İşçi sınıfı savaş karşıtı olmalı

Mert Büyükkarabacak

Mert Büyükkarabacak

  • Bütçe harcamalarının yüzde 10’unun (469 milyar TL) şimdiden savaşa ayrıldığını hatırlatan iktisatçı Mert Büyükkarabacak, tüm sosyal yardımların iki katı büyüklüğünde olduğunu söyledi.
  • Sadece Kürtlere savaş açılmadığının, işçi sınıfının milli gelirden aldığı paydaki şok edici gerilemeden de anlaşıldığını kaydeden Büyükkarabacak, işçilerin savaş karşıtı tutumunun ekmek meselesi de olduğunu belirtti.

İktidarın savaşa harcadığı bütçenin halkların hayatını cehenneme çevirdiğini kaydeden iktisatçı Mert Büyükkarabacak, kapsamlı tüm saldırılara rağmen savaş politikasının sonuç vermeyeceğini söyledi. Büyükkarabacak, bölgeye yönelik saldırıların politik, askeri, enerji ve iç politikayla bağına işaret ederek, “Hiçbir şeyi değiştiremezler, rehavetiyle izlenebilecek bir durum değil” dedi.

İktidarın 2015'te yeniden savaş politikasına dönmesiyle başlayan çoklu krizler derinleşiyor. Kürt sorununda geleneksel savaş kodlarına geri dönen iktidar, ülke bütçesinin büyük çoğunluğunu savaşa harcamasıyla halkı yoksullaştırdı. MA'dan Rukiye Adıgüzel'e konuşan iktisatçı Mert Büyükkarabacak, Türkiye’nin son dönemlerde İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçlarıyla (SİHA) yerleşim yerlerini hedef almasını, sivil nüfusu harekete zorlamaya, kimi bölgeleri insansızlaştırmaya ve savaşılan güçlerin lojistik olanaklarını sınırlamaya dönük hamleler olarak değerlendirdi.

Başarısızlığın ifadesi

Büyükkarabacak, Türk İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın operasyon açıklamalarını, başarısızlığın somut ifadesi olarak yorumladı. Büyükkarabacak, şunları söyledi: “Neyin operasyon olduğunu nasıl tanımladığınıza bağlı olarak sayılar, farklı biçimlerde düzenlenebilir. Sahadaki statükonun köklü bir biçimde dönüşümüne yol açamayan on binlerce operasyondan bahsetmek, tam tersine başarı ve görkem yerine başarısızlık ve iş bilmezlik algısını da güçlendirebilir. Bu tür demeçleri, iktidarın savaşçı girişimlerini özellikle milliyetçiliğin etkisi altındaki yoksul emekçi halka, yaşadığı yoksulluk ve pahalılığın gerekçesi olarak anlatma çabalarının da bir parçası olarak nitelendirebiliriz.”

Savaş karşı mücadele

“Savaş emekçiler için ölüm anlamına gelir” diyen Büyükkarabacak, iktidarın her türlü milliyetçi propaganda ve örgütlenmeyle toplumda özellikle de işçi sınıfının ideolojik bütünlüğünü bastırmaya çalıştığını söyledi. Büyükkarabacak, şöyle devam etti: “İşçi sınıfının parçalanması ve sermaye karşısındaki mücadelesinin gerilemesi, faşizmin güçlü bir yayılma zemini bulmasını mümkün kılar. Bu yanıyla savaşlar, işçi sınıfının örgütsüzleştirilmesinin ve haklarından mahrum bırakılmasının en önemli gerekçesine dönüşür. Savaş ve ona dayalı beka politikaları, işçi sınıfının mücadelesini teslim almak için egemen sınıfın elindeki en güçlü araçlardan biridir. Yaşanacak bir ülke için işçi sınıfının savaş karşıtı bir mücadele izlemesi gerekir."

Sosyal yardımların iki katı

2023 bütçe taslağına göre halktan yaklaşık 3,2 trilyon TL vergi toplanacağını hatırlatan Büyükkarabacak, bu bütçe harcamalarının yüzde 10’unun (469 milyar TL) şimdiden savaşa ayrıldığına dikkat çekti. Savaş harcamasının tüm sosyal yardımların neredeyse iki katı büyüklüğünde olduğunu kaydeden Büyükkarabacak, “Pahalılığın ve yoksulluğun toplumun geniş kesimlerinin hayatını cehenneme çevirdiği koşullarda, bu kaynakların toplum yararına kullanılması mümkün. 469 milyar TL’yle 24 derslikli bin 800 okul, bin yatak kapasiteli 180 yurt yapabilmek mümkün. 750 bin aileye asgari ücret seviyesinde temel gelir sağlanabilir” dedi. 

