KDP, Kürt Hamas'ıdır! 

Forum Haberleri —

Barzani - Erdoğan

Barzani - Erdoğan

  • Artık anlaşılmalıdır ki KDP bir Kürt partisi değil, sömürgecilerin taşeronu, Kürt soslu bir çete yapılanmasıdır.

MEHMET SERHAT POLATSOY
Hamas, Müslüman kardeşlerin içinden doğan paramiliter bir yapılanmaydı. Sahip olduğu cihatçı karakteri nedeniyle El-Fetih'in yetkide etkin olduğu FKÖ içerisinde yer almayan Hamas'ın bu pratiği ve ortaya çıkış gerekçesi, Filistin halkı arasında bir çelişki gibi sunulmaya başlandı. Oysa bu bir çelişki değildi. Hamas FKÖ'yü sol/sosyalist bir çizgide gördüğünü -ki bu nasyonal-sosyalizm oluyor- bu nedenle de bu çizgide yer almayacaklarını defalarca belirtmişti. İdeolojik anlamda İslami sağ çizgide duran Hamas, din'i duyguları okşayan propaganda çalışmalarına hız vererek Filistin halkı arasında, taraftar edinmeye başladı. 

Bu çete yapılanması İsrail'in de FKÖ'yü elimine etmek için kullanabileceği bir maşaydı. Hamas bir tarafta dururken, bir çatı örgütü olan FKÖ diğer yandaydı. Dış pencereden bakıldığında kurtuluşa iki farklı yöntem izleyerek giden iki güç izlenimi yaratıldı oysa Hamas'ın asıl gündemi, FKÖ çatı örgütünü dağıtmaktı. Öyle miydi, değil miydi bilemiyoruz ancak bu durum daha sonraları HAMAS'ın, İsrail'in de içerisinde olduğu bir güç tarafından kurulan paravan bir çete yapılanması olduğu iddialarını güçlendiriyordu. HAMAS FKÖ'yü, işgalci İsrail devleti karşısında zayıf düşürmek için direkt olarak Filistin'de karşı-propaganda, karşı-devrime geçti. HAMAS çok vahşi yöntemlerle birçok FKÖ politbüro üyesini katletti; yüzlercesini de ellerini bağlayarak çatılardan, pencere camlarından aşağı atarak yaşamlarını yitirmelerine veya sakat kalmalarına neden oldu. 

Yaser Arafat'ın ölümü ardından HAMAS tarih sahnesine önemli bir güç olarak çıkmıştı. Artık bir bütün FKÖ değil, İsrail'in karşısında, bağlantıları şüpheli olan tek bir örgüt olacaktı. Filistin davası uzlaşma ile çözülecekken olmadı. FKÖ, Hamas'ın paravan bir örgüt olduğunu düşünüyor ve köklerinin Mısır istihbaratına dayandığını söylüyordu. Bu anlamda HAMAS ihanetçi ve işbirlikçi değil, Filistin mücadelesini sekteye uğratma, çözüm olacakken uzatma, kemikleşmiş irade ve iddia sahibi olan FKÖ'yü dağıtıp Filistin sorununun yularını yine işgalcilere veren pozisyona sahip paravan bir çete yapılanmasıydı ki hala kimi pratikleri bu iddiayı doğrular niteliktedir. Bugün ger-gevşet politikası ile Filistin sorunu Dünya gündeminde tıpkı Afrika'daki açlık gibi kalmaya devam ediyor. 

Bu anlamda bakılacak olursa ihanet ve işbirlikçilik farklı, sömürgecilerin taşeronu olmak farklı şeylerdir. HAMAS, FKÖ içinde doğmadı; dolayısıyla kardeşlerine dönük bir ihanet çizgisinde değildi. Görevi gereği konumunu korudu ve pratiklerini sergiledi. Arafat'ın ölümü sonrası da tek güç oluverdi. 

Türkiye, PKK'ye karşı bir HAMAS yaratmak için sayısız ülke, örgüt ve aşiretler ile işbirliğine girdi. Kürt halkının özgürlük mücadelesine öncü olan sayısız partiye kapatma davası açtı. İşte HDP'ye yapılanları görüyoruz. Yüzbinlerce üye yönetici, seçmen, belediye başkanı ve milletvekili hakkında soruşturmalar açıldı, gözaltılar, tutuklamalar yaşandı. Doksanlarda binlerce yurtseveri katleden Hizbullahçılar cezaevlerinden salıverildi. PKK'de Osman-Botan ihanetinin geliştiği süreçte (2002-2004) Mustazaf-der kurularak yeni bir örgütlenmeye gidildi ve Hizbullah'ın uzantısı olduğu için de 2010 yılında feshedildi. Yargıtay tarafından 2012'de onanan kapatma sonrası Hüda-Par adıyla partileşmeye giden Hizbullahçılar 6-8 Ekim Kobanê olaylarında da Devlet cephesinde önemli görevler icra ettiler. İktidar, Hüda-Par'ın 6-8 Ekim olaylarında -ki aslında katliamında-, gücünü görmek istedi. AKP cephesinde bu partiden bir Kürt HAMAS'ı yaratılır mı düşüncesi gelişti. Çünkü AKP'nin iktidarda kalması tamamıyla Kürt hareketini tarih sahnesinden silme ile yakında ilişkiliydi; zira 2007 Büyükanıt-Erdoğan görüşmesi bu minvalde gerçekleştirilmiş ve bu görüşme, bir devlet sırrı olarak kalacaktı. 

Günümüze gelecek olursak eğer KDP'nin pratiğini HAMAS'ın çıkış gerekçesinde somutlaştırabiliriz. Türkiye bugüne kadar ki girişimlerinde bir Kürt HAMAS'ı yaratamadı. Ancak zaten özgür Kürdün önünde engel olan bir parti vardı. Kürdistan'ın yeraltı ve yer üstü kaynaklarını hortumlayarak maddi zenginliğini arşa çıkaran Barzani ailesi ve bu ailenin kurduğu partinin bir iktidar hırsı vardı. Bu hırs doğallığında özgürlüğün önünde duvarlar ören işgalci ve sömürgeci ülkeler ile ilişkilenmeyi beraberinde getirdi. Sadece dün Güney Kürdistan'a havadan ve karadan yapılan saldırılar ile değil, doksanlı yıllardan bu yana, daha geriye gidersek Qadi Muhammed'in idamına varana dek Kürt HAMAS'ı rolünü oynamıştı. Yani KDP aslında çoktan Kürt HAMAS'ı olmuştu. 

KDP bir Kürt partisi değildir. KDP, hain ve işbirlikçi de değildir. Bir yapılanmaya hain veya işbirlikçi demek için o yapının, mevcut (!) yapıdan türeyen olması gerekiyor. Yani mesela 2004'te Osman ve ekibi kısmen başarılı olup bir yer edinseydi, Kürtler bu yapılanmaya hain veya işbirlikçi diyebilirdi. 

Artık anlaşılmalıdır ki KDP bir Kürt partisi değil, sömürgecilerin taşeronu, Kürt soslu bir çete yapılanmasıdır. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.