Kerbela katliamı ve gözyaşları

Forum Haberleri —

.

.

  • Alevi inancının özgürleşmesine ufak bir katkı sunmamış rantçılar ile kimliksiz reyberler günümüzde Alevilerin dışlandıklarını mırıldamaktadırlar!

ALİ DAĞDEVİREN
Hicret’in 61. yılında, muharrem ayının onuncu günü (10 Ekim 680) Kerbela’da İslam tarihinin en acı olaylarından biri yaşandı. Hz. Hüseyin ve yakınları Muaviye’nin oğlu Yezid askerlerince kuşatılarak susuz bırakıldıktan sonra katledildiler. Hz. Ali soyuna toplu kırım uygulandı. 

Bu, zalimle mazlumun çatışmasıydı. Yezid zalimi, Hüseyin mazlumu simgeliyordu. Hz. Hüseyin’in: “Sanılmasın ki, boyun eğmemek bir kibir işidir. Ben de boyun eğerim. Ama bilirim ki, Yezid’in önünde eğilirsem eğer, zalimlik azalacağına çoğalacaktır” sözü direnmenin mecburiyet olduğunu gösterdi.  

Önder Seyit Rıza da; “Suçsuz ve günahsızız! Davamızı torunlarımıza havale ederek Kürdistan şehitlerine katılıyoruz” vasiyetiyle direnerek aramızdan ayrıldı. Vasiyeti hakikat arayan her can için miras kaldı. Ve katledilenlerin çocuklarından bir kesim yıllarca katliamcılarının peşinde koşarak tarihin bu büyük katliamını ve katliamcılarını unutturmaya da çalıştı. Arkadan gelen katliam bebeleri yalanların perdesini ve katliamcıların kara maskelerini düşürüyor.

Cemevlerine saldırı sonrası Erdoğan’ın turlarına çanak tutanları görünce, bu Yezid devlete boyun eğenlerin ve Hz. Hüseyin gibi zalime boyun eğmeyenleri kim olduğunu gördük.   

Kürt Halk Önderi sayın Öcalan FEDA kongresine gönderdiği ve ayakta alkışlanan mesajında “Semahlar döndük, zikirler verdik. Kesin öyle, daha fazlasını da yaptık. Siyaset yaptık. Özü kadar biçimi de doğru kavramamız gerektiğini hep vurguluyorum. Bizi basit, yüzeysel ele almak kadar, yine kendine göre yorumlamak kadar büyük bir hata olamaz. Evet tam bir KERBELA HAREKETİYİZ ama Kerbela’yı tekerrür ettirmeme gibi tarihi sorumluluğumuz da var” diyordu.  

Sayın Öcalan’ın tarihi sorumluluğunu anlamayanlar, anlamak istemeyenler ve Alevi inancının özgürleşmesine ufak bir katkı sunmamış rantçılar ile kimliksiz reyberler günümüzde Alevilerin dışlandıklarını mırıldamaktadırlar! 

Bu uydurukçuluk inkarcı, imhacı ve katliamcı diktatör Erdoğan’dan yana bir tavırdır. Bu zalim diktatör, bu zülüm ve zorba sistem bunların sırtında yürümektedir. Her inançtan militanlardan oluşan Direniş Hareketi’nin onurlu kavgası bir arada birlikte özgür bir yaşam içindir. 

KCK’nin “Reber Apo’nun geliştirdiği özgürlük mücadelesi en başta Alevi halkımızın, yine Êzîdîlerin, Süryanilerin ve tüm ezilmiş inançların mücadelesi olmaktadır” gerçeği bugün Kürt coğrafyasında tüm kimlik, ibadet/inanç  ve kültürlerin  yan yana/can cana duruşuyla yaşam bulmaktadır. Devletin Alevi’si değil de özür bir insan olunacaksa yol da erkan da buradadır.  

Yine önder Öcalan’ın; “Bir de Alevilikte özellikle sevgi kavramı çok cesurca söyleniyor. Biz buna bir minnet duyuyoruz, aynı karşılığını veriyoruz. Herkesin kendi milliyeti, cinsiyeti velhasıl kişilik özelliğini anlamlı gördüğümüz gibi, diğerlerine zarar vermediği oranda bir çiçek gibi açılmasına gerçekten tutku derecesinde bağlılık gösterdiğimizi söylemeliyim. İstiyorum ki, zulüm dünyasının, düzeninin yüzyıllardan beri çok hazin bir biçimde ezdiği bu çiçekler tekrar açılsın. Topraklarımız bütün dillerin, inançların, kültürlerin çiçeklendiği bir zamana tanıklık etmektedir. Şimdi çiçeklenme zamanıdır. Aleviliğin tarihsel mirasına (KERBELA DİRENİŞİ’NE) sahip çıkarak başarı kazancağız“ dediğini biliyoruz. 

Aleviler tüm kurum ve kuruluşlarıyla kendini özüne uygun şekilde devlet aleviliği dışında düzenlemeli ve örgütlenmesini buna göre yapmalıdır. Alevi gençlik, Aleviyi, Aleviliği yok sayan, hor bakan ve hatta düşman gören bu inkarcı, imhacı, katliamcı zulüm sisteme hizmet ve ortaklık olan bu askerliği kesinlikle reddetmelidir. 

Onların geleceğe mirası ağlamak olmamalıdır. Kerbela’dan günümüze dek akan gözyaşları insanidir. Ancak o günden günümüze süregelen inkar, imha ve katliamları engellemediği de bir gerçektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.