Katliamlar karşısında insanlık utandı
Kadın Haberleri —

Suriye Alevi Katliamı / foto: AFP
- Sokaklarda katledilen doktorlar, avukatlar, mühendisler, kadınlar, çocuklar; insanların organlarının çalınması, işkenceler… O anların hepsi S.A’nın hafızasında taze: “Hamile bir kadının karnına kurşun sıktılar. ”Bu, insanlığı utandıran olaylardan biri."
- Suriye kıyılarında yüzlerce insanın katledilmesine tanık olanlardan S.A: “Evimize saldırdıklarında kapıyı zorla çaldılar ve dört bir yandan yağan serseri kurşunlar arasında korku neredeyse yüreğimizi yuttu. Hiçbirimiz kılımızı bile kıpırdatamadık."
Heyet Tahrir El- Şam’ın (HTŞ) yönetimde yer almasıyla birlikte binlerce Alevi yurttaş katledildi, kadınlar kaçırıldı. Saldırılar ülkedeki kültürel çeşitliliği hedef aldı. Suriye’nin Baniyas kentinden S.A, Nujinha’ya konuştu. Suriye kıyılarında yüzlerce insanın katledilmesine tanık olanlardan S.A, 8 Aralık 2024 tarihinin Suriye kıyılarındaki Alevilerin acıyla anacağı bir zaman olduğunu bilmediklerini, aslında Alevilerin yönetimin değişmesiyle birlikte ülkede farklı ve yeni bir dönemin başlayacağına inandığını belirtiyor. S.A. "Esad rejiminin devrilmesinden sonra, silahları teslim etmenin ve Suriye kıyılarında bir anlaşmanın uygulanmasının kan dökülmesini önleyeceğini düşündük. Bu nedenle herkes bu önlemlere uydu. Ancak düşünüldüğü gibi olmadı" diyor.
Kimse kurtulamadı
“Yaşanan ihlaller, bölge sakinlerinde cinayete dönüşeceği korkusunu uyandırdı” diyen S.A. konuşmaya şöyle devam ediyor: "Bunların yüzeysel olduğuna ve durumun yakında sona ereceğine kendimizi her zaman inandırdık. Ne yazık ki durum her geçen gün kötüleşti ve ihlaller ve cinayetler arttı.”
İnternete erişim sağlayamadıkların söyleyen S.A. "Cuma sabahı, Alevi mezhebini ortadan kaldırmak için tüm Suriye şehirlerinde seferberlik çağrısı yaptıklarını duyduk. Ancak akşam internete girdiğimizde Alevilere yönelik katliamları duyduğumuzda şaşırdık. Sonra duyduğumuz tüm seslerin, arama ve güvenlik önlemleri aldıkları yönündeki yanıltıcı medya haberlerinin aslında kimsenin kurtulamadığı katliamlar olduğunu fark ettik" şeklinde konuşuyor.
Hamile kadın da katledildi
Sokaklarda katledilen doktorlar, avukatlar, mühendisler, kadınlar, çocuklar; insanların organlarının çalınması, işkenceler… O anların hepsi S.A’nın hafızasında taze. S.A. tanıklığını şu sözlerle dile getiriyor:
"Bir aile saldırıya uğradı, baba, anne, oğul ve kız öldürüldü. Ailenin hamile olan kızı bırakıldı sadece. Kadının eşi kadının katledilmesini engellemek için uğraşırken adamın gözü önünde önce kadının karnına mermi attılar, kadını katlettiler sonra adamı da omzundan vurdular. Bu, insanlığı utandıran olaylardan biri."
Korku yüreğimizi yuttu
Kalplerini sızlatan bu sahnelerin gözlerinin önünde yaşandığını söyleyen S.A. "İçinde insanlar olan arabaların yakılmasına, sivillerin evlerinin, dükkanlarının ve halka hizmet etmeye adanmış yerlerin yakılmasına kendi gözlerimle tanık oldum. Gençler de kaçırıldı, güvenlik talepleriyle alay edildi, aşağılandılar” diyor. Ailesi içinde benzer tabloların yaşandığını belirten S.A. "Evimize saldırdıklarında dört bir yandan yağan serseri kurşunlar arasında korku neredeyse yüreğimizi yuttu. Hiçbirimiz kılımızı bile kıpırdatamadık. Çünkü kendini savunmak isteyen herkes öldürüldü” diye konuşuyor.
Cenazeleri buldozerlerle topladılar
“Kanlı katliamların izlerini uluslararası toplumdan gizlemeye çalıştılar” diye konuşan S.A. şöyle devam ediyor:
“Cenazeler yaklaşık üç gün boyunca sokaklarda kaldı. Suriye kıyı bölgesinde yaşanan olayları, özellikle de sivillere yönelik katliamları araştırmak üzere uluslararası bir soruşturma komisyonu kurulduğunda, hükümet bunu dünyaya rejim kalıntılarıyla mücadele ettiğini iddia ederek meşrulaştırdı. Cenazeleri buldozerlerle topladılar. Büyük kamyonlara yerleştirdiler ve toplu mezarlara gömdüler. Denize yakın mahallelerde, 'Balıklar aç' diyerek alaycı bir şekilde cenazeleri denize attılar. Katliamlar uluslararası bir müdahale olmadan artınca, çoğu bölge sakini kırsal bölgelere kaçtı. Evleri ve köyleri yaktılar, kadınları kaçırıp köle olarak almaktan bahsetmiyorum bile.”
Hedef kadınlardı
Kadınların katliamların ve kaçırılmaların hedefi olduğunu belirten S.A, “Evin balkonunda beliren bir kız çocuğu bile kaçırılabilir” diyerek korkunun günlük yaşama nasıl sızdığını anlatıyor. Pek çok kız çocuğunun kaçırıldığını vurgulayan S.A. "Kız kaçırıldıktan sonra, olay haber konusu olduğunda kendisi ve ailesi, cinayet ve tehditlere maruz kalmasın diye, kızı mutlu ya da kendi isteği ile gitmiş gibi gösteriyorlar. Bu tür birçok olay gördük" diyor. S.A. suçların, DAIŞ’in yıllar önce Kuzey ve Doğu Suriye'de işlediği ihlallerden farklı olmadığını ve bu durumun aralarındaki ortak zihniyeti gösterdiğine dikkat çekiyor.
Yeni Suriye’yi inşa etme umudu
S.A., uluslararası toplumun katliamlara kayıtsız kalmasını eleştirerek, “İlk günden tavır alsalardı, bu katliamlar devam etmezdi” diyor. Suriye’de mezhepsel ayrımcılığın körüklendiğini vurgulayan S.A., Aleviler, Kürtler, Dürziler ve diğer topluluklarla dayanışma içinde bir gelecek inşa etme umudunu koruyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye (Rojava) göç eden S.A., burada güvenlik ve dayanışma bulduklarını ifade ediyor: “En güzel yanı, buradaki tüm toplulukların bizi kucaklaması ve bize güvenli bir liman gibi sarılmalarıydı. Burada mezhepsel veya dini ayrımcılık hissetmedik. Bölgede dikkatimi çeken şey, halklar arasındaki ortaklaşmaydı. Kuzey ve Doğu Suriye, diğer Suriye bölgeleriyle kıyaslanamaz. Halkını koruyabilen ve topraklarında güvenlik ve barışı sağlayabilen güçlü bir orduya sahip olması gurur verici. Bölgede kaos yaratacak hiçbir boşluğa yer bırakmıyor.” HESEKÊ












