Kesintisiz 36 yıllık direniş

Forum Haberleri —

.

.

  • 15 Ağustos silahlı direnişin yakıcı derslerinden sonuç çıkarmayanlar, günün birinde kendilerini de yakacaklardır. Çünkü, Kürtler eski köle Kürtler değildir. Kefenlerini çoktan yırtmış, direnen, savaşan bir halk gerçekliği var.

Rauf KARAKOÇAN

 

Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin en önemli tarihsel dönüm noktalarından biri olan 15 Ağustos atılımı, 36. yılını geride bıraktı. Ulusal uyanışın, dirilişin ve direnişin, silahlı mücadeleye evirilmenin, gerilla hareketinin anlam bulduğu, ete kemiğe büründüğü amansız bir pratiğin başladığı gündür 15 Ağustos. 15 Ağustos atılımının gerçekleştiği koşulları anlamak ve anlamlandırmak büyük önem taşımaktadır. Düşmanı tanımak ve tanımlamak açısından da bu tarihi kesiti özüne uygun öğrenmek gerekmektedir. Silahlı mücadelede kararlaşmak, iddialı olmak, bunun cesaretini göstermek, halk adına direnmek, umut yaratmak, çok olumsuz koşullara rağmen mücadelenin sürekliliğinde ısrarlı ve inatçı olmak, bu günü karşılamak açısından da gereklidir.

Kürdistan’da kan ve göz yaşı hiç bir zaman eksik olmadı. Faşist Türk devletinin Kürt düşmanlığı dün olduğu gibi bugün de her alanda devam etmektedir. Sürdürülen düşmanlığın siyasi, askeri, sosyal, ekonomik boyutları bir yana, sömürgecilik zihniyetiyle mücadele bile başlı başına bir savaştır. İnkar ve imha politikalarında daha fazla derinleşen mevcut faşist iktidar, ilericilik ve demokrasi adına ne varsa, bütün farklılıkları hedef almıştır. Darbe üstüne darbelerle toplumsal yaşamı cehenneme çevirmiş, halkı nefes alamayacak duruma getirmiştir. Toplumsal muhalefet dinamiklerini ortadan kaldırmak adına her yolun mubah sayıldığı bir dönemi yaşayan soykırım rejimi, çelişki ve çatışmalı ortamı diri tutarak, ülkeyi savaş haline sürükleyerek, saldırgan ve yayılmacı hamlelerle ayakta kalmaya çalışıyor.

Tek adam diktasına karşı mücadele eden her kesimden insanın başına nelerin geldiğini, günü birlik uygulamalardan anlamak mümkündür. 12 Eylül faşist rejiminin karanlığına karşı mücadelenin zorlukları bu günkü koşullara göre kat be kat fazla olduğu bilinmektedir. Başkan Apo’nun ifadesiyle “yaprak bile kıpırdamazken” savaşa karar vermek, cesaret gerektiren bir girişimdi. Ne Kenan Evren’in 12 Eylül faşizmi ve ne de Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP faşizmi, 15 Ağustos direniş ruhuyla savaşanları durduramadı ve bundan sonra da asla durduramayacaktır. Heftanîn savaşı bunun en son örneğidir. Faşist rejime karşı 15 Ağustos Atılımı’yla karşılık vermenin dışında sonuç alıcı başka seçenek bulunmadığı daha iyi anlaşılır olmuştur.

Köle Kürt’ün makus tarihi yenilmiştir. Direnen ve savaşan bir halk, irade sahibi olmuş, politik bir toplum yaratılmıştır. Çelik çekirdekten gerilla ordulaşmasına gidilmiştir. Elde edilen bütün kazanımlar savaş ortamında elde edilmiştir. 15 Ağustos Atılımı’nın yol açtığı gelişmeler sadece ulusal boyutta değil uluslar arası boyutu da olan bir atılımdır. Bölgesel çaptaki etkileri kadar, uluslararası siyaseti de etkilemektedir. Kürt sorununu görünür kılmasından başlayarak, küresel çapta siyasi dengeleri etkileyecek bir güç ortaya çıkarmıştır. 15 Ağustos hamlesi kazandıran, başaran bir tarz yaratmıştır. Mevcut AKP-MHP faşist iktidarına karşı da aynı tarzla mücadele edilmelidir. Pasif muhalif duruş yerine radikal demokratik mücadele yöntemlerine ihtiyaç vardır. Faşist rejimin zorbalıkları, katliamları, eleştirmekle önlenemeyeceği iyi bilinmelidir.

Kürdistan coğrafyasının geneline yayılmış bir direnişin ilk kıvılcımları çakılırken hiç kimse bu devasa gelişmelerin ortaya çıkacağını kestirmemişti. 12 Eylül faşist rejimin başındaki darbeci general Kenan Evren’de “kılıç artıkları” olarak tanımlamış ve küçümsemişti. Şimdi ki artçıları da sorunu çözmekten ziyade imha ederek sonuç almaya çalışıyorlar. 15 Ağustos silahlı direnişin yakıcı derslerinden sonuç çıkarmayanlar, günün birinde kendilerini de yakacaklardır. Çünkü, Kürtler eski köle Kürtler değildir. Kefenlerini çoktan yırtmış, direnen, savaşan bir halk gerçekliği var. Özgürlüğe kilitlenmiş, demokrasiye inanmış Kürt halkı, kendi geleceğini inşa edecek iradeyi oluşturmuştur. Bunu 15 Ağustos dirilişiyle gerçekleştirmiştir. Çok ağır bedeller veren Kürt halkı, haklı mücadelesini nihayete erdirene kadar bu görkemli direnişi kesintisiz sürdürmeye devam edecektir.

NATO’nun ikinci büyük ordusu olmakla övünen faşist rejim, Kürtlere karşı yürüttüğü özel savaşta insanlık dışı suçlar işledi. Devletin bütün imkanlarını seferber ederek, kapitalist sistemin büyük desteğini arkasına alarak bu suçu işlemeye devam etmektedir. Her ne yaparlarsa yapsınlar bu savaşın kazananı Kürt halkı olacaktır. Çünkü Gerilla, 15 Ağustos 1984’de, Kürdistan’ın kör karanlığına, Kürt’ün köleliğine kurşun sıkmıştır, ölümü öldürmüş, zaferi muştulamıştır.

Halkımızın diriliş ve direniş bayramının 37. yılında, 15 Ağustos atılımının büyük komutanı Egîd yoldaşın şahsında bütün şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Başkan Apo’nun, Kürt halkının ve kahraman gerillanın bayramını kutluyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.