İran’da şafak vakti idam
Kadın Haberleri —

Zahra Fotouhi
- Eski eşi tarafından tacize uğrayan ve kendisini savunan Zahra Fotouhi, dün sabaha karşı Tebriz’de idam edildi. İran’da, bu yıl idam edilen kadın sayısı 35’e yükseldi.
İran’ın Tebriz Merkez Cezaevi’nde dün sabah şafak vakti, 52 yaşındaki Zahra Fotouhi idam edildi. Aile içi şiddete ve tacize uğrayan Zahra Fotouhi, beş yıl önce eski eşini öldürmekle suçlanıyordu. Bu idam, İran’ın kadınlara yönelik idam uygulamasındaki acımasız artışın son örneği oldu. İran İnsan Hakları Örgütü (IHRNGO) ve Ulusal Direniş Konseyi Kadın Komitesi (NCRI) verilerine göre, 2025’te şimdiye kadar en az 35 kadın idam edildi; bu, dünya çapında en yüksek kadın idam oranı anlamına geliyor.
Şiddet göz ardı edildi
Zahra Fotouhi, beş yıl önce eski eşini öldürmekle suçlanarak idam cezasına çarptırılmıştı IHRNGO’ya bilgi veren bir kaynak, Zahra Fotouhi’nin ilk eşinden boşandıktan sonra ikinci eşiyle dokuz yıl evli kaldığını, ancak eski eşinin kendisini taciz etmeye devam ettiğini belirtti. Bu takip ve taciz sürecinde, Zahra Fotouhi’nin eski eşini öldürdüğü iddia edildi. İran’ın kısas (misilleme adaleti) yasaları, aile içi şiddet gibi unsurları dikkate almaksızın, “kasten adam öldürme” suçlamasıyla Zahra Fotouhi’yi idama mahkûm etti.
Kadınlar hedefte
İran, dünya çapında en fazla kadını idam eden ülke konumunda. NCRI Kadın Komitesi’ne göre, 2007’den bu yana en az 298 kadın idam edildi; bunların çoğu aile içi şiddete uğrayan veya zorla evlendirilmiş kadınlardı. IHRNGO’nun verileri ise 2010-2024 arasında 241 kadın idamını doğruluyor; bunların yüzde 70’i, genellikle tacizci eş veya partnerlerine karşı kendini savunma üzerinden gelişen durumlar. 2024’te en az 31 kadın idam edilirken, bu sayı 15 yılın en yüksek seviyesiydi. 2024’te Masoud Pezeshkian’ın cumhurbaşkanlığı döneminde idamlar arttı. Temmuz 2024’ten bu yana toplamda bin 750’den fazla kişi idam edilirken, 2024’ün tamamında bu sayı binin üzerindeydi. İran Yargısı’nın ayrımcı yasaları, özellikle kadınları hedef alıyor; çocuk yaşta evlendirilenler ve farklı etnik kimliğe sahip olanlar (Beluç ve Kürtler gibi) orantısız bir şekilde etkileniyor. Resmi kaynaklar, idamların yalnızca yüzde 12’sini duyurdu. IHRNGO’nun Ocak 2025’te yayımladığı “İran’da Kadınlar ve Ölüm Cezası; Cinsiyetçi Bir Bakış Açısı” raporu, kadınların ayrımcı yasalara ve toplumsal faktörlerin baskısına uğradıklarını gözler önüne serdi. Raporda, kadınların genellikle kendilerini savunma amacıyla işlenen suçlardan mahkûm edildiği, ancak bu durumun mahkemelerde nadiren dikkate alındığı vurgulandı. HABER MERKEZİ
* * *
Aktivistlerin cezanlandırılması sürüyor
İran’da 1 Temmuz 2024’ de gözaltına alınan ve 12 Temmuz 2024 tarihinde 2 milyar 500 milyon tümenlik kefaletle serbest bırakılan sivil aktivist Mehnoş Abdullahî, hakkında hapis cezaları verildiği kaydedildi. Şiraz Devrim Mahkemesi 1’inci Şube Başkanı’nın verdiği karara göre Mehnoş Abdullahî, “12 günlük savaş sırasında siyonist rejimi destekleyen kültürel ve medya faaliyetleri yürütmek” suçlamasıyla 5 yıl hapis, “İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı dijital medyada propaganda yapmak” suçlamasıyla ise 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Öte yandan Mehnoş Abdullahî hakkında “dine hakaret” iddiasıyla açılan ayrı bir dava bulunduğu, bu dosyada henüz karar verilmediği aktarıldı. Mehnoş Abdullahî’nin yakın çevresi söz konusu cezaları “adaletsiz” olarak nitelendirirken, kamuoyunu ve sivil toplum kuruluşlarını güvenlik ve yargı baskısının devam etmemesi için duyarlı olmaya çağırdı.
Sümeyye’nin yaşamı tehlikede
İran’ın Tahran kentinde 24 Nisan’da gözaltına alındıktan sonra, tutuklanan ve Veramin’deki Karçak Cezaevi’nde bulunan Kürt siyasi tutsak ve Bir Milyon İmza Kampanyası aktivisti Sumeye Reşidi’nin sağlık durumunun kötüleşmesi ve sık sık nöbet geçirmesi üzerine, hayati tehlike arz eden bir sağlık durumuyla Mefteh Hastanesi’ne kaldırıldığı belirtildi. Sümeyye Reşid gözaltındayken işkenceye uğramıştı. Ancak cezaevi doktorları, Sumeye Reşidi’nin sağlık taleplerini “numara yapmak” olarak nitelendirerek yalnızca sinir ilaçları reçete etti. Aile, Sümeye Reşidi’nin hayatından ciddi şekilde endişe duyduğunu kaydetti. Ayrıca aile, yetkililerin hastaneye nakil nedenini “intihar girişimi” olarak göstermeye çalıştığını belirtti.














