İşten çıktım, parlamentoya gittim

Dünya Haberleri —

Zeki Gökhan

Zeki Gökhan

  • 2017'de parlamentoya girmeyi çok az bir farkla kaçıran depo işçisi Zeki Gökhan, Ingrid Remmers’ın 9 Ağustos’ta yaşamını yitirmesi üzerine 2,5 ay gibi bir süre için milletvekili oldu.  Gökhan, “İşten Parlamento’ya geldim” dedi.

 

MUHAMMED KAYA/BERLİN

“Dersimli, Kızılbaş bir Kürt” Zeki Gökhan (65), Almanya’da Die Linke parlamenteri İngrid Remmers yaşamını yitirince birinci sıra yedek aday olduğu için 26 Eylül’de gerçekleşecek federal parlamento seçimine az bir süre milletvekili oldu.

Köln yakınlarındaki Frechen kasabasında depo işçisi olarak çalışan 65 yaşındaki Zeki Gökhan, 2017 seçimlerinde milletvekilliğini çok az bir farkla kaçırmıştı.

“İşten Parlamento’ya geldim” diyen Gökhan, bu ani yolculuk için “hiçbir hazırlığının olmadığını” belirtiyor. Hikayesi az rastlanan bir durum olunca ve hatta Alman Parlamentosu açısından bir ilk niteliği taşıyınca bir hayli röportaj talebi almış.  Bu nedenle özellikle Türkiye’den röportaj talep edenlere önce “Bir halkın kendi kaderini tayin hakkını tanıyacak mısın, tanımayacak mısın? Mesele bu” diyerek Kürt meselesine yaklaşımını belirtiyor.

Dersim’den Zonguldak’a

Zeki Gökhan henüz 8 yaşındayken ailesi Dersim’den Zonguldak Ereğli’ye ekonomik nedenlerle göç ediyor. Orada büyüyor. O günleri anarken “Ben bir insanın dilini, kimliğini, dinini saklamanın ne kadar zor olduğunu o günlerde gördüm. Ereğli belki biraz daha sosyal demokrattı ama yine ‘Kürdüm, Kızılbaş Aleviyim’ demekten çekiniyorduk. Yani devletin ırkçı, milliyetçi, inkarcı politikasını derinden gördüm” diyor.

Lise yıllarında devrimci solla örgütleniyor. Sistem eleştirisine örgütlenmeyle cevap vermek istiyor. Liseyi bıraktıktan sonra sendikalı işçi olarak çalışmaya başlıyor.

foto kaynak: dielinke-nrw.de

Welat gazetesini aldığı gece evi basıldı

Türkiye’de 12 Eylül sonrası Kürtler üzerindeki baskıyı anlatırken şu anektodu paylaşıyor Gökhan: “Bir gün bayiden Welat gazetesini aldım. Eve geldim. Karanlık çökünce evi bastılar. Tabii evde bir sürü 'yasak' yayın var. Adamlar onca yatın içinde Welat gazetesini delil olarak alıp beni götürdüler. Dönemin meşhur işkencecisi Cengiz adlı komiser geldi yanıma. Dedi ki 'Bugün sana dayak, küfür vb. yok. Sadece bir soru soracağım, ona cevap ver yeter.' Ben de kendisine bir soru sordum ve eğer doğru cevaplarsa onun sorusuna cevap vereceğimi söyledim. Kabul edince, ‘Evde onca yayın vardı, neden sadece bayiden satın aldığım Welat gazetesini evden delil olarak aldınız?’ diye sordum. Bunu sorunca sorusuna cevap bulmuşçasına sağa sola küfürler savurmaya başladı ve ‘Vay be, bu adam kırk yıldır gelmiş Karadeniz’de yaşıyor ama Kürtlüğünü unutmuyor’ diyerek sinirlendi.”

Hayatı o soruyla değişti

Zeki Gökhan, Ereğli’de Halkevleri başkanı olduğu için protokol toplantılarına davet edilir. 90’ların savaş ortamında Ereğli’deki kaymakam tarafından organize edilen bazı toplantılara katılmak istemez. ‘93’teki bir toplantıya Yargıtay Başkanı Yekta Güngör Özden, Genelkurmay Başkanlığı temsilcisi, dönemin valisi, kaymakam katılacağı için katılmak istemediğini sözlü belirtir. “Bizim gibi haktan, hukuktan, emekten yana olanın onların sofrasında bulunmaması gerekir” diyor, o toplantıyı anlatırken. “Ancak baktım kaymakamlık beni hedefe koyacak dedim gideyim. Normalde soru soranların adı soyadı hangi kurumu temsil ettikleri sorulmaz. Ancak ben soruyu sorunca adımı ve hangi kurumu temsilen katıldığımı sordular.”

