KDP önce aynaya bakmalı

Forum Haberleri —

  • TC’nin yüzyıllık ironisi gibi demokratikleşmeden korkan, sürekli dışarıdan birilerinin parmak izlerini arayan “iç ve dış düşmanlar” safsatasına kapılan bir ruh hali KDP yönetiminde mevcuttur. Kendi başarısız yönetme tarzını, her türlü hırsızlığı, ekonomik ve sosyal krizi göremiyor, PKK’yi suçluyor. 

İRFAN SABRİ AHMET

ABD-TC-KDP’nin bir ittifak olarak hareket ettiği, kimi dönemlerde Kürtler ve Kürt sorunu sözkonusu olduğunda İran ve Irak’ın da yer yer bu ittifaka destek verdikleri strateji, özellikle DAİŞ’in Rojava ve Arabistan bölgesinde yenilgisinden sonra bu ittifak sürekli bir şekilde yürürlükte oldu.

6 Kasım 2018’de HPG, KCK ve PKK yapılanmalarının hedeflenerek bizzat ABD tarafından Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan gibi devrimci önderler 12 milyon dolar karşılığında hedeflenmesi bu ittifak ve komplonun başlangıcı oluyor. Ardından PKK yıl dönümüne denk gelen Başûrê Kurdistan’da Önder Apo’nun düşüncelerini rehber edinen Tevgera Azadi Komelgey Kurdistan’ın Başûr’daki 8 bürosunun kapatılması, 15 Ekim 2019’da Önder kadrolar, Cemil Amed ve Demhat Agit’lerin Azmer’de katledilmesi bu komplonun bir parçası olmaktadır.

Bu komplocu ittifaka göre PKK geriletilecek, zayıflatılıp öncüleri imha edilecek, yarattığı yenilmez ve tarihi Rojava Devrimi, Şengal Devrimi’nin tüm kazanımları KDP hanesine yazılacaktır.    

ABD’nin bizzat birçok aşamasını desteklediği esasta TC faşist iktidarı AKP-MHP’ye işgal ve sömürme fırsatları sunan TC’nin bizzat ajandasının yürürlükte olduğu gerçeği gözler önündedir. Bu planın esas amacı ve hedefi PKK’ye hayır, parça örgütlerine evet siyaseti olmaktadır.

Yani Rojava’da PKK’den arındırılmış, liberal ve ABD çıkarlarını koruyan TC ile işbirlikçi bir yapı ve giderek KDP çizgisine evrilmiş bir otorite, Başûr’da tüm farklı düşünce ve yapıların KDP’ye teslim olması ve KDP çizgisine uyarlanmış, TC işbirlikçisi bir yönetim yapısı öngörülmüş ve bu plan hayata geçirilmiştir. Bu plana göre Rojava ve Suriye devrimleri üzerinde PKK’nin etkisi kırılıp yok edilecek, Şengal devletçi sistem içine alınıp iradesi yeniden teslim alınacak, Mexmûr direnme noktası olmaktan çıkarılacak, Başûr TC işgaline sonuna kadar açık bırakılacak, KDP’ye tüm Kürtlerin iradesi teslim edilecektir.

Buna uygun şekilde Efrîn ve Girê Spî, Serêkaniyê işgal edildi. Rusya-Türkiye, ABD-Türkiye anlaşmaları ile Rojava kıskaca alındı, 9 Ekim 2020 Irak-KDP anlaşması ile Şengal’de irade teslim alınmak isteniyor, Mexmûr ambargo, hava saldırıları ve Özel Savaş taktikleri ile bunaltılıp dağıtılması hedeflendi. Esas olarakta Gerillanın Bakur, Başûr ve diğer mevzilenme alanlarında her türlü teknoloji ve istihbarat ile darbelenerek gerillanın halk ve dünya kamuoyu önündeki prestijini Özel Savaş oyunları ile yok etmesi hedeflendi. Bu planlamanın sonuç alması için 5 Nisan 2015’ten beri tecridi ağırlaştırılıp İmralı sisteminde işkenceye maruz kalan Önder Apo ve arkadaşları ile de PKK ve Kürdistan halkı ve dostlarının koparılması, Önder Apo’nun düşünce ve eylem gücünden yararlanmayı önleyen bir konsepti AKP-MHP faşizmi yürütmektedir.

Savaş ve mevzilenme anlamında Nisan 2020’de Zînî Wertê ile başlayıp gelinen aşamada Garê, Metina, Heftanîn ve Bradost bölgelerini Zêrevan ve Gulan adlı güçlerle kuşatıp her açıdan savaş ve şiddete yol açan KDP yönetimi olmaktadır.

Esasta bu planlamaya göre Ekim 2020’de ulaşılacak; Rojava ABD çizgisine çekilecek, Şengal iradesi teslim alınacak, Mexmûr dağıtılacak, PKK Önderleri de tek tek imha edilecek, sonuçta Başûrê Kurdistan Behdinan-Dihok merkezli bir Barzani yani KDP hanedanlığı ile tüm Kürt ve Kürdistan değerleri TC çıkarlarına endekslenecektir. Bu planda işbirlikçi ve ihanetçi Kürt, ulus-devletlerin birer modern askeri olacaktı.

