İşkenceci gardiyan: Ben erkeğim, ben devletim

Tarsus 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 26 Mayıs’ta açlık grevi eylemlerinden sonra bazı gardiyanların tutuklulara baskı uyguladığını belirten İHD Mersin Şubesi Cezaevleri İzleme Komisyonundan avukat İbrahim Kaya, işkenceyle ilgili yaklaşık 100 tutuklunun suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
ERGİN ÇAĞLAR / MA / MERSİN
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Cezaevlerini İzleme Komisyonu üyesi Avukat İbrahim Kaya, Tarsus 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 21 Haziran’da, müvekkilleriyle yapmış olduğu görüşmede gardiyanların kendilerine işkence ve hakaret gibi birçok provokatif girişimlerde bulunduğunun aktarıldığını söyledi.
Öcalan’ın çağrısıyla 22 Mayıs’ta bırakılan açlık grevi eylemlerinden sonra baskıların arttığını belirten Kaya, tutukluların kendisine “Bu işkencenin nedeni tecridin kırılması ve kırılan tecritle beraber elde ettiğimiz haklardan kaynaklıdır. Bu durumu hazmedemeyen gardiyanlar burada bizlere işkence uygulamaya başladı” dediğini söyledi.
Sürü halinde bastılar
En son 20 Haziran’da birçok gardiyanın koğuşu basarak postallarıyla yataklara bastığını, buna karşı gelen tutsaklardan Ümit Tamur’un gardiyanlar tarafından işkence edildiğinin anlatıldığını dile getiren Kaya, tutukluların anlatımlarını şöyle aktardı: “Bir gardiyanın ‘Buranın erkeği benim, devletim ben devlet, istediğimi yaparım…’ sözleriyle başlayan tartışma kısa sürede 30 ila 40 kişilik bir gardiyan grubunun koğuşu basarak Tamur’un kafasını merdiven boşluğuna vurarak tekmelemeye başladılar. Adından ise yerlerde sürükleyerek koğuşundan çıkartıp koridorda kameranın göremeyeceği bir yere götürdüler. Gardiyanlar; Tamur’a ‘biraz önce konuşmasını biliyordun, şimdi de konuşsana tekrar’ dediğini, tüm bu olup bitenlerin ise başgardiyanın gözleri önünde cereyan etti.”
100 tutsaktan suç duyurusu
Saldırının sistematik ve programlı olduğunu vurgulayan Kaya, yaşanan bu olaydan sonra kendi müvekkillerinin de içinde bulunduğu yaklaşık 100 tutuklunun konuyla ilgili hem Adalet Bakanlığı’na hem de Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Tutsaklar tedavi edilmiyor
Van Yüksek Güvenlikli F Tipi ve T Tipi Kapalı cezaevlerinde Öcalan üzerindeki tecridin sonlanması amacıyla farklı tarihlerde açlık grevlerine giren 312 tutsak grevlerini sonlandırdıktan sonra hastanelere sevk bekliyor.
Grevlerini sonlandıranların ardından cezaevine gönderilen 1 dahiliye 1’de diyetisyen doktorlar tarafından kontrol edilerek tahlil sonuçlarına göre hastaneye sevkleri bekleniyordu. Duruma ilişkin müvekkilleriyle görüşen avukat Ekin Yeter, çoğu tutuklunun sevklerinin yapılmadığını ve sıra beklediğini söyledi.
Avukat Yeter, tutsakların günlerce veya haftalarca hastaneye gitmeyi beklediklerini belirterek, ”Tutsakların grevleri bıraktıkları kritik aşama göz önüne alındığında bu durum zaten grevi bırakmaları sonrasında hastaneye sevk edilmeden cezaevinde tedavi olmak durumda kalan tutsakları yeterince risk altına sokmuş iken bir de sevk gerektiği halde sevklerin gecikmesi ve eylemci tutsaklara öncelik tanınmaması huvkuki ve insani açıdan kabul edilemezdir” dedi.
VAN
Kadın tutsaklara hücre cezası
Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda banyo ve tuvaletleri görecek şekilde yerleştirilen kameralara tepki gösteren kadın tutsaklardan 4’üne 11’er günlük hücre cezası verildi. Koğuş baskınlarında tacize varan uygulamalarla karşılaştıklarını bildiren kadınlar, hastane sevki sırasında da baskılara maruz kaldıklarını kaydetti.
