Kılıçdaroğlu ne kadar muhalefet

Forum Haberleri —

.

.

  • Kürt babanın eline bir torba içinde oğlunun kemikleri verildiğinde Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefet partilerinden, basın organlarından hiç ses çıkmadı. Bu olağan bir durum mu?

ZEKİ AKIL
Türkiye seçime yaklaşıyor. Seçim olur mu, olmaz mı, o ayrı bir konu. Böyle bir ihtimal de var. Muhalefet dahil birçok çevre bu konuda kaygılıdır. Erdoğan kaybedeceği bir seçime gitmez deniyor. Bir savaş çıkarabilir, seçimi erteleyebilir, iç karışıklık yaratılabilir gibi çok şey söyleniyor. Ancak bütün bunlara rağmen seçim tarihi yaklaşıyor. CHP’nin içinde bulunduğu altı parti bir araya gelip ittifak yapma kararı aldı. AKP de seçim için hazırlıklarını yapıyor. Devletin bütün olanakları iktidarda olan Erdoğan ve Bahçeli’nin hizmetinde. Seçim olsa bile adil olmayacak ve eşit koşullarda yarışılmayacak. Seçim hileleri ve yaratılacak kriz ve kaos ortamı da işin cabası.

Seçimi ve muhalefetin tutumunu, zaaflarını ve tutarsızlıklarını yazmayacağız. Bu konular sınırlı da olsa tartışılıyor. Ancak bütün sorunların anası olan Kürt sorunuyla ilgili bazı noktalara değinmeye çalışacağız çünkü muhalefetin muhalefet olmaktan çıktığı ve Erdoğan’ın arkasına dizildiği esas konu bu. Böyle olduğu sürece Türkiye’nin özgürlük ve demokrasi sorunlarını çözülemez ve muhalefet halka güven ve umut veremez.

İşin içine Kürtler girdi mi muhalefetin de pusulası hemen şaşıyor. Dikkat edelim, öğretmenlerin bir protestosunda polisler kaba davranınca Kılıçdaroğlu hemen devreye girdi. İktidara geldiğinde bunlardan hesap soracağını söyledi. Bu olay üzerinde bir sürü tartışma yapıldı. Basında işlendi, diğer çevreler de dahil oldu. Ancak bir Kürt babanın eline bir torba içinde oğlunun kemikleri verildiğinde Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefet partilerinden, basın organlarından hiç ses çıkmadı. Bu olağan bir durum mu? Türkiye’de savcılar aileleri çağırıp çocuklarının kemiklerini bir torbada ellerine mi veriyorlar? Ya da kargoyla ailelerine mi postalıyorlar? Muhalefet partileri ve basınları bu işlemleri normal mi görüyor?

Sözünü ettiğimiz işlemler Samsun’da veya İstanbul’da vatandaşlara yapılsaydı muhalefet de basınları da gündem yapardı, kıyamet koparırdı. Ancak bu insanlık dışı uygulamalara maruz kalanlar Kürtler olunca sus pus oluyorlar. Devletin hassasiyetleri ve Kürt karşıtlığı insani reflekslerini ve vicdanlarını karartıyor. Devletin işlediği bütün suçlar sessizlik duvarına çarpıyor. İnsanlık dışı uygulamalara karşı sessiz kalanlar açık ki, işlenen suçların ortağı olurlar. Türk ordusu Zaho’yu bombaladı ve bir grup insan turistik bir yerde katledildiler. Irak’ta büyük bir tepki ortaya çıktı. Ancak Türkiye muhalefeti bunları görmedi. Bir eleştiri ve açıklama yapmadılar. Ölü numarasına yattılar.

Kılıçdaroğlu’nun Suriye’ye ilişkin politika ve açıklamalarına gelelim. Bu önemli bir konudur. Türkiye’nin geleceğini de ilgilendiriyor. Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın Suriye politikası yanlıştır diyor. Sorun olarak gündeme getirilen Suriyeli sığınmacılar sorununu da Esad’la görüşüp iki yıl içinde çözeceğini ve onları davul zurnayla memleketlerine göndereceğini söylüyor. İyi de Suriye’de sorun olan sadece bu mülteciler mi? Türk ordusunun Suriye’de işgalci olarak bulunması sorun değil mi? Suriye yönetiminin bu konuda bir şikayeti ve talebi yok mu? Ya Kürtlerin başına getirilenler? Onlara karşı yapılan etnik temizlik, işlenen insanlık suçları? Kürtler karadan ve havadan sürekli bombalanıyorlar, kadınlar, çocuklar dahil sürekli insanlar katlediliyor, yaşam alanları tehlike altında. CHP bu konuda ne diyor? Kılıçdaroğlu’nun ağzından bugüne kadar iktidara geldiklerinde ordularını Suriye’den çekeceklerini, işgale son vereceklerine dair bir açıklama yapılmış değil.

Kılıçdaroğlu Şam yönetimiyle görüşüp mülteciler sorunun halledeceğim diyor. Bu o kadar kolay mı? O zaman Erdoğan devreye girer ben de Esad’la görüşeceğim, der. Nitekim söyledi de. Kürtlere karşı birlikte mücadele edelim ve ilticacı sorununu çözelim, diyor. Hem de Rusya’nın sponsorluğunda. Erdoğan’ın herhangi bir ilkesi yok. Büyük Ortadoğu projesinin eşbaşkanı olamazsa, İhvancıları iktidara getirip halifelik postuna oturamazsa da Türkiye’nin başına çöker. Mala çökme işini iyi öğrenmişler. Seçimi kazanmak ve iktidarda kalmak için yapmayacağı şey yoktur.

Kılıçdaroğlu Suriye işgalinin ve çetelerle ittifakın nasıl bir yıkıma ve sonuçlara yol açtığını Türkiye halklarına her yönüyle açıklamak zorunda. Ayrıca Kürtlere karşı yürütülen savaşın Türkiye’yi ekonomik bir yıkıma götürdüğünü, bütün kaynaklarını tükettiğini dile getirmeli. Ayrıca içeride demokrasinin canına okunmasının, adalet sisteminin çökmesinin ve faşizmin at koşturmasının da Kürt düşmanlığından ve yürütülen savaştan kaynaklandığını deşifre etmeli. Halkı doğru aydınlatmaz ve kötülüklerin önünü alamazsan nasıl helalleşeceksin? Bu ikircikli ruh haliyle, Kürtlere karşı savaşı desteklemekle içeride ve dışarıda barışı getiremezsin. Halka güven verip demokrasiyi inşa edemezsin.

Çok basit bir soru daha soralım; Kılıçdaroğlu ve ittifakları Başûrê Kurdistan, Efrîn ve Besta’da orman kesimine ve talana ne diyorlar? Bu orman kesimleri kaz dağlarında, Samsun’da olsaydı böyle sessiz kalırlar mıydı?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.