Kalıcı barış için yüzleşmek gerekiyor

Şehit gerillaların mezarlarında ağıt

Şehit gerillaların mezarlarında ağıt

  • Şehitler için gerçekleştirilen ritüellerin tüm inançlarda kolektif bir hafıza oluşturduğunu söyleyen araştırmacı Şilan Bingöl, cenazelere saldırılara işaret ederek, “Devlet ve iktidar bu şiddete son vermelidir. Kalıcı barış için ölümlerle yüzleşmek gerekiyor” dedi.

Türkiye’de uzun yıllardan bu yana yaşamını yitirenlere dönük hak ihlalleri sürüyor. Özellikle HPG ve YJA Star gerillalarına ait cenazelerin tahrip edilmesi, ailelere teslim edilmemesi, defin hakkının engellenmesi, taziye kurmak isteyen ailelerin yas tutma haklarının engellenmesi şeklinde yaşanıyor. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na rağmen özellikle Şirnex ve ilçelerinde yapılan defin ve kurulan taziyeler, Şırnak Valisi'nin talimatıyla engelleniyor, taziyelere katılanlara saldırı gerçekleştiriliyor. Yakın zamanda Şirnex’te HPG’li Ferhat Tünç’ün (Xebat Goyi) cenazesine saldıran polisler, Ferhat Tünç’ün taziyesini de engellemeye çalıştı. Sonrasında HPG’li Uğur Danış (Demhat Feraşîn), Vedat Acar (Cesur Sipîndarok) , Fesih Varol (Şiyar Destîna Zana) ve YJA-Star üyesi Berivan Katar’ın (Rêvan Aslan) taziyelerinin de engellenmesiyle devam etti. Mêrdîn’de ise taziyelere katıldıkları ve slogan attıkları gerekçesiyle yaklaşık 60 kişi hakkında “Örgüt propagandası” iddiasıyla soruşturma açıldı, bir kişiye 10 ay hapis cezası verildi.

Hafızayı kontrol amacıyla

 MA'ya konuşan araştırmacı Şilan Bingöl, tarihsel olarak tüm toplumlarda, kültür ve inanışlarda ölüm ritüellerinin hafıza açısından önemli olduğunu belirterek, “Ölüm ritüelleri bir kayıptan sonra toplumları bir arada tutmaya, dayanışmayı yeniden kurmaya yarıyor. İnsanların yaslarını aşabilmeleri için bu tür süreçlerden geçmeleri gerekiyor. Ölümün geçiş olarak görülmesi, bu geçiş aşamalarında ruhun öteki tarafa layıkıyla gidebilmesi, hem arkada kalanların hem de giden kişinin huzura kavuşması açısından önemli” dedi. Ölüm ritüellerinin kolektif hafızayı oluşturma ve kimlikleri bir arada tutmaya yaradığını, bu nedenle de iktidarın bu hafızayı kontrol altında tutmak istediğini dile getiren Şilan Bingöl, “İktidarlar bu hafızayı yönlendirmek veya unutturmak için anmalara dönük çeşitli şekilde şiddet uyguluyorlar. Böyle olunca buralarda da bir direniş çıkıyor ve artık yasın politikleştiğini görüyoruz. Burada kolektif hafıza da kendini yeniden inşa etmeye başlıyor. Böylece direniş ve mücadele alanı oluyor” diye konuştu.

 

 

Ölüler özneler haline geliyor

Yasın tutulması ve beraberinde anmaların yapılmasının toplumların geçmişle ve suçlarla da yüzleşmesinin sağlandığını ifade eden Şilan Bingöl, şunları söyledi: “Ölülerin ve geride kalanların haklarının layıkıyla teslim edilememesi ki halen cenazeleri gömülemeyen yüzlerce kişi var-onların gömülememesi yüzleşmenin olmasını ve barışı toplum açısından zorlaşıyor. Kalıcı bir barış için her ne kadar özne kelimesi yaşayanlar için kullanılsa da ölüler bu süreçlerde en büyük özneler haline geliyor. Aslında barış onlar sayesinde konuşuluyor bir noktada. Dolayısıyla gerçek bir barışın olabilmesi için de öncelikle ölülerin hakkının teslim edilmesi gerekiyor. Doğru bir dil kullanarak, politik ölümlerin hakkının verilerek, ailelerin yaslarını tutabilmeleri gerekiyor. Bu olmadığı zaman aslında o şiddet yeniden inşa edilerek sürüyor. Daha önce de barış süreçleri oldu ama kalıcı barış için bu ölümlerle yüzleşmek gerekiyor. Bunun için de iktidarın, devletin adım atması için mekanizmalar var."

İktidar şiddete son vermeli

Ölülerin haklarını teslim etmek amacıyla Hakikatleri Araştırma ve Yüzleşme Komisyonu'nun kurulması gerektiğini belirten Şilan Bingöl, şöyle konuştu: “Ailelerin talepleri de bu aslında. Cenazelere dönük ihlaller ortaya çıktığı zaman barışa ikna edilme olayı da zorlaşıyor. Kürdistan’da özellikle ailelerin çok kayıpları var. Geçmiş ile bile yüzleşememişken barış konuşmak zorunda kalıyorlar. Böyle bir süreçte bile halen taziyelere saldırılar oluyor. Bu böyle olduğu sürece de süreç zora giriyor. ‘Bununla yüzleşilsin, gerekenler yapılsın’ derken, bir taraftan tekrar bunlar olmaya devam ediyor. Devlet ve iktidarın bu şiddete son vermesi gerekiyor.”  MÊRDÎN

 

* * *

Bahçeli: Sona yaklaşılıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Terörsüz Türkiye hedefinde adım adım sona yaklaşılmaktadır" dedi.

Bahçeli, partisinin Grup Toplantısı'nda, sürece dair de konuştu. Eklektik ve mütereddit yorumların, peşin yargıyla beslenmiş, siyasi hırsla perçinlenmiş, husumetle derinleşmiş değerlendirmelerin sağlıklı sonuçlara kapı aralaması imkansız olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi: "Temiz bir dil kullanmak, empati kurmak, erdemli olmak, meseleleri geniş bir açıyla ele almak öncelikle siyasi partilerin, sonra da herkesin müşterek sorumluluğudur. Birbirimizi suçlayarak, birbirimize düşman muamelesi yaparak kin ve öfkelerimizi yarıştırmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Aklıselim ve kalbiselim çizgiden savrulmanın bedeli herkes için ağır olacaktır. Terörsüz Türkiye hedefinde adım adım sona yaklaşılmaktadır. Meclis’te kurulan Komisyon çalışmalarını kısa süre içinde ikmal edecektir. Bizim meselemiz Türkiye’nin yeni bir kurtuluş mucizesiyle zirveye tutunmasıdır."

 

* * *

Komisyon toplantısına hazırlık

Türkiye Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Komisyon'da yer alan partilerin grup başkanvekilleriyle bugün görüştü.

Kurtulmuş, partilerin grup başkanvekilleriyle saat 17.00’de bir araya geldi. Komisyon'un ertelenen 17. toplantısı ise 13 Kasım’da yapılacak. Toplantıda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile MİT Başkanı İbrahim Kalın süreçle ilgili sunum yapacak. Bu dinlemelerin ardından Komisyon'un hukuki düzenlemelerle ilgili görüşlerini içeren bir rapor hazırlaması bekleniyor. Komisyon üyelerinden seçilen bir heyetin İmralı’da Rêber Apo ile görüşmesi de bekleniyor ama bu konuda henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.