İşkencede ‘pilot bölge’ uygulaması

Kadın Haberleri —

Erzincan Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi

Erzincan Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi

  • İki yılda bir tutsağın şüpheli ölümü ve en az beş intihar girişimiyle gündemde olan Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi, hak ihlalleriyle psikolojik işkencenin merkezi haline geldi.
  • İntihara teşvik eden uygulamaların yaşandığı cezaevinin müdürü tutsaklara, “Burası pilot bölge, bazı dönemlerde bazı uygulamaları deniyorum. Tutmayan şeyleri geri alıyorum” dedi.
  • Yaşam alanı daraltılırken, bazı odaların tuvaletleri dahil olmak üzere ortak alan ve havalandırmada bulunan toplam 5 adet kamera ile tutsaklar 24 saat gözetim ve taciz altında tutuluyor. 

Türkiye’de neredeyse yılda bir cezaevi açılışı yapılıyor. Eğitime, sağlığa ve toplumsal ihtiyaçlara ayrılmayan bütçe, cezaevi inşasına harcanırken, inşa edilen cezaevleri ise adeta işkence merkezine dönüştürülüyor. Bu cezaevlerinden biri de Mart 2023’te açılan Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi. Yaklaşık 300 kişilik cezaevinde resmi olmayan veriye göre 600’ü aşkın tutuklu bulunurken, İdare ve Gözlem Kurulu sonbaharda paylaştığı veriye göre ise toplam 541 tutuklu bulunuyor. Bunların 417’si ise adli tutukludan oluşuyor. Cezaevin’de türlü hak ihlallerinin yanı sıra çeşitli psikolojik işkence yöntemleri de deneniyor. Bu uygulamalar sonucunda birçok kadın intihara sürüklenirken, birçoğu ise farklı baskılara maruz kalıyor. 

Kadın tutsaklar, hak ihlallerinin merkezlerinden biri olan Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde iki yıldır yaşanan ve çözüme kavuşmayan ihlalleri, Jinnews’ten Öznur Değer’e anlattı. 

Kurşun kalem yasak 

Tutsakların en temel haklarının başında gelen iletişim hakkı, keyfi gerekçelerle engellenen haklardan. Bunlardan en önemlisi ise mektup alma ve gönderme hakkının engellenmesi. 

*Kurşun kalem ile mektup yazmak ve resim çizmek yasak.

*Mektuplarda kullanılan birçok kavram, “şifre” denilerek sansürleniyor. Her kavramda bir şifre aranıyor. 

*Basına ve İHD’ye yazılan mektuplar, koşul ve ihlaller yazıldığı için gönderilmiyor. 

*Resmi kurumlara gönderilen ve kapalı gitmesi gereken mektuplar açılıp okunuyor. 

*Meclis’ten, milletvekillerinden gelen mektuplara el konuluyor. 

*Kürtçe yazılan mektuplar aylar sonra veriliyor ve şive farkı nedeniyle anlaşılmayan kelimeler sansürleniyor. 

*Gelen ve giden birçok mektup ve kampüs içinde gönderilen mektuplar kayboluyor.

Doktorlardan faşizan tutum

335’i ağır olmak üzere en az bin 412 hasta tutsağın bulunduğu cezaevinde en yaşamsal hak olan sağlığa erişim hakkı engellenirken, tutsaklar tedavi edilemediğinden rahatsızlıkları da derinleşiyor. Hastaneye gidebilmeyi başarabilen tutsaklara ise ya kelepçeli muayene dayatılıyor ya da doktorların “düşmanca” tutumuna maruz kalıyorlar. 

* Tutsaklar, revir doktoru Emre Gönen’in faşist, ayrımcı ve ideolojik yaklaştığını belirterek kendilerine yönelik düşmanca ve keyfi tutum sergilediğini belirtti. 

* Hastane sevklerinde askerin onur kırıcı aramasına maruz kalınıyor. Karşı çıkıldığında tutsağa karşı soruşturma açılıyor. 

* Başlatılan disiplin soruşturması sonucunda birçok tutsağa hücre cezası veriliyor.

