İran’ın susturma stratejisi: İdam

Kadın Haberleri —

İran idam protesto/ foto:AFP

İran idam protesto/ foto:AFP

  • İran’da özellikle kadın siyasi mahkumlar, sistematik devlet şiddetinin odağında yer alıyor. Kadınları susturmaya yönelik kasıtlı bir strateji haline gelen idam yüzde 80 arttı.
  • Rejim yanlısı Fars Haber Ajansı, 1988 katliamını “parlak bir rekor” olarak nitelendirerek şöyle yazdı: "Bugün bu başarılı tarihi deneyimi tekrarlamanın zamanı geldi."

REWŞAN DENİZ

İran'da kadınların idam edilmesi, modern tarihte hiçbir hükümetin eşi benzeri görülmemiş, devlet destekli şiddetin en vahşi biçimlerinden biridir. 2025’de İran, dünyanın en yüksek idam oranına sahip ülkelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bağımsız insan hakları örgütleri, yılın ilk 11 ayında binlerce infaz kaydedildiğini belirti. 17 Aralık’ta Karaj'daki Qezel Hesar Cezaevi'nde kadın tutsak Razieh Abbasi'nin idam edilmesiyle birlikte 2025’de idam edilen kadınların sayısı 61'e ulaştı. Bu durum 2024’e kıyasla kadın idamlarının en az yüzde 80 oranında arttığını gösteriyor. Sadece 30 Temmuz ile 30 Kasım arasında 32 kadın idam edildi.

Çevrimiçi duruşmada alınan karar

NCRI’nın haberine göre Mesud Pezeşkiyan'ın göreve gelmesinden bu yana, mollalar rejimi sadece on altı ay içinde 2 bin 600'den fazla infaz gerçekleştirdi; öldürülenler arasında 78 kadın da bulunuyor. Kadın siyasi mahkumlara idam cezası verilmesi, son yıllarda ülke çapında protestolara önderlik eden ve ilham veren kadınları susturmaya yönelik kasıtlı bir stratejidir.

Bu yıl, açıkça suç teşkil eden bir eylemle, rejim 67 yaşındaki siyasi tutuklu Zahra Şahbaz-Tabari'yi, seçtiği bir avukata erişimi olmadan, on dakikalık çevrimiçi bir "duruşmada" ölüme mahkum etti . Aleyhindeki tek "kanıt", üzerinde "Kadın, Direniş, Özgürlük" sloganı bulunan bir kumaş parçası ve kısa bir sesli mesajdı. İddia edilen suçlama: "İran Halkın Mücahitleri Örgütü'nü (PMOI/MEK) desteklemek." Aynı suçlamayla on altı siyasi tutuklu daha idam cezasıyla karşı karşıya.

“Parlak bir rekor”

İran'ın en uzun süre hapis yatan siyasi mahkumu Said Masouri, Ghezel-Hesar Hapishanesi'nden şu uyarıda bulundu:
"Bir suç işleniyor. Eğer sessiz kalırsak, 1988'deki gibi bir katliam daha yaşanacak."

Bu sadece hapishane duvarlarının içinden gelen bir uyarı değil. Devlet medyası 1988 katliamını (Ayetullah Humeyni'nin emriyle binlerce siyasi mahkumun yargısız infaz edilmesi olayıdır ) açıkça yüceltiyor ve tekrarlanmasını istiyor. 8 Temmuz 2025'te rejimin Fars Haber Ajansı, bu vahşeti "parlak bir rekor" olarak nitelendirerek şöyle yazdı: "Bugün bu başarılı tarihi deneyimi tekrarlamanın zamanı geldi."

Ayetullah Humeyni’nin emriyle 1980'lerde, aralarında on binlerce PMOI kadını ve direniş aktivistinin de bulunduğu 100 binden fazla insanı idam etti veya işkenceyle öldürdü; bu bir soykırım ve insanlığa karşı bir suçtur.

Devlet medyasının açıkça öne sürdüğü şey, rejimin gerçek niyetini ortaya koyuyor: idam, siyasi baskının temel aracı olmaya devam ediyor.

İdam protestolarında bir çocuğun taşıdığı pankartta şunlar yazıyor: ”İdam bir hatayı sona erdirmez; savunmasız çocukların acı çekmesinin başlangıcıdır."

Yozlaşmış yargının hedefindeler

İdam cezasına çarptırılan kadınların çoğu uzun süredir şiddet ve savunmasızlık döngülerine hapsolmuş durumda. Ayrımcı yasaların, aile içi şiddetin, yoksulluğun ve hiçbir koruma sağlamayan yozlaşmış bir yargı sisteminin hedefi oluyorlar.

Bazıları yalnızca hayatlarını ve onurlarını savunmak için öldürmeye sürüklendi; boşanma, hukuki destek veya güvenli sığınaklara erişimleri olsaydı böyle bir noktaya gelmeyeceklerdi. Diğerleri uyuşturucuyla ilgili suçlamalar nedeniyle idam edildi; kadınlar yoksulluk altında ezildi, istismarcı tarafından zorlandı veya çocuklarını doyurmak için küçük miktarlarda uyuşturucu taşımaya zorlandı; tüm bunlar olurken, Devrim Muhafızları'na bağlı büyük uyuşturucu kaçakçılığı şebekeleri hiçbir sonuçla karşılaşmadan büyük karlar elde etti.

Çocukların acı çekmesinin başlangıcı

İdam cezasıyla karşı karşıya olanların aileleri, tüm idamlar sona erene kadar protestolarına devam edeceklerini belirterek defalarca hapishanelerin önünde toplandılar. Her seferinde şiddetle karşılaştılar. 19 Ekim 2025'teki bir gösteri sırasında güvenlik güçleri protestoculara coplarla saldırdı ve birçok kadını ağır şekilde yaraladı. Bir çocuğun taşıdığı Pankartta ise şu yazıyordu: "İdam bir hatayı sona erdirmez; savunmasız çocukların acı çekmesinin başlangıcıdır."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.