Kılıçdaroğlu’na ‘spekülasyon’ değil ‘cesaret’ lazım

Fehim IŞIK yazdı —

  • Madem böyle bir bilgi gelmiş CHP’ye, o zaman düşsün bu bilginin peşine. Belli ki AKP, kriminal bir hesapla yeni bir suça daha imza atarak siyasete müdahale etmek istiyor. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, T24’ten Murat Sabuncu’nun konuğu oldu. AKP’nin HDP’ye dönük planlarına ilişkin soruyu yanıtlarken, HDP’yi parçalama planı olduğundan söz etti, ardından kendine gelen bilgiyi paylaştı.

Dedikleri şunlar:

“İktidar HDP’yi yanına çekemeyince acaba ikinci bir parti kurup HDP’yi parçalayabilir miyiz arayışı içinde. Bununla ilgili olarak da acaba ‘İmralı üzerinden yapabilir miyiz, ikna edebilir miyiz’ yönünde bilgiler geldi. Sonuç almak mümkün mü bilmiyoruz. Selahattin Bey'in içeride tutulma gerekçelerinden birinin de bu olduğu ifade ediliyor.”

Doğrusu bu sözleri söyleyen ana muhalefet liderine söylenecek çok şey var da birazını diyelim, yeter.

İlk söylenecek olan şu: İktidarın HDP’ye, Kürtlere, Kürt siyasetine dönük plan(lar)ı yeni değil. Son plan fiilen 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra yaşama geçirildi ve bu planın gizli ortaklarından biri de CHP oldu.

7 Haziran’ın yok sayılıp 1 Kasım seçimine giden yoldaki taşları döşeyenlerden biri Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisiydi.

Selahattin Demirtaş’ın ve diğer HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılarak hapsedilmesinde de Kılıçdaroğlu’nun payı var.

CHP ve liderinin 2013’te başlayan ‘Çözüm Süreci’ boyunca ve sonrasında yürüttüğü siyaset üzerinden de söylenecek çok şey var. O, bu süreç boyunca AKP’ye muhalifliğini İmralı’da PKK Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri speküle ederek yürüttü.

Şimdi aradan geçen 5 yıl sonra HDP’yi etkisizleştirme planından söz edip sözüm ona AKP siyasetini eleştirirken, yine aynı tonda bir yaklaşım sergiliyor.

PKK Önderi 21 yıldır İmralı’da tutsak ve devletin esiri. Elbet devlet onunla istediği zaman görüşebilir ve görüşüyor da... Bunda bir acayiplik yok. Bu tür görüşmelerin yapıldığı bilgisi birçok kez kamuoyuna yansıdı. Çokça spekülasyon da üretildi.

Kamuoyu, PKK Önderi ile yapılan görüşmelerin sonuçlarını bir tek avukatları, ailesi ya da ‘Çözüm Süreci’nde olduğu gibi İmralı’