Geçmişte Önder Apo bir çözümlemesinde Kürdistan’ın Kostarikalaştırılması diye ABD’ye bağlı 53. Eyalet olarak tanımlamıştı. TC patentli adı Kürdistan olmayan bir ‘Kuzey Irak Bölgesi’ yaratılıp tüm Kürtler buna mahkum edilecek tarzda bir konsept olmaktadır. Ama direniş ve mücadele gelinen aşamada bu konsepti boşa çıkardı. PKK özellikle tüm direniş cephelerinden büyük fedakarlık göstererek ABD-TC KDP’nin bu ittifakını deşifre etti. Hatta önemli oranda yenilgiye uğrattı.

ABD’de Trump yönetimi düştü. AKP-MHP yönetimi kaynayan kazan durumunda, kriz ve kaos başını almış gidiyor, T. Erdoğan ve D. Bahçeli canhıraş son çırpınışlarını oynuyor. KDP yönetimi de her cephede teşhir oldu. Başûrê Kurdistan halkı KDP yönetiminden bıkmış, usanmış ve giderek kontrol edilmezse yönünü tümüyle TC’ye dönecektir. Tüm Kürdistan, TC’ye teslim edecektir. Halk, 29 yıllık KDP-YNK yönetiminin yönetme tarzını kabullenmiyor, ekonomik olarak ciddi krizlerle karşı karşıyadır.

KDP can havliyle, 17 Ekim 2017’de Kürdistan topraklarının yüzde 40’ını Kerkük dahil Irak yönetimine bıraktı, Şengali’de 9 Ekim 2020 anlaşması ile Bağdat yönetimine teslim etti. Gümrükleri de tümden Irak yönetimine bıraktı. 17 Ekim 2017 Irak’ın Kerkük’ü işgali ile birlikte parçalanan ulus devlet ittifakının yeniden canlanmasına KDP siyaseti yol açtı.

Irak, İran, TC, Bağımsızlık Referandumuna karşı birleşerek Kürtler söz konusu olduğunda her türlü karşıtlıkta ittifak olabilceklerini gösterdiler.

Özellikle Heftanîn’deki TC işgaline karşı geliştirilen gerilla direnişi ve Öz Savunma Savaşı kirli planları boşa çıkarmada belirleyici rol oynadı.

AKP-MHP faşist iktidarı sonuç alamayacağını anlayınca yasal demokratik siyaset alanına daha kapsamlı yönelerek onbinlerce sivili, faşist yöntemlerle cezaevlerine doldurdu. Şimdi de HDP’nin kapatılmasını gündemine almış durumda.

KDP’nin iç yüzünün deşifre edilmesi ve açığa çıkarılması ile birlikte KDP yetkilileri ve basını-medyası da 7 Aralık 2020’de başlayan Başûr halkının haklı gösteri ve tepkilerini demode olmuş Özel Savaş yöntemiyle yalan ve entrika ile PKK’nin bu halkı Başûr hükümetini yıkmak amacıyla harekete geçirdiğini beyan ettiler.

Hatta aynı TC’nin yüzyıllık ironisi gibi demokratikleşmeden korkan, sürekli dışarıdan birilerinin parmak izlerini arayan “iç ve dış düşmanlar” safsatasına kapılan bir ruh hali KDP yönetiminde mevcuttur. Kendi başarısız yönetme tarzı her türlü hırsızlığın, talanın, ekonomik ve sosyal krizin önünü sonuna kadar açmış bunu göremiyor, gösteriler ve haklı talepleri görmek istemeyip PKK’yi bu olaylardan suçluyor.

Gösteri ve yürüyüşlerde tek bir tane PKK’li yakalanabilmiş mi? Ya da şehit düşenlerin tek bir tanesinin kimliği farklı Kürt coğrafyası veya farklı ulusa mensup insanlar görülmüş mü? Hayır. Tüm şehit düşen, yaralananların hepsi bizzat Başûrlu hatta eylem ve gösterilerin olduğu yöreye aitler.

Dolayısıyla KDP bu provokatif, suçlayıcı ve mesnetsiz suçlamalarla PKK’nin parmağı var görüşlerinden vazgeçmeli hatta bu yalan ve masa başı düzenlenmiş MİT patentli bilgiler ve algı operasyonlarından dolayı PKK ve Kürt kamuoyu, Kürt halkından özür dilemelidir.

Başûr hükümeti anti demokratik bir hükümettir. Ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlara çözüm üretememektedir. İç sorunları aynı AKP-MHP faşist iktidarı gibi şiddet, provokasyonlarla, tahrik yaratarak, Kürt kamuoyunu yanlış yönlendirerek kargaşa ile KDP-Barzani iktidarını yürütme çabasındadır.

Bu hayırsız çaba nafiledir. KDP yönetimi önce aynaya bakmalı ve Başûr halkının haklı tüm ekonomik, sosyal, siyasal taleplerini görerek ona göre politika oluşturmalıdır. KDP’ye söyleyeceğimiz, kendilerinin anlayacağı Türk deyimiyle “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”tutumundan bir an önce vazgeçmesidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.