* Onur kırıcı arama askerin tutumuna göre değişkenlik gösteriyor.

* Cezaevinde “kuyu tipi” havalandırma sistemi hava akımını engelliyor. Bu durum sağlık sorunlarına yol açıyor. 

Anons çekilerek ilaç dağıtılıyor

Cezaevindeki uygulamalar,  tutukluların psikolojik sorunlar yaşamasına neden oluyor. Böylece tutuklular intihara teşvik eden yaklaşımlarla “psikiyatri ilaçları” kullanımına zorlanıyor. 

* Siyasi tutsak olan Dilan Barin, bir mektupta yer alan birtakım ibareler gerekçelendirilerek zorla psikoloğa ve psikiyatriye çıkarılmaya çalışıldı. 

* Kürt tiyatrocu Bavê Teyar’ın kızı Leyla Cuma İbrahim, babasını kaybettikten sonra “İntihar edebilir” iddiasıyla bir süre odası gardiyanlar tarafından kontrol edildi. 

* Kürt sanatçı Nudem Durak’ın odası belli aralıklarla kontrol edilerek psikolojik baskıya maruz kaldı. 

* Çok sayıda adli tutukluya (100’ü aşkın) sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa kurumda anons çekilerek ilaç (psikiyatri) dağıtımı yapılıyor.

İntihara teşvik ediliyorlar

Cezaevinin mimarı, cezaevindeki uygulama ve psikolojik baskı tutukluları intihara sürüklüyor. Cezaevinin açıldığı iki yıl içinde kadınlar intihara sürüklenirken, en az 5 kadın intihara teşebbüs etti. 

* 3 Ocak 2025 tarihinde 24 yaşındaki Dilan A. isimli bir adli tutuklu, şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.

* Büşra, Cansu, İlahe Akal, Karanfil, Fatoş ve isimi belirlenemeyen bir tutuklu maruz kaldıkları psikolojik baskı ve ötekileştirilme sonucunda intihar girişiminde bulundular. 

Kameralar tuvaletleri görüyor

* Cezaevi müdürü tutsaklara “Burası pilot bölge, bazı dönemlerde bazı uygulamaları deniyorum. Tutmayan şeyleri geri alıyorum” dedi.

*Tutsakların ortak yaşam alanına televizyon konulmasına izin verilmeyerek, tutsaklara bireysel yaşam dayatılıyor. 

* Bazı odaların tuvaletleri dahil olmak üzere ortak alan ve havalandırmada bulunan toplam 5 adet kamera ile tutsaklar 24 saat gözetim ve taciz altında tutuluyor. 

Ekonomik baskılar hız kesmiyor

Dışarıda derinleşen ekonomik kriz cezaevlerini daha derinden etkiliyor. Hiçbir geliri olmayan tutsaklar fahiş kantin fiyatlarıyla da mücadele etmek durumunda. Yine giderek artan PTT posta ve kargo tarifesi de tutsakları ekonomik anlamda zorlayan konulardan. 

 *Tutsaklara ayda bir düzenli verilmesi gereken hijyen paketi (hijyen pedi, sıvı sabun, bulaşık detaerjanı, şampuan, duş jeli, çamaşır suyu vb.) iki ayda bir yalnızca hijyen pedi şeklinde veriliyor. 

* Masa ve sandalye gibi demirbaş malzemeler verilmiyor. 

* Terlik, çarşaf, battaniye, saat, kurutma makinası gibi ihtiyaçların kantinden alınması dayatılıyor. 

* Kurum içinde başka koğuşa gönderilen mektuplar (iç posta) ücrete tabii tutuluyor. 

*Bazı aksesuarlar “sembol” olduğu iddiasıyla verilmiyor. İsimli kolye ve bazı semboller “anlamı bilinmiyor” veya “bir şeyi çağrıştırıyor” iddiasıyla verilmiyor. 