Hacer Karaoğlan, Elif Akdemir, Derya Aslan ve Evin Kaya’ya ayrı ayrı 11 günlük hücre cezaları verilirken, kameraların yeniden takılmasına tepki gösterdikleri iddiasıyla Mekiye Ormancı ve Evin Kaya hakkında da yeni disiplin soruşturması başlatıldı.
Esat Oktay Yıldıran’ın sözleriyle tehdit
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 27 Mayıs 2016 yıllında tutuklanan Özgür Sevim, 2 gün Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldıktan sonra Tokat T Tipi Cezaevi’ne sevk edildi. Burada 2 yıl 8 ay kalan Sevim, Şubat 2019’da Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Sevim’in bulunduğu cezaevinde yoğun hak ihlalleri yaşandığı öğrenildi.
26 Haziran’da cezaevinden ailesiyle telefon görüşmesi gerçekleştiren Sevim, yaşanan hak ihlallerini şöyle anlattı: ”Fiziki ve sözlü müdahaleye maruz kalıyoruz. İki gündür keyfi olarak koğuşu basıp, keyfi muamelelerle hakaret ediliyor. Tekmil vererek ayakta sayım vermemizi istiyorlar. Kargolarımızın köpekli arama ile bize verilmesine karşı çıktığımız için bize fiziki müdahalede bulundular. Ve en önemlisi bize her gün ‘burası cezaevi değil, bir askeri okuldur’ diyorlar. Can güvenliğimiz yok. İnsan hakları örgütleri ve hukukçuların bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz.”
Anne Sevim: Saldırıya uğradık
10 Haziran günü Sevim’in açık görüşüne giden anne Behiye Sevim ise, açık görüşe gittiklerinde tutsaklara yapılan kötü muameleye tanıklık ettiklerini belirterek, ”Açık görüşe gittiğimizde masaları bitişik halle getirdiğimiz için gardiyanların fiziki saldırısına uğradık ve hemen masallarımızı ayırarak sadece herkesin görüşe geldiği kişiyle konuşmasını istediler. Herkesin birbirini tanığını söyledik ama yasak denilerek masalar ayrıldı ve birbirimize bakmamıza dahi izin vermediler” diye konuştu.
Anne Sevim, cezaevlerinde tutukluların başlattığı açlık grevinin ardından baskıların arttığını kaydederek, görüşte spora çıkarmama, çıplak arama, kitap vermeme, radyoların toplatılması gibi birçok ihlalin kendilerine iletildiğini ifade etti.
Anne Sevim, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzlukların devam etmesi hallinde aileler olarak tekrar açlık grevlerine başvuracaklarını dile getirerek, 4 duvar arasında bulunan tutsaklara kötü muamelenin sona ermesi gerektiğini söyledi.
AMED
Tutsaklar tedavi edilmiyor
Van Yüksek Güvenlikli F Tipi ve T Tipi Kapalı cezaevlerinde Öcalan üzerindeki tecridin sonlanması amacıyla farklı tarihlerde açlık grevlerine giren 312 tutsak grevlerini sonlandırdıktan sonra hastanelere sevk bekliyor.
Grevlerini sonlandıranların ardından cezaevine gönderilen 1 dahiliye 1’de diyetisyen doktorlar tarafından kontrol edilerek tahlil sonuçlarına göre hastaneye sevkleri bekleniyordu. Duruma ilişkin müvekkilleriyle görüşen avukat Ekin Yeter, çoğu tutuklunun sevklerinin yapılmadığını ve sıra beklediğini söyledi.
Avukat Yeter, tutsakların günlerce veya haftalarca hastaneye gitmeyi beklediklerini belirterek, ”Tutsakların grevleri bıraktıkları kritik aşama göz önüne alındığında bu durum zaten grevi bırakmaları sonrasında hastaneye sevk edilmeden cezaevinde tedavi olmak durumda kalan tutsakları yeterince risk altına sokmuş iken bir de sevk gerektiği halde sevklerin gecikmesi ve eylemci tutsaklara öncelik tanınmaması huvkuki ve insani açıdan kabul edilemezdir” dedi.
VAN
