Kanar: Öcalan'a düşman hukuku uygulanıyor

Avukat Ercan Kanar

Avukat Ercan Kanar

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. Aynı cezaevinde bulunan tutuklu diğer 3 isimle birlikte aileleri ve avukatları ile görüştürülmeyen Öcalan’dan, bir yıl aradan sonra ancak geçtiğimiz 25 Mart’ta haber alınabildi. 

 

Mezopotamya Ajansı'ndan Ferhat Çelik'in haberine göre, hukukçu Avukat Ercan Kanar devletin kamuoyunu kamufle etmek ve oyalamak için telefon ile görüşme yaptırdığının belirterek, “Tabi Öcalan’ın kardeşiyle konuştuğu süre içerisinde söylediği sözler gayet haklı sözler. Öcalan, devletin bu tür kamuflaj manevralarına uymamak gerektiğini, asıl olanın İnfaz Kanunu ve Mahpuslara Yönelik Muameleye İlişkin Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kurallarına göre olan haklarının yaşama geçmesi gerektiğini vurgulamak istiyor. Tabi ki bu isteği çok haklı ve yerindedir” dedi. 

Düşman hukuku

Devletin uzun süredir devam eden tecritle hem İnfaz Kanunu’nu hem de Mahpuslara Yönelik Muameleye İlişkin Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kurallarını çiğnediğinin altını çizen Kanar, İmralı Adası’nda Nelson Mandela kurallarına uyulması gerektiğini belirtti.

Kanar, “Nelson Mandela kurallarına göre bir kişi asla kesintisiz hücre cezası olmaması gerekir. Bu yasaktır. Kesintisiz hücre değil, 15 günü aşan uzun süreli hücre cezası da asla olmamalıdır. Çok zorunlu hallerde 1 günü geçmemesi gerektiği kurallarda yazılıdır. Şimdi Öcalan’a uygulanan neredeyse süresiz bir hücre cezası var. Bu tür bir uygulama düşmanla savaş hukukunun infaz uygulamasıdır. Yani bedenen ve beyinsel olarak eritmektir. Hücre cezasının amacı nedir? Kişiyi her türlü insani özelliklerden dışlamaktır. O yüzden bu kurallarda hem süreli hem de kesintili hücre cezası yasaklanmıştır” dedi.

Devlet ırkçılık yapıyor 

Bir kişi hangi suçtan ceza almış olursa olsun, aile görüşünün asla kısıtlanamayacağının altını çizen Kanar, kişi en ağır disiplin cezası almış olsa bile bunun geçerli olduğunu vurguladı. Fakat Öcalan’ın hem aile hem de avukat görüşünün kısıtlandığına dikkat çeken Kanar, “Halbuki 15 günde bir ailesi ile görüşmesi gerekir. Bu hem İnfaz Kanunu’na göre hem de Mandela kurallarına göre temel bir haktır. Ama şuanda devlet ırkçılık yapıyor. Irkçı bir infaz uygulamasını Öcalan’ın üzerinde tatbik ediyor. Bu aynı zamanda onur kırıcı ve insanlık dışı bir muameledir. Dolayısıyla yapılanlar AİHM onur kırıcı, aşağılayıcı, işkenceyi yasaklayan maddesinin de ihlalidir. Yani hem anayasada vurgulanan temel hakların hem de AİHM’de vurgulanan en önemli haklardan biri olan işkence yasağının ihlalidir. Bu aynı zamanda savaş uygulamasıdır. Düşmanla savaş hukukunun yaşama geçmesidir. Barışın gündeme gelmesine sekte vuran en önemli nedenlerden birisidir” diye konuştu. 

Görüşme özgürce yapılmalı 

Kanar, kendisine Mehmet Öcalan’ın ağabeyi ile savcılık makamında, bir devlet görevlisinin yanında telefonla görüşmesi yapabildiğini hatırlattığımızda ise bu durumun hukuki olmadığını yineledi. Bu görüşmelerin özgürce yapılması gerektiğini belirten Kanar, “Burada İnfaz Kanunu’ndaki koşullara uyulması gerekir. Özellikle Nelson Mandela kurallarına uyulması gerekir. Kişilerin konuşması görevliler tarafından da dinlenilmemesi gerekir. Öcalan’a yönelik uygulamalar İnfaz Kanunu’nun tamamen ayaklar altına alınması ve çiğnenmesidir. Tam bir düşmanla savaş hukukunun anlayışıdır” dedi. 

Devletin başında diktatör var! 

Türkiye’nin artık bir hukuk devleti olmaktan çıktığını dile getiren Kanar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İktidar şuan da anayasayı da ihlal ediyor, ilgili yasaları da ihlal ediyor, keyfi bir yönetim var. Bir diktatörlük yönetimi var. Buna zaten şöyle deniyor; Macaristan, Türkiye, Ukrayna, Azerbaycan gibi ülkelerde şirket tipi devlet, devletinde başında babalık yapmayı taslayan bir diktatör. Yani yasama, yürütme ve yargı ayrımının ortadan kaldırıldığı, her üç konuda da yürütmenin en başındakinin en yetkili olduğu bir düzendir. Yargı zaten hiçbir zaman bağımsız ve tarafsız olmadı. Eskiden çok cüzi de olsa bir şey vardı ama artık oda kalmadı. Şimdi yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığın zerresi kalmamıştır dersek doğru bir saptama olur.” 

Öcalan serbest bırakılmalı 

Öcalan’ın artık özgürlüğüne kavuşması gerektiğini sözlerine ekleyen Kanar, her tutuklu ve hükümlü gibi Öcalan’ın da özgürlüğü umut etme hakkının olması gerektiğini ifade etti. Bu hakkın artık uygulamaya geçmesi gerektiğini söyleyen Kanar, “Şimdi bu uygulamaya geçene kadar da bu tecridin kalkması gerekir. Ayrıca Mandela kurallında ‘hükümlünün bulunduğu cezaevi kendi memleketine, kendi ailesinin olduğu yere yakın olma’ şartı da getirildi. Yani tecrit kalkmalı ve kendi memleketine yakın bir yerde tutulmalı ve kısa bir zamanda da serbest bırakılmalıdır” dedi.  İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.