İGK, ihlalleri ayyuka çıkartıyor

İdare ve Gözlem Kurulu (İGK), tutsakların tahliyelerini engellemekten en temel haklara erişime kadar söz sahibi olup, ihlallerin ayyuka çıkmasına neden oluyor. Özelde cezasını bitiren tutsakların tahliyesini engellemekle tanınan kurul, fiili olarak keyfi kararlarla ikinci bir mahkeme işlevi görüyor. 

*Cezaevinin açıldığı 2023 yılından bu yana aynı dosya (siyasi) kapsamında ceza alan siyasi tutsakların oda değişimlerine izin verilmiyor.

* Tutsaklar, “pişmanlık” dayatmalarını kabul etmediği için tahliye edilmeyerek yeniden cezalandırılıyor.

* 30 yılı aşkın süredir cezaevinde olup cezasını tamamlayan Ardıl Çeşme, Nurcan Aslan ve Hivda Çelebi, İGK kararı ile keyfi bir şekilde tahliye edilmiyor. 

‘Alıntı’ gerekçesiyle dergi verilmiyor

Tutsakların en büyük ihtiyaçlarının başında gelen kitap hakkı da en çok ihlal edilen haklardan. Muhalif yayınların gazete ve dergilerin tutsaklara verilmesi çeşitli gerekçelerle engelleniyor. 

* Tutsaklara kitaplar kotalı bir şekilde veriliyor. 

* Kürtçe kitaplar, “çeviri” olmadığı gerekçesiyle aylar sonra veriliyor. 

* Jineoloji dergisi “Abdullah Öcalan’dan alıntı sözler” olduğu gerekçesiyle verilmiyor. 

* Yeni Yaşam gazetesi verilmiyor.

* Hakkında herhangi bir mahkeme kararı olmayan kimi kitap ve yayınlara (dergi) “örgütsel” denilerek el konuluyor. 

Sohbet etmek de sakıncalı

Tutsakların birbirleri ile sosyal vakit geçirme hakları çeşitli gerekçelerle cezaevi idaresi tarafından engelleniyor. Tutsakların izole yaşam sürmesine kapı aralayan uygulamalar yürürlüğe koyan cezaevi idaresi, uluslararası kanun ve sözleşmeleri de ihlal ederek tutsakların temel haklarını gasp ediyor.

* Tutsakların en temel haklarından olan sohbet hakkı engelleniyor.

*Tutsaklar spora yalnızca kendi koğuşu ile çıkıyor.

*Yalnızca idarenin belirlediği kurslar açılıyor. Oda oda kurslara çıkmaları dayatılıyor.

Doktor raporuna rağmen

Çok sayıda hasta tutsağın bulunduğu cezaevinde tutsakların sağlıklı gıdaya erişimi oldukça kısıtlı. İdare tarafından verilen yemek hijyen ortamından yoksun ve sağlıksız olmasına rağmen tutsaklar için alternatif oluşturulmuyor. 

* Yemeklerden böcek, saç, tırnak gibi maddeler çıkıyor. 

* Doktor raporuna rağmen diyet yemeği verilmiyor. 

*Açlık grevine giren tutsaklara ayran, limon, şeker, meyve suyu gibi temel ihtiyaçlar, günlük ihtiyacın çok altında veriliyor.  

Sarılmak disiplin suçu

* Açlık grevlerine girildiğinde tutsaklar hücreye alınıyor. 

* Koğuş aramalarına kimi zaman savcı da katılıyor. 

* Açık görüşe gelen ailelere tutsakların sarılmasına izin verilmiyor. Ailelere sarılıp selam verildiğinde ise disiplin soruşturması açılıyor.  

* Odaların kapısı otomatik olarak gece 00.00’da kapanıyor. Böylece koğuşta kalan tutsakların iletişimi kesiliyor. 

* Savcı HSK’ye şikayet edildi ancak hakkında soruşturma açılmadığı belirtildi

* Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından şikayetlere verilen yanıtta, “… iddialara dair somut delil gösterilmediği” gerekçesiyle şikayetin işleme konulmadığı bilgisine yer verildi. ERZİNGAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.