KDP ateşle oynuyor

Forum Haberleri —

.

.

  • Geçmiş tarihi süreçte yaşanan çatışmaların vebali de KDP'ye ait olduğu iyi bilmektedir. Tarihten ders çıkarmak gerekir. Türk Devletinin aklıyla, PKK'ye savaş açarak sonuç alma heveslerinden vazgeçilmelidir.

ŞÜKRÜ GEDİK

Faşist Türk Devletinin Medya savunma alanlarına yönelik saldırıları devam ediyor. Güney Kürdistan coğrafyasının önemli bir kesimi işgal edilmiştir.
Bu saldırı ve işgallerde onlarca sivil yaşamını yitirdi, bir o kadarı da yaralandı. Yüzlerce Köy ve Mezra boşaltıldı, halk göç etmek zorunda kaldı. Bütün bu olup bitenlere ilişkin KDP'den herhangi bir kınama gelmezken işgali, katliamları, köy boşaltmaları, göçertmeleri destekler mahiyette açıklamalarda bulunmakta, Türk Devletinin saldırılarına meşruluk kazandırmaktadır. KDP yöneticilerinin yaptıkları açıklamalarda, Türk Devletinin işgal girişimlerine PKK'nin varlığı gerekçe yapılmaktadır. PKK'yi "işgalci" bir güç gibi göstererek çatışmaya zemin yaratmaktadır. Çok iyi biliniyor ki onlarca askeri üs kurmasına izin verip Türk Devletinin işgal girişimlerine yol açan kendileridir. Güney Kürdistan'da Faşist Türk devletinin varlığına evet, PKK'ye hayır demek tutarsızlıktır.
KDP, Türk Devletinin işgal girişimlerine her türlü desteği vermekte ve baş vurduğu provokatör girişimlere her geçen gün yenilerini eklemektedir. Türk Devletinin işgal ve imha saldırlarına fiziki olarak fiilen katılmaya başlamıştır. Bilindiği gibi Zîne Wêrtê alanına güç yığarak ve PKK gerillalarının yer koordinatlarını Türk devletine vererek üç gerillanın şehadetine yol açarak işe başladılar. Askeri ve teknik güç yığınağı yaparak gerilla alanlarına yöneldiler. Gerilla alanlarını ablukaya alarak, geçiş güzergahlarını kontrol ederek, savaş kışkırtıcılığı yapmaya ve tahrik etmeye başladılar.
PKK'nin bütün uyarılarına ve ikazlarına rağmen gelinen aşama çatışma aşamasıdır. Mesut Barzani'nin "ama"lı, "fakat"lı açıklamalarının ardından savaş niyetlerini Çemanke provokasyonuyla pratikleştirmiş oldular. Savaşmak amacıyla gerilla alanlarına girmeye çalışan KDP'ye karşı kendisini savunmak zorunda kalan gerilla güçlerini saldırganlıkla suçluyorlar. KDP basını, PKK'ye karşı top yekun bir saldırı başlatarak akıl almaz savlar ileri sürmeye başladılar.
Başlatılan bu çatışmalı sürecin amacı, PKK'yi güney Kürdistan'da tasfiye etmektir. PKK'nin önüne iki seçenek konulmaktadır. "Ya teslim ol, Ya da terket” denilmektedir. "Kardeş kanı dökmek haramdır" diyerek, savaş dışında da bir seçeneğin bırakılmaması tam bir iki yüzlülüktür. Kürt halkının ulusal çıkarlarına zarar verip Türk Devletiyle her türlü kirli pazarlığa girip, Kürt kanı dökmek kardeşlik hukukuyla ne alakası var? Aklını kiraya vermiş bir takım insanları ekranlara çıkarıp PKK'nin "meşruluğunu" tartıştırıyorlar. Dört parça Kürdistan'da ulusal politikalar üreten, savunan ve pratikleştiren tek güç PKK'dir. PKK icazetle hareket eden bir parti olmayıp meşruluğunu sadece halkından alır. PKK dünya ile ters düşsede bağımsızlıkçı çizgiden ödün vermediği bilinmektedir.
Gelinen bu kritik aşamada PKK'dan gelen açıklama oldukça nettir. "Her türlü sorunu dialogla çözmeye hazır olduklarını" kamuoyuna açıkladılar. Savaşmak istemediklerini ve Savaştan da korkmadıklarını belirttiler. Olası bir çatışmanın bütün Kürdistan'a ve tüm kazanımlara zarar vereceğinin bilinciyle hareket ederek, sorunlara sağ duyulu, soğuk kanlı yaklaşarak bu krizi fazla tırmandırmadan çözmektir. Bu iyi niyetli yaklaşımlar görmezden gelinirse ve süreç çatışmaya evrilirse bunun tek sorumlusu KDP olacaktır.
Geçmiş tarihi süreçte yaşanan çatışmaların vebali de KDP'ye ait olduğu iyi bilmektedir. Tarihten ders çıkarmak gerekir. Türk Devletinin aklıyla, PKK'ye savaş açarak sonuç alma heveslerinden vazgeçilmelidir. Komplo yöntemlerine baş vurarak PKK ile savaşa tutuşmak ateşle oynamaktır. Bu ateş bütün Kürdistan'ı sarmadan KDP'den daha sorumlu ve duyarlı bir yaklaşım beklenir. Unutulmamalıdır ki bu savaşın kazananı Kürtler degil, Kürt halkının düşmanları olacaktır.
KDP yönetimi, Türk Devletinin yörüngesinden çıkması gerekir. Türk Devletinin Rojava ve Kuzey Kürdistan'da ki faşist saldırıları, siyasi soykırım operasyonları ve insanlık dışı uygulamalarını görmezden gelen KDP, hangi ulusal birlikten bahs edebilir ki? Komplolar üretmekte maruf, uygulamada ise son derece mahir bir geçmişe sahip olduğu herkesçe malumdur.
Yaşanan gerginliği azaltmak, tansiyonu düşürmek KDP'ye düşmektedir. Rojava sınırına karakollar inşa ederek, Rojava devrimini boğmak, ENKS ile siyasi operasyonlar da bulunmak, Gerilla alanlarını ablukaya alarak, oraya-buraya güç yığarak kuşatmak, Maxmur'a ambargo uygulayarak, halkı açlığa mahkum ederek, Kampı açık cezaevine çevirmek, Şengal'e saldırmak için PKK'yi gerekçe yapmak, Kürtlükle uzaktan, yakından alakası yoktur. Dar parti çıkarlarını her şeyin önüne koymak herkese kaybettirecektir.
KDP, Türk Devletinin işgalci, yayılmacı, saldırgan dış politikalarına hizmet etmekten vazgeçmelidir. Dünyadan dışlanmış diktatör Erdoğan'a bel bağlayarak siyaset yapma tarzı Kürdistan halkına ve Ulusal çıkarlarına zarar vermektedir. Bu çatışmalı ortamdan çıkmak için başta Güney Kürdistan halkı ve siyasi oluşumları olmak üzere tüm Kürdistan halkı, KDP'ye karşı tutum almalı ve tavır takınmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.