büyük orduya ve gelişmiş silah tekniklerine rağmen savaşı kazanamayacaklarını biliyorlar.

Erdoğan, savaş dışındaki bütün seçenekleri devre dışı bırakmış durumda. Yüz yıllık Kürt sorununu PKK’ye, PKK’yi de teröre indirgemiş. ABD ve Avrupa’nın PKK’yi terör örgütleri listesine almasını da sonuna kadar kullanarak savaşı uzattıkça uzatıyor ve yaydıkça yayıyor. Tekrar tekrar belirtelim ve dünya halkları şu gerçeği iyi bilmeli ki; bu savaşın bu kadar uzamasının sorumlusu ABD ve Avrupa’dır. Böyle olmasaydı Kürt sorunu şimdiye kadar çoktan çözülmüştü. PKK hakkında alınan karar tek yanlı ve siyasi bir karardır. ABD ve Avrupa ülkeleri de Hamas’ı terörist görüyor. Ama Erdoğan bu kararı tanımıyor. "Hamas terörist değil, topraklarını savunan bir örgüttür" diyor. Demek ki, bu kararlar tercihe ve siyasi yaklaşımlarına göre değişiyor. İş Kürtlere geldi mi, Erdoğan, Avrupa ve ABD’yi sıkıştırıyor. "Madem PKK teröristtir diyorsunuz, o zaman bana gerektiği gibi destek vereceksiniz’’ diye dayatıyor.

Erdoğan, ABD ve Avrupa’dan aldığı desteğe rağmen istediği sonucu alamıyor. Katliamlar, yıkımlar ve ağırlaşan faturaya rağmen Türk devleti Kürt sorununu çözmek için başka yol ve yöntemi kabul etmiyor. Halbuki 2013 ve 2015 arası süreçte silahlar susmuş ve can kayıpları durmuştu. İmralı’yla başlayan görüşmeler ABD ve Avrupa’dan da destek almıştı. Türkiye ve bölgede bir rahatlama ortaya çıkmıştı. Ancak barışı ve ateşkesi çıkarlarına görmeyen savaş yanlısı güçler, başta da Erdoğan ve Bahçeli görüşme masasını devirdi.

2015’ten beri aralıksız süren bir saldırı ve savaş var. Şimdi Ortadoğu’daki krizden de yararlanarak Kürtlere karşı daha kapsamlı imha seferleri düzenlemek için çalışılıyor. Mexmûr kampı BM’nin şemsiyesi altında, sivil ve siyasi mültecilerden oluşuyor. Türkiye’nin köylerine saldırmaları nedeniyle kaçıp Irak’a sığınmışlar. Mexmûrluların tek suçu Kürt olmaları, Kürtçe konuşmaları ve eğitimlerini kendi dilleriyle yapmalarıdır. Bunun için Mexmûr’u terör yuvası, terör kampı olarak hedefliyorlar. Türk meclisinde Kürt milletvekilleri bir cümle Kürtçe konuştuklarında "bilinmeyen bir dille’’ diye tutanaklara geçiriyorlar. Böyle olunca Mexmûr bir tehlike odağı haline geliyor! Aynı şey Şengal için de geçerli. DAİŞ’in soykırımına uğrayan Şengal’de çok az Êzîdî nüfus kalmıştı. Êzîdîlerin çoğu Güney’de kamplarda veya Avrupa’ya göçmüşler. Kalan Êzîdîler kendi dilleriyle eğitim görüyorlar ve kendi işlerini kendileri yapıyorlar. Bu da onları büyük tehdit kaynağı haline getirmiş! "Şengal ikinci Kandil olmuş" diye dünyaya lanse ediyorlar ve saldırılarının hedefi yapmışlar. DAİŞ’in yarım bıraktığını tamamlamak istiyorlar.

Türk devleti Kürtleri ve kazanımlarını ortadan kaldırmak için her şeyi getirip PKK’de kilitliyor. Türkiye’de yasalara göre aday olan ve seçilen belediye başkanlarını görevden alıp, belediyelere el koyup kayyım atadılar. Gerekçeleri ise onları PKK atamış veya Kandil’e para göndermişler! Bugüne kadar yapılan yargılamaların hiçbirinde Kandil’e para gönderdiklerine dair hiçbir delil ortaya konmuş değil. Bu yönlü alınmış hiçbir mahkeme kararı da yoktur. Erdoğan ve Türk basını yalan ve demagojiyi bir sanat haline getirmiş. Şimdi de aynı biçimde Doğu ve Kuzey Suriye’de petrol kuyularını, elektrik santrallerini vb. vuruyor ve halkın yaşam olanaklarını ortadan kaldırıp göçe zorlamayı da PKK’yle açıklıyorlar. İç ve dış kamuoyuna, "petrol PKK’nindir. Paralar dağa gidiyor" diye raporlar sunuyor ve bilgi kirliliği yaratıyorlar. İşledikleri savaş suçlarını PKK’nin arkasına sığınarak gizlemek istiyorlar.

Irak’ta kanlı bir oyun tezgahlanıyor. Erdoğan ve avenesi bunu saklama gereği duymuyor. ABD ve Avrupa’dan destek sağlamış görünüyor. Irak’tan da destek alırsa savaşı Güney Kurdistan’ın içlerine kadar yayacak. KDP’yi de daha fazla öne çıkararak Kürtler arası ilişkileri iyice mayınlayacak. YNK üzerinde de baskılarını artırmış. Irak’ı dediğimiz gibi markaja almış. İran’ın da bir biçimde desteğini almaya veya etkisiz kılmaya uğraşıyor. Bunu başarırsa zaten Irak’ta istediği gibi at koşturacak. Kerkük ve Musul konularda daha fazla müdahalede bulunacak ve Güney’deki federasyonu bertaraf etmek için de yeni bir hamle yapacak. Kürt halkının, aydın ve yurtseverlerin bu soykırım planlarına ve tehlikeli girişimlere karşı daha fazla karşı durmaları ve duyarlı davranmaları gerekiyor. Bağdat hükümeti de Türkiye’nin Irak’ın içlerine bu kadar sokulmasına karşı durmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.