Kara çarşaf, kararmış zihniyet...

Haberleri —

Almanya Gündemi


Almanya; artan terör saldırıları akabinde hazırlanan yeni güvenlik önlemleri paketi, yabancılar yasasının sertleştirilmesi,  Türkiye ile olan sorunlar gibi yoğun gündem tartışmalarına bir de burka yasağını ekledi. Zira burka yasağı bu gündemlerle yakından ilgili. Yasaklama tartışmaları da kendi içinde farklı görüşleri barındırıyor; burkanın genel yasaklanmasını savunanların yanında, sadece belli kamu alanlarında (okul, hastane, adliye vb.) yasaklanmasını isteyenler de var. Yine meseleyi inanç özgürlükleri çerçevesinde değerlendirenler de mevcut. Nitekim İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere burkanın ülke genelinde yasaklanmasının anayasaya aykırı olduğunu  belirtmiş (ki söz konusu genel yasak aktüel haliyle zaten anayasaya aykırı) başbakan Merkel ise burkanın uyumu engellediğini ifade etmişti. (Ayrıca bu hafta Osnabrück'te 18 yaşındaki bir genç kadının peçe ile derse girme talebi reddedildi.)

Avrupa'da burka'yı yasaklayan ilk ülke Fransa. Kamu alanlarında Nisan 2011'den bu yana burka giyilmesi yasaklandı. Bu kurallara uyulmaması karşısında 150 Euro para cezası uygulanıyor. Belçika’da ise 2011 Temmuz'undan bu yana açık alanlarda yüzünü örten kadınlar 15 ve 150 Euro arası para cezası ödemek zorunda. Hollanda’da yine 2011 yılından bu yana hastane, okul gibi belli kamu alanlarında burka ve peçe yasağı uyguluyor. Bu ülkede burka yasağını ihlal cezası ise 400 Euro. 2016'dan beri İsviçre’nin tatil kantonu Tessin'de peçe ve burka yasağı bulunuyor. İhlal cezası ise 10 bin Frank. Almanya da şimdi burka yasağını resmileştirmek istiyor. 

Son gelişmeler ışığında gündeme gelen burka yasağı tartışmalarının inanç özgürlüğü ve "yasaklanması halinde kadını toplumdan izole edecektir" gibi hümanist eksende yürütülmesini "özgürlükler" kavramının özüyle çelişkili buluyorum. İnsanların düşüncelerine, kültürel sembollerine, yaşam aktivitelerine yasak getirme olgusunu birçok açıdan ele alabilir, tartışabiliriz. Fakat burkanın yasaklanması bu çerçevede tartışıldığında, sığ bir yöne doğru götürür bizi. Zira burkanın kendisi kadın haklarını kısıtlayan bir objedir. Erkek zihniyetin  kadın üzerindeki tahakkümüne istinaden, namus bekçiliğini sembolize eder.

Geçtiğimiz günlerde IŞİD kontrolü altında olan Mimbic,  Minbic Askeri Meclisi savaşçıları tarafından özgürleştirildi. Basına servis edilen karelerde, Mimbic sokaklarında kadınlar kara çarşaflarından kurtulmanın sevincini yaşıyorlardı. Öyle ki; zaferin bir göstergesi olarak, bu kara lekelerden sıyrılarak sokaklara fırlattılar. Suriye'de IŞİD işgali altında kurtarılan hemen hemen her toprak parçasında bu görüntüler yaşandı. Çünkü IŞİD hakim olduğu alanlarda kadına kara çarşaf giyme zorunluluğu dayatıyor. 

Hatırlarsanız Afganistan'da 1990'lı yılların ortalarında Taliban döneminin başlamasının ardından (kuşkusuz daha öncesi de var) dünya buradaki kadınları, gözlerinin görünmesini bile engelleyen mavi burkalar ile tanıdı. Yine Suudi Arabistan'da kadınların şeriata uygun davranma zorunluluğu var. Uygulanan kuralların bir gereği olarak kara çarşaf ve peçe giymek zorundalar. Kadın hakları boyutu ile en geri ülkeler arasında yer alan Suudi Arabistan'da Şubat ayında "Kadın insan mıdır" adlı bir seminerin düzenlendiği ortaya çıkmıştı. Bu örnek inanca mal edilen hurafeler ile kadına nasıl bir rol biçildiğinin somut örneğidir. Yine İran örneği. Burada kadına yönelik sosyal yaşam kuralları, bir eziyete dönüşmüştür. Kadın kapanmak zorundadır. Hicap giyen kadınların vücutlarındaki kıvrımlar görünmemelidir. Burada burka ve kara çarşaf gibi araçlarla kapanma olgusunu sadece bir inanç sembolü olarak ele almak, erkek zihniyetinin kadın bedeni üzerindeki hak iddiasını kabul etmektir. 

Modern, demokrasi ile yönetilen bir ülke olduğu iddiası ile kendisini bu ülkelerden ayıran Türkiye de giderek bu yolun yolcusu olma eğilimindedir. İslam yaşam modeli vurgusu ile getirilen de facto kurallar kadını her geçen gün biraz daha hiçsizleştirmektedir. Örneğin AKP mecrasından bir şahsın sosyal medya paylaşımı durumu özetler nitelikte: "Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz evya satılıktır ya da kiralıktır". Örnek daha fazla yorumu manasız kılacaktır.

Sonuç olarak; burka yasağı tartışmalarında, din özgürlüğüne saygısızlık edildiğini, ya da bu yasaklarla kadının toplumdan izole edileceğini savununlar; burkanın zorunlu kılınmasındaki temel gayenin "kadını toplumdan izole etmek" olduğunu bir kez daha düşünsünler. Burka inanç özgürlüğü çerçevesinden çok, kadın özgürlüğü çerçevesinde tartışılması gereken bir konudur. Zira o peçelerin arasından bakmak dünyayı pek de aydınlık göstermiyor. 

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.