KCK’de yeni dönem ve çözüm süreci

KONGRA-GEL 9. Genel Kurulu’nu gerillaların kontrolündeki Medya Savunma Alanlarında gerçekleştirdi. KONGRA-GEL Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kurucusu olduğu PKK’nin başlattığı 40 yıllık mücadelesinin siyasal/örgütsel/toplumsal örgütlenme modelinin en önemli temsiliyetidir. Halkların ve toplumların özgürlüğünün ulus-Devletsiz çözüm yöntemini savunan bu sistem KCK sistemi olarak tanımlanıyor. KCK’nin Türkçe tercümesi ise Kürdistan Topluluklar Toplumu’dur. Bu isimin karşılık geldiği kavram ise Demokratik Ulus seçeneğidir. Yeni her etnik toplum, farklı inançlar, sınıflar, toplumsal gruplar, cinsiyetler kendisini doğa ile uyumlu bir şekilde farklılıklarına rağmen bir arada bulunabilir ve özgürce yaşayabilirler.

KCK sistemi iktidarcı devlet sistemlerinden farklıdır. Dünyadaki gelişmeler de gösteriyor ki KCK sistemi halklar için hayati bir önemdedir. İşte bu önemin kendisini gösterdiği bir dönemde bu sistemin en önemli örgütlenme sistemi olan KONGRA GEL 9. Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. 2003’te kuruluş sürecine tanıklık ettiğim KONGRA GEL ve KCK sisteminin bu kongresi sadece Kürtler ve Türkiye için değil, bölge halkları için de önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Çünkü 9. Genel Kurul, Küresel kapitilazmin kriz yaşadığı, Ortadoğu ülkelerinde halkların isyanının kendisini dışavurduğu, Kürdistan’da halk mücadelesinin yükselişinin yaşadığı bir dönemde gerçekleşti. Kongrelerin PKK’nin mücadele tarihindeki tarihsel önemini de düşündüğümüzde, Kürt Özgürlük Mücadelesi Öcalan’ın 21 Mart 2013’te başlatılan tarihi “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşaa Hamlesi”ne büyük bir ivme kazandıracaktır. 9. Genel Kurul’da tarihi kararlar alındı. Açıklama ve haberlerden de anlıyoruz ki, Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’daki gelişmeler enine boyuna masaya yatırıldı. Her yönlü tahliler yapıldı. Sistemin aksayan, yetmeyen yönleri üzerine tartışmalar gerçekleştirildi.
Sistemin temsiliyetinde Eşbaşkanlık sistemi, Kadın Özgürlük Hareketi açısından büyük bir öneme sahip olacak. KONGRA-GEL Eşbaşkanlığı’na Hacer Zagros ve Remzi Kartal seçildi. KCK sisteminin daha güçlü örgütlendirilmesi ve denetimin daha sağlıklı yapılabilmesi için KCK Genel Başkanlık Konseyi organı oluşturuldu. Yeni dönemde Yürütme konseyi Başkanlığının Eşbaşkanlık olarak örgütlendirilmesi kararlaştırıldı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’na Cemil Bayık ve Besê Hozat seçilirken 2 erkek 2 kadın toplam dört yardımcıları da seçimle belirlendi. Bu sistem kendisini Özgürlük Hareketinin pratikte daha kapsayıcı ve sonuç alıcı bir duruma gelmesi anlamı taşıyor. Kürdistan’ın dört parçası ve sürgündeki Kürtlerin temsilcilerinin de bulunduğu Genel Kurul, toplumsal ve siyasal sürecin özelliklerini de her yönlü ele almış. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürdistan’ın özgürleşmesi, Ortadoğu halklarının kardeşleşmesi için mücadelenin ivme kazanacağını gösteren tartışmaları da gözlemleyebiliyoruz. Alevilere biçilen rol KCK’nin önümüzdeki dönem politik ağırlık notlarını da gösteriyor.
Demokratik Özerklik’in inşasının tabandan örgütlendirilmesine dönük bir dizi kararın yanında demokratik çözüm sürecinin AKP’ye rağmen sürdürülmesi ise çözüm sürecinin gidişatı konusunda önemli veriler sunuyor. Kongrede özellikle ele alınan ve üzerinde derin tartışmalar gelişen konu ise, Alevi inancı ve demokratik mücadelesi oldu.
Umarız Türkiye medyası ve psikolojik savaş araçları “zorlama ve yalan yanlış bilgilerle yorumlara girişmezler.

Roj Tv, MMC, Nûçe Tv ve Avrupa Hukuku
Yazıyı bitirirken çalıştığımız Roj Tv ve Nûçe Tv ile MMC için de bir iki cümle kurmakta fayda var. Böylesi gelişmelerin yaşandığı bir dönemde Avrupa Birliği ülkelerinden Danimarka Kürtlerin üç önemli televizyon kanalının lisansının iptali söz konusu. Nereden bakarsanız bakın büyük bir skandal. Sanırım yine Avrupalı bir yazarın şu sözleri bizim de meramımızı anlatır niteliktedir: “O zaman, Avrupalılar nasıl oluyor da kendilerinde diğer kıtalara uygarlık ve adap yayma hakkını buluyorlar? Neden bu işi Avrupa’da yamıyorlar?”