Kaçırıp ölümle tehdit ettiler

.

.

  • Evlerinin önünde GBT uygulaması yapan sivil polislerce kaçırılan üniversite öğrencileri, ölümle tehdit edildiklerini söyledi.

Ankara’daki evlerinin önünde polisin, Genel Bilgi Toplama Sistemi (GBT) yaptıktan sonra sivil araçlarla kaçırdığı öğrencilerden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Üyesi Ali Berke Aydoğan, Uğurcan Baynal ile isminin açıklanmasını istemeyen S.B, için İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube’sinde basın toplantısı yapıldı. Açıklamaya, kaçırılan öğrencilerden Ali Berke Ayduğan, Uğurcan Baynal’ın yanı sıra Ankara’da bulunan sivil toplum örgütleri ile emek örgüt temsilcileri katıldı. Açıklamayı Üniversiteli Genç Kadınlar adına Nisan Çıra, yaptı. Çıra, avukatlardan aldıkları bilgiye göre kaçırılan öğrencilerin gözaltı veya hastane işlem kayıtlarının bulunmadığını söyledi.  
Çıra, kaçırılan arkadaşlarının kaçırıldıktan iki saat sonra Ankara’nın farklı semtlerinde bırakıldıklarını söyledi. Çıra, “Aradan geçen iki saat sonra bir arkadaşımızın darp edilerek Gölbaşı’nda, bir arkadaşımızın Pursaklar’dan bırakıldığını, üç saat sonra ise diğer arkadaşımızın Sincan’da bırakıldığını öğrendik. Ankara Emniyeti’nin suçunu teşhir ettik” diye konuştu. Çıra ayrıca, kaçırılan arkadaşlarının darp edilip, ‘Bir daha Boğaziçi eylemlerine katılmayacaksın’ şeklinde tehditler aldığını da ekledi.
Üniversite öğrencilerinin hukuksuz bahanelerle hedef gösterildiğini belirten Çıra, “Faşist AKP-MHP iktidarı bilmelidir ki; baskılarınız, gözaltılarınız, tutuklamalarınız bizleri hiçbir zaman yıldıramadı, yıldıramayacak. Faşizmin her türlü aygıtıyla bizleri sokaklardan çekme çabasına hiçbir zaman baş eğmedik” diye konuştu.

Ellerinden geleni 
artlarına koymasınlar

Daha sonra konuşan kaçırılan öğrencilerden Ali Berke Aydoğan ise şunları söyledi: “İki saat boyunca tehdit ederek, fiziksel şiddet uygulayarak arabayla dolaştırdılar. Bir ara Ankara dışına çıktık. Gölbaşı’nda bir sokakta arabayı yavaşlatıp durdurmadan ‘defol git’ diyerek arabadan attılar. ‘Arkadaşlarına söyle onları da alacağız. Sokakta dolaşamayacaksınız, öldürürüz’ diyerek bizi ölümle tehdit ediyorlar. İstedikleri kadar tehdit edebilirler. Bizi sindiremeyecekler, hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar.”
Kaçırılan bir diğer öğrenci Uğurcan Baynal ise "Bu süreç geçici. Gençlik kazanımlarına kazanım katarak ilerleyecektir. Tüm kayyımlar gidinceye kadar direneceğiz” dedi.

Son bir ayda 9 kişi
        
Hukuk örgütü temsilcileri ve insan hakları savunucuları dün de konuyla ilgili Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ve CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da katıldı. Hukuk örgütleri adına açıklamayı yapan avukat Sevinç Hocaoğulları, “Kimliklerini gösterip GBT yapılacağını söyleyen polislerce araçlara bindirildiler, sonra kendilerinden saatlerce haber alınamadı. Bu şehrin sokaklarında gezdirildiler, tehdit edildiler, şiddete, işkenceye uğradılar ve sonra şehrin üç ayrı kör noktasına bırakıldılar” dedi.
İHD’nin verilerine göre; 2018’de 160 kişi, 2019’da 150 kişinin; 2020’de 250’ye yakın ve son bir ayda ise en az 9  kişi kaçırıldığını aktaran Hocaoğlları, sistematik bir uygulamaya dönüştürülmek istendiğini vurguladı.