Ekonomi savaş kurbanı

Büyükkarabacak, 2000’de kamu harcamalarının yüzde 9,23’ünü oluşturan askeri harcamaların, 2015’te yüzde 5,46’ya düşerek, tarihinin en düşük seviyesine gerilediğini anımsattı. 2015’te “çözüm” adı altında yürütülen sürecin sonlandırılmasıyla 2020’de askeri harcamaların bütçenin yüzde 7,52’sini oluşturduğunun altını çizdi. Savaşın ekonomiyi getirdiği duruma işaret eden Büyükkarabacak, “Saray rejiminin sadece Kürtlere savaş açmadığını, işçi sınıfının milli gelirden aldığı paydaki şok edici gerilemeden takip edebilmek mümkündür” şeklinde konuştu.

Ekmek meselesidir de

“Kürt sorununun demokratik ve eşitlikçi çözümü mücadele etmeyi gerektiriyor” diyen Büyükkarabacak, işçilerin savaş karşıtı tutumunun onlar için ekmek meselesi olduğunu belirtti. Büyükkarabacak, şunları söyledi: “İslamcı-milliyetçi sağın işçi sınıfı üzerindeki hegemonyası, faşist rejimin temel payandası. Bu hegemonyayı çözmek zorundayız. Bu yüzden sosyalist bir sınıf hareketinin mevziler kazanmasıyla Kürt sorununun demokratik-barışçıl çözümü arasındaki rabıtayı akıldan çıkarmamak gerekiyor. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yönde çözümü halkların geleceği açısından kritik önemde.” İSTANBUL

 

*****

TÜİK: Yüzde 58,94 - ENAG: yüzde 128,05

TÜİK'e göre aylık enflasyon yüzde 9,09, yıllık enflasyon yüzde 58,94 oldu. ENAG ise aylık yüzde 8,59, yıllık yüzde 128,05 olarak tespit etti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksi’nde (TÜFE) artış yıllık yüzde 58,94, aylık yüzde 9,09 oldu. TÜFE’deki değişim Ağustos 2023'te bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 43,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,94 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 56,28 oldu. Gıda enflasyonu, yıllık yüzde 72,86, aylık yüzde 8,48 olarak gerçekleşti.

Ağustos ayı enflasyonu için ortalama tahmin, Reuters anketinde aylık yüzde 7, yıllık yüzde 55,9; AA anketinde ise aylık yüzde 7,32, yıllık yüzde 56,37 olmuştu. Merkez Bankası, geçen ay açıklanan enflasyon raporuyla yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e yükseltmişti.

TÜİK’e göre Temmuz'da aylık enflasyon yüzde 9,49, yıllık enflasyon yüzde 47,83 olmuştu. Seçimlerin ardından sigara ve akaryakıta gelen vergi ve kur zamlarının yanı sıra deprem kaynaklı artan maliyetler nedeniyle kurumlar vergisi getirilmiş, KDV’de artışlara gidilmiş tek seferlik ek MTV bindirilmiş, BSMV ve harçlar da artırılmışti. Temmuz'da bu gelişmelerin etkisiyle TÜFE yüzde 9,49 sert yükselmişti. TÜİK verilerine göre bu eğilim sürdü.

Üretici enflasyonu

TÜİK,Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksini (Yİ-ÜFE) de açıkladı. Buna göre; Yİ-ÜFE, Ağustos'ta bir önceki aya göre yüzde 5,89, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 31,59, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,41 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 71,97 artış gösterdi.

ENAG ile makas büyük

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor. Açıklanan oranların TÜİK ile arasında büyük bir makas olması dikkat çekiyor. ENAG verilerine göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ağustos'ta yüzde 8,59 arttı. Yıllık enflasyon, yüzde 128,05'e yükseldi. 2023 yılı, Ocak-Ağustos dönemi enflasyon oranı ise yüzde 83,96 olarak gerçekleşti.

ENAG, temmuz ayında tüketici fiyatlarının aylık bazda yüzde 13,18; yıllık bazda ise yüzde 122,88 oranında arttığını açıklamıştı.

Rapora göre, Ağustos'ta ana harcama grupları arasında en yüksek fiyat artışları "Sağlık" kategorisinde gerçekleşti. Sağlık harcama grubunda aylık enflasyon yüzde 26,12 oldu. Ağustos'ta ayında hiçbir harcama grubunda fiyatlar gerilemedi.

 

*****

Maaş zamları eridi

Karar yazarı İbrahim Kahveci, maaş zamlarının üç ay içinde silinip gittiğini hesapladı.

Kahveci’nin “3 ayda asgari ücret zammı nasıl sıfırlandı” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: “İTO’ya göre Haziran-Ağustos ayları içerisinde İstanbul’da fiyatlar yüzde 23,63 artış gösterdi. 11 bin 402 lira asgari ücretin yüzde 23,63’ü erimiş oldu. Geriye kalan para 8 bin 707,65 lira. Bu da demektir ki, Haziran ayı fiyatlarına göre yüzde 34,04 asgari ücret zammı sıfırlanmak üzere... Çok kuvvetle muhtemeldir ki Eylül ayı itibarıyla asgari ücretin alım gücü yıl ortası zam öncesinin de altına gerileyecek..."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.