İşgalci ordunun kaçışı

Forum Haberleri —

HPG gerillaları

HPG gerillaları

  • Yaşar Büyükanıtın deyimiyle; “Tereyağından kıl çeker” gibi… Kaçıncı defadır tereyağından kıl çeker gibi kaçıyorlar bilmiyorum. Ama bildiğim sadece 2021’den bu yana Garê yanı sıra aynı yılın sonlarına doğru Zap, Avaşîn ve Metîna’dan bir kez daha kaçtıklarıdır.
  • Hiç kimsenin havsalasında; bir gün gelecek adı geçen ordunun prestiji yerle yeksan olacak düşüncesi, uğramıyordu bile. Belki kısmidir ama şu an bile hala inanmayanlar var. 

HASAN HÜSEYİN MAHİR
HPG’nin yapmış olduğu açıklamaya göre işgalci soykırımcı Türk ordusu, Zap’ın bazı bölgelerinde çekilmiş durumda… Daha doğrusu yediği darbelerden dolayı sersemleşen işgalci soykırımcı Türk ordusu çekilmiş, diğer bir deyimle kaçmak zorunda bırakılmıştır. 

Açıklamadan sonra yerel kaynakların vermiş olduğu bilgilere göre; gece karanlığına kalmadan gün ışığından yararlanarak hem de arkalarına bile bakmadan kaçmışlar. Tıpkı bir dönem genel kurmay başkanlığı yapan Yaşar Büyükanıtın deyimiyle; “Tereyağından kıl çeker” gibi… Kaçıncı defadır tereyağından kıl çeker gibi kaçıyorlar bilmiyorum. Ama bildiğim sadece 2021’den bu yana Garê yanı sıra aynı yılın sonlarına doğru Zap, Avaşîn ve Metîna’dan bir kez daha kaçtıklarıdır. 

PKK öncesinde Kürt halkının heyulası haline gelen işgalci, soykırımcı Türk ordusu, Kurdistan’da adeta terör estiriyordu. Bundan dolayı olacak ki PKK silahlı mücadeleye başladığında halk; ‘karşınızda tankı, topu, helikopter, ve yüzbinlere varan  devasa bir ordu var. Eliniz de derme çatma birkaç kalaşnikofla mı bu orduyu alt edeceksiniz? Bu ordu zulüm ve güçlülüğüyle meşhurdur. Sizden öncekiler bunu başar(a)madı, siz mi başaracaksınız’ diyordu. Görüldüğü gibi Kürt halkının içinde bulunduğu haleti ruhiye bu şekildeydi. 

Önder Apo Önderliğinde yola çıkan birkaç devrimci dışında sözüm ona Kürtlük adına yola çıkan ve tabanları yüzbinleri bulan feodal, reformist, ilkel milliyetçi ve küçük burjuva hareketler dahi inanmıyordu. Bu yüzden olacak ki Önder Apo Önderliğinde yola çıkan gruba; yandım Allah çetesi diyorlardı. Çünkü hiç kimsenin havsalasında; bir gün gelecek adı geçen ordunun prestiji yerle yeksan olacak düşüncesi, uğramıyordu bile. Belki kısmidir ama şu an bile hala inanmayanlar var. Ama yarım asra varan mücadele sayesinde artık ezici çoğunluk buna inanıyor. Tabi bu ruh hali kendiliğinden veya birden bire oluşmadı. Bunun tarihsel bir arka planı var. Yani Kürt halkı sebebsiz nedensiz ve kısa erimli bir zaman dilimi içerisinde bu korku duvarları içerisinde hapsolmamıştır; işgalci ordu, PKK öncesinde irili ufaklı 28 isyan bastırmıştır. Ve bastırmakla da kalmayarak çocuk, kadın, yaşlı, hasta, tarafsız, iti ve mit’i de dahil, adeta taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayacak şekilde tarihe gömmüştür. Tıpkı Ağrı serhildanında olduğu gibi üzerlerine beton dökmüştür. Belki Ağrı serhildanında olduğu gibi ‘Hayali Kurdistan burada meftundur’ yazısını yazmamıştır. Ama diğer isyanların bastırılmasında yaşattığı vahşet, Ağrı isyanının bastırılmasından çok da farklı değildir. Belki aradaki fark sadece ve sadece yazılan yazıdır. 