Devlet imkanlarıyla toplu suç

Bu toprakların gözaltında kayıplara, kaçırmalara, yargısız infazlara yabancı olmadığını hatırlatan Hocaoğulları, “Biz hukukçular hala bu dosyaların izini sürüyor, adalet talebimizi hiç bıkmadan usanmadan tekrarlıyoruz. İşkence, kötü muamele, şiddet, hürriyetten yoksun bırakma, suç işlemek için örgüt kurma, görevi kötüye kullanma gibi burada sayamayacağımız kadar çok suç var. Ve bu suç devlet imkanlarıyla toplu halde işleniyor” diye konuştu.
 
Suç duyurusunda bulunuldu
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verecekleri suç duyurusuyla sorumluların derhal yakalanmasını ve yargılanmalarını talep edeceklerini kaydeden Hocaoğulları,  sorumluların derhal bulunup yargılanmasını istedi. Hocaoğulları,  "Yaşananları olağan karşılayacağımızı buna alışacağımızı, ülkedeki demokratik tepkilerin bu şekilde bastırılabileceğini sananlara sesleniyoruz; çok yanılıyorsunuz. Gözaltında kayıplara izin vermeyeceğiz, sokak ortasından yurttaş kaçırmanıza göz yummayacağız” dedi.
Açıklamanın ardından suç duyurusu dilekçeleri savcılığa verildi. ANKARA

 

Gözaltında çıplak arama

HDP Aydın İl ve İlçe yöneticilerinin aralarında olduğu 13 kadın, serbest bırakıldı. Dört HDP’li kadın, Didim ve Söke ilçe emniyet müdürlüklerinde defalarca çıplak aramaya maruz kaldıklarını aktardı.
Söke ilçesinde gözaltına alınan Söke İlçe Eşbaşkanı Sadegül Akalın, hastane dönüşü İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüklerini ve orada çıplak aramaya maruz kaldıklarını dile getirdi. Akalın, şunları paylaştı: “Arama odasına ilk girdiğimizde bir kadın polis vardı. Kıyafetlerimizi çıkarmamızı istedi. Ben duruma itiraz ettim. Çıplak aramanın hukuka aykırı ve insanlık dışı bir uygulama olduğunu söyledim. Orada o esnada avukatlarımız da yoktu. Kadın polis de bana, ‘Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Mecburum ne malum sizin bir şeyler saklamadığınız. Buraya gelenler bir yerlerine bir şey saklıyorlar’ dedi. Ben de tepki gösterdim. Ben uyuşturucudan gözaltına alınmadığımı ve bu yüzden böyle bir uygulamanın yersiz olduğunu söyledim ama dinletemedim. Sonra kadın polis bana üç defa otur kalk dedi. Her avukat görüşünden sonra çıplak aramaya maruz kaldım. Yapılan çıplak aramayı avukatıma da söyledim. Bütün hukuki yollara başvuracağım. Benim başım dik. Biz ilçe emniyette iki kadın çıplak aramaya maruz kaldık.” 

Evinin içinde yapıldı

HDP İl yöneticisi Caize Yörücü ise Didim ilçesindeki evinde yapılan operasyonla gözaltına alındığını belirterek, evinde gözaltında çıplak aramaya maruz kaldığını söyledi. Gözaltına alındıktan sonra Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü dile getiren Yörücü, şunları söyledi: “Biz iki kadını bir odaya koydular ve kapıyı yarım bıraktılar. Kapının önünde 3 veya 4 erkek polis vardı. Bizi çırılçıplak soydular ve ‘havada zıplayın ve 3 kere oturun, kalkın’ dediler. Sonra nezarete atıldık. Emniyet’teki işlemlerimiz bitti ve mahkemeye çıkarılmak için salonda beklerken ilçe emniyet müdürü yanıma geldi ve beni tehdit ederek, ‘Biz bu dünyada da öbür dünyada da hesabını soruyoruz. Güçlü bir ülkeyiz. Güçlü bir Türkiye’yiz. Kimse bize bir şey yapamaz’ dedi. Gözaltındayken alakasız sorular sordular. Bize yapılan çıplak arama uygulamasının peşini bırakmayacağım ve savcılığa gidip başvuruda bulunacağım. Biz bize yapılanlardan utanmıyoruz ama çıplak arama bir hakarettir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.