Neden savaş hukuku uygulanmıyor!

Soruyu merak ediyorum, hemen araya giriyorum: "Ne sordunuz acaba? Gökhan devam ediyor: “Bugün devlet adına açıklama yapan başbakan, genelkurmay başkanı ‘Doğu ve Güneydoğu’da düşük yoğunluklu savaş var' diyorlar. Peki neden orada savaş hukuku uygulanmıyor? Neden tutsak edilen Kürtlere savaş esiri muamelesi uygulanmıyor da ‘terörist’ deniliyor? Ben soruyu sorunca 100 kişinin olduğu salon buz kesmişti. Yekta Güngör Özden araya girdi. ‘Zeki Gökhan bu soruna cevap istiyorsan bir gün Ankara’ya gel sana özel olarak anlatayım’ dedi. Ben ise 'Ben bu halkın bir evladıyım. Bu salonda bulunan yüz kişiden gizli saklı ne olabilir ki? Hem ben soruyu Genelkurmay temsilcisine sordum' dedim.”

28 yıldır sürgünde

Gökhan’ın hayatı bu soruyu sormasıyla değişir. Üst üste baskınlar başlar. Gözaltılar, tehditler, aranmalar derken ailesinin ve arkadaşlarının da önerisiyle yurtdışına çıkar. Almanya’ya yerleşir.

Almanya’da “yıldırma, geri adım attırma” politikasına direniyor. Oturum süreci uzuyor, çalışma hakkı esirgeniyor. Ancak Gökhan “Biz direnişçi bir gelenekten besleniyoruz, geri adım atmayız” diyerek Alman devletinin mültecilere uyguladığı sisteme direniyor. 28 yıldır sürgünde olan Zeki Gökhan siyasi nedenlerle terk etmek zorunda olduğu ülkesine gidemiyor.

foto: flickr.com

2008’den itibaren Sol Partili

2008 yılından itibaren Sol Parti’nin üyesi olan Gökhan, partisinin Rhein Erft bölgesi yönetiminde aktif siyaset yapıyor. Frechen Belediyesi’nin de meclis üyesi.

Silah ticaretine karşı olmayan çevreci olamaz

Bir sonraki dönem için aday olmayan Gökhan’la kısa süreli de olsa parlamenterliği, diğer siyasi partilerin politikaları üzerine de sohbet ediyoruz. Bu seçim döneminde en çok öne çıkan konulardan biri hiç kuşkusuz çevre politikası. Yeşiller’in çevre üzerinden yükselişe geçmesi, Armin Laschet’in sel felaketi sonrası törende kahkaha atması nedeniyle oylarındaki düşüşü hatırlattığımız Gökhan “Kapitalizme cepheden karşı olmayanın, çevreyi savunuyorum demesi absürt olur” diyor. Yeşiller’in, SPD’nin ve diğer partilerin kapitalizme karşı olmadıklarını ancak söylemleriyle güya çevreci olduklarını ifade ediyor. “Oysa esas mesele kapitalizme karşı olmak. Nükleer de, silah sanayi de kapitalizmin eseri. Siz silah ticaretine karşı olmayacaksınız ama çevreciyiz diyeceksiniz, olacak iş değil” diyor Gökhan.

Kasap dostunuzla ne görüştünüz?

Almanya Federal Parlamentosu’nun salı günkü oturumunda Angela Merkel Afganistan’daki durumu Erdoğan ile görüştüğünü belirterek çözmeye çalıştıklarını açıklamıştı. Merkel’in Erdoğan’la görüştüğünü söylediği anda Gökhan “Kasap dostunuzla ne konuştunuz” diye tepki gösteriyor. Die Linke dışındaki siyasi partileri “iki yüzlü olmak”la suçluyor. Alman devletinin Taliban ile görüşmeye hazır olduğunu ancak ne Esad ile ne de Rojava ile görüştüğünü söylüyor. İslamo-faşistlerin Almanya’da elini kolunu sallayarak gezdiğini belirtirken Gökhan “Sivas Katliamı’nın katilleri burada Berlin’de elini kolunu sallayarak geziyor" diyor.

Zeki Gökhan, 9 Ağustos’ta vefat eden Die Linke milletvekili İngrid Remmes’den kalan koltukta, seçimlere sayılı günler kalsa kendi değerlerini savunmakta kararlı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.