Kadınların sağlığı ‘merdiven altı’
Kadın Haberleri —

Sibel Uyan
- Dr. Sibel Uyan: "Sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi, kadınları güvenli olmayan koşullara ve 'merdiven altı' uygulamalara itiyor."
Türkiye'de sağlık hizmetlerine erişim her geçen gün daha da güçleşirken, bu durumdan en çok etkilenen kesimlerin başında kadınlar geliyor. Kadınların yaşam alanlarından uzak, şehir dışına taşınan Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri, sağlık hakkına erişimi neredeyse imkansız hale getiriyor. Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi de bu tabloyu daha da ağırlaştırıyor. Jinnews’e konuşan İzmir SES 2 No’lu Şube Kadın Sekreteri Dr. Sibel Uyan, özellikle kadınların sağlık hizmetlerine erişimde yaşadığı yapısal engellerin giderek derinleştiğine dikkat çekti.
Yük kadınların omzunda
Dr. Sibel Uyan, ekonomik bağımsızlık eksikliği, toplumsal baskılar ve hizmetlerin uzaklaşması nedeniyle kadınların sağlık erişiminde büyük zorluklar yaşadığını belirtiyor. Kadınlar, sadece kendi sağlıklarını değil, ailelerinin sağlık sorunlarını da üstleniyor diyen Uyan, “Eskiden kadın, iki sokak ötedeki aile sağlığı merkezine ya da hastaneye gidebilirken; şimdi, çocuğuyla birlikte şehrin diğer ucundaki şehir hastanesine gitmek zorunda bırakılıyor” dedi.
Kadınlar için tehdit
Türkiye’de doğum kontrol uygulamalarının büyük ölçüde kadınların omzuna yıkıldığını vurgulayan Uyan, “Eskiden doğum kontrol hapları birinci basamak sağlık hizmeti kapsamında, aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak dağıtılıyordu. Ancak günümüzde bu uygulamadan vazgeçilmiş” ifadelerini kullandı. Kürtaj kararının, kadının kendi bedeniyle ilgili vereceği bir karar olduğunu vurgulayan Sibel Uyan, “İsteğe bağlı kürtajın kamu hastanelerinde kaldırılmış olması doğrudan kadını etkiliyor. Kadınlar, istenmeyen gebelik durumlarında güvenli olmayan koşullarda, adeta merdiven altına itiliyor ve bu da sağlıklarını ciddi biçimde tehdit ediyor” dedi.
Sağlıkta eşitlik yok
Türkiye’de toplum sağlığına yönelik bütüncül bir sağlık politikası geliştirilmediğini belirten Sibel Uyan, “İstanbul’daki bir sağlık kurumu ile Bitlis, Van, Urfa veya Artvin’deki kurumların sunduğu hizmetler aynı değil. Eşitlik yok” diye belirtti.
Kendinden olmayanı dışlıyorla
Sağlığa erişimdeki en büyük sorunlardan birinin anadil engeli olduğunu ve bu durumdan en çok kadınların etkilendiğini belirten Sibel Uyan şöyle konuştu: “Kadın, kendi anadilinde alamadığı bir hizmete biz ‘sağlık hizmeti’ diyemeyiz. Hasta kadın geliyor, Kürtçe konuşuyor; derdini anlatması neredeyse imkânsız. Bu bilinçli bir yaklaşımdır; parası olmayanı, kendinden olmayanı dışlamak, yok saymak anlamına gelir.”
Göçmenler için daha zor
Çalıştığı kurumda, vatandaşlık numarası "99" ile başlayan sığınmacı kadınların aile hekimliği kayıtlarının silindiğini aktaran Sibel Uyan, “Türkiye'de göçmen bir kadın olmak, kadın olmaktan daha da zor” diyen Sibel Uyan, “Bu kişiler ne ülkenin resmi dilini biliyorlar ne de buradaki yaşam tarzına hâkimler. Ellerinde kalan tek güvenli sağlık noktası olan aile sağlığı merkezlerinden bile çıkarıldılar” şeklinde konuştu.
‘Umudu yitirmemeye çalışıyoruz’
Sağlıkta ticarileşmenin etkisiyle sağlığa erişimin kısıtlandığını, özellikle ilaç fiyatlarının yüksekliği nedeniyle tedavinin yarım kaldığını ifade eden Sibel Uyan, bu durumu şöyle anlattı: “Bu ülkede insanlar, hastalansa bile tedavi ihtiyacını devletten karşılayamıyor. Reçete veriyorsunuz ama kişi ilacı alamıyor. Tüm bu engellerin aşılması gerekiyor. Peki devlet bunu aşacak mı? Umut var mı? Biz umudu yitirmemeye çalışıyoruz.” İZMİR