Bunun dışında barbarlığın tüm uygulamalarını noksansız bir şekilde hayatta geçirmiştir. Hatta hala Seyid Rıza, Şêx Seîd ve arkadaşlarının nereye gömüldükleri bilinmiyor. Yani eğer Kürt halkı ‘70’li yılların başına geldiğinde ölümden kaçar gibi kendisinden kaçmışsa, Önder Apo’nun deyimiyle: “Kendisine ihanet etmeyen tek bir Kürt ferdi dahi kalmamışsa”, birlik ve beraberliğini sağlayamamasının yanı sıra bir dünya görüşüne yine stratejik önderliklere sahip değilse bundan dolayıdır. Yoksa hem konjonktür buna elveriyordu hem de olanak ve imkanlar ‘70’li yıllar sonrasına göre daha fazlaydı. Ama gelinen noktada yazının başından beri sıraladığımız nedenlerden dolayı bu fırsatlar kaçırıldı veya kaçırtıldı. Peki şu an yarım asra varan Özgürlük Mücadelesi öncesi Kürt halkı için heyula haline gelen orduya ve Kürt halkının haleti ruhiyesine ne oldu? Aslında yazılmaya kalkılsa bir külliyat dolusu kitap çıkar. Ama biz yine de kısmi de olsa değinmeye çalışalım. 

Artık 50 yıllık mücadele sayesinde ortada ensesine tokat atılıp da nöbette gönderilen Kürt yoktur. Yine kendi kimliğinden, değerlerinden korkarcasına, utanırcasına kaçan bir Kürt yok. Aksine Önder Apo Önderliğinde ve özgür Kürt kadını öncülüğünde; Kürtlüğünden gurur duyar hale geldiği gibi mücadelesine de, sımsıkı sarılmış bir Kürt söz konusu. Yine daha düne kadar adı sanı bilinmiyorken, şimdilerde ise dünyanın tamamı tarafından biliniyor ve tanınıyor durumdadır. Öncesinde sıradan bir iki kendini (asker) bilmez, yediden yetmişe herkesi toplayıp hakaret, küfür ve dayağa maruz bırakırken şimdi ise çocukları göğüs göğüse savaşarak had bildiriyor. Yukarda dedik ya daha düne kadar adı sanı yoktu, şimdiler de ise Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü paradigmayla hem kendi sistemini kuruyor hem de ezilen tüm insanlığa; gerek toplumdan kaynaklı gerekse de 5 bin yıllık devletçi uygarlığın neden olup derinleştirdiği sorunların yegane çözüm yolu bu paradigmadır diyor. 

Yere göğe sığdırılmayan, yedi düvele karşı savaşmış ve zafer üstüne zafer kazandığı söylenen ordunun hali ise bu mücadele karşısında perişan vaziyette. Düne kadar ceberrut kesilen, bir dediği iki edilmeyen, sadece Kürt halkı değil; cumhurbaşkanından başbakanına kadar herkesin karşısında tiril tiril titrediği ordu, itibar ve prestij kaybetmeye devam ediyor. Dün herkesin kulağını çeken bugün kulağını başkalarının elinde kurtarsa yeğdir. Özellikle 2008 yılındaki Zap yenilgisinden sonra artık yaka paça, tekme tokat göz altına alınıyor, kafası kesiliyor, geçenlerde olduğu gibi cezaevinde son nefesini vermek zorunda bırakılıyor. Tabi Kürtlere mal edilen deyimle söylersek, bu daha lê lê bile değil. Bir de bunun lo losu var. Hele bir de tüm alanlar da kaçmaya kalkarsa vay haline. Eğer Amerika kıtasını da gerisinde bırakmazsa iyidir.                                                             

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.