İran ve İsrail orduları
Dünya Haberleri —

İsrail - İran
- İran, büyük bir daimi orduya sahip olmasının yanı sıra vekil güçlere ve gizli operasyonlara dayanıyor; ancak bu güçler, son aylarda ABD ve İsrail’in eylemleriyle ciddi şekilde zayıflatıldı. İsrail ise hem gizli operasyonlara hem de bölgede rakipsiz olduğu düşünülen güçlü düzenli kara ve hava kuvvetlerine güveniyor. İki ordu taktik ve ateş gücü bakımından çarpıcı farklılıklar gösteriyor.
İran, büyük bir daimi orduya sahip olmasının yanı sıra vekil güçlere ve gizli operasyonlara dayanıyor; ancak bu güçler, son aylarda ABD ve İsrail’in eylemleriyle ciddi şekilde zayıflatıldı. İsrail ise hem gizli operasyonlara hem de bölgede rakipsiz olduğu düşünülen güçlü düzenli kara ve hava kuvvetlerine güveniyor. İki ordu taktik ve ateş gücü bakımından çarpıcı farklılıklar gösteriyor.
İran’ın durumu
İran’ın 91 milyonluk nüfusu ve 1,6 milyon kilometrekarelik yüzölçümü, İsrail’in 9 milyonluk nüfusu ve 22 bin kilometrekarelik yüzölçümüne kıyasla bir avantaj gibi görünebilir. Askeri açıdan ise bu rakamlar çok az anlam ifade ediyor. İran’ın birlikleri, düzenli silahlı kuvvetler ve paramiliter Devrim Muhafızları olarak ikiye ayrılıyor. Düzenli kuvvetler, yaklaşık 600 bin askerle sınırları koruma ve konvansiyonel askeri görevlerden sorumlu. Devrim Muhafızları ise yaklaşık 200 bin personeliyle, Kudüs Gücü, stratejik füze komutanlığı ve siber güç gibi bölümleri kapsıyor. İran’ın vekil güçleriyle birlikte konvansiyonel kuvvetleri, son bir yılda İsrail ve ABD’nin askeri operasyonlarıyla ciddi şekilde yıpratıldı.
İran’ın askeri ekipmanları, 1979 öncesinde Sovyetler Birliği ve ABD’den alınanlar ile daha yeni Rus ekipmanlarının bir karışımı. Hava kuvvetlerinde yaklaşık 350 eski model uçakla, İsrail’in hem sayı hem de kalite açısından çok gerisinde. İran, geniş bir İHA yelpazesi üretme kapasitesine sahip.
İsrail yetkilisi, Perşembe günü İran’ın birden fazla savaş başlığı taşıyan bir füze kullandığını, bu durumun savunmaları için yeni bir zorluk oluşturduğunu belirtti. Saldırıyla ilgili bağımsız bir analiz henüz yapılmadı. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin (CSIS) Füze Savunma Projesi raporuna göre; İran’ın 2017’de test ettiği ve Kuzey Kore menşeli olduğu düşünülen Hüremşehr füzesinin “birden fazla savaş başlığı” iddiası, muhtemelen bağımsız hedeflenebilir geri giriş aracı (MIRV) teknolojisinden ziyade alt mühimmat savaş başlığına işaret ediyor.
İran’ın üst düzey komutanlarının güvenliği de sürekli bir sorun. Devrim Muhafızları Komutanı General Hüseyin Selami ve İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı General Muhammed Bageri, geçen Cuma Tahran’daki dperasyonda öldürülenler arasında. Üst düzey nükleer bilim insanları da öldürüldü. Bölgedeki diğer üst düzey komutanlar da son operasyonlarda öldürüldü.
İran’ın nükleer programı son yıllarda ilerledi ve birkaç ay içinde birden fazla nükleer silah üretebilecek kadar silah derecesine yakın uranyum zenginleştirdiği düşünülüyor. Bu silahları füzelere veya başka yollarla kullanılabilir hale getirmek için daha fazla zamana ihtiyaç var. İsrail, bu riski göze almamaya kararlı görünüyor ve nükleer malzeme ile balistik füze üreten tesislere zaten saldırılar düzenledi.
İsrail’in durumu
İsrail’in kara, deniz ve hava kuvvetleri, ABD ve Avrupa’nın en son teknolojileri ile güçlü bir yerli savunma sanayisinden besleniyor. Bu, İsrail’in birden fazla cephede aynı anda düşmanlarla mücadele etmesini sağlıyor. Küçük bir ülke için yaklaşık 170 bin aktif görev askeri ve 400 bin yedek askeriyle önemli bir asker kaynağına sahip. İran’dan daha az olsa da İsrail’in kuvvetleri bölgesel çatışmalarda sınanmış durumda.
İran’ın karşı saldırısı, yüzlerce balistik füzeyle İsrail’i hedef alabilir, ancak bunun ne kadar sürdürülebileceği belirsiz. Ekim 2024’te İran’ın İsrail’e düzenlediği büyük çaplı füze saldırısı, ABD’nin de yardımıyla füzelerin çoğunun vurulması sayesinde sınırlı hasara yol açtı. Bu savunma, İsrail’in çok katmanlı füze savunma sistemiyle mümkün oldu. Onlarca yıl boyunca, büyük ölçüde ABD desteğiyle geliştirilen bu sofistike sistem, gelen ateşi algılıyor ve yalnızca nüfus merkezlerine veya hassas askeri ve sivil altyapıya yönelen füzelere karşı harekete geçiyor. İsrailli liderler, sistemin yüzde 100 garanti olmadığını, ancak ciddi hasarları ve sayısız kaybı önlediğini söylüyor.
İsrail’in Ortadoğu’daki tek nükleer silahlı devlet olduğu yaygın bir kanı, ancak bunu ne doğruluyor ne de yalanlıyor. Ayrıca, önceki çatışmalarda kilit rol oynayan ve muhtemelen gelecektekilerde de kritik olacak ABD gibi kararlı bir müttefike sahip.
ABD’nin rolü
ABD, İsrail’in eylemlerinden kendini uzak tutuyor, ancak İran’ın misillemelerinde hedef olabilir. Bölgedeki ABD varlıkları arasında, Arap Denizi’nde yaklaşık 60 savaş uçağıyla bir uçak gemisi, bölgedeki üslerde onlarca jet ve binlerce asker bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail’in “İran’a karşı tek taraflı eylemde bulunduğunu” söyleyerek, İran’ı ABD güçlerini hedef almaması konusunda uyardı. Son günlerde ABD, Irak’ın başkentinden bazı diplomatlarını çekmeye başladı ve Ortadoğu’daki ABD askerlerinin aileleri için gönüllü tahliye imkânı sundu. İsrail, İran’ın karşı koyma yeteneğini zaten kısıtladı; İran’ın vekilleri HAMAS ve Lübnan’daki Hizbullah’ı ağır şekilde yıprattı ve İran’ın hava savunma sistemlerini yoğun bombardımanlarla hedef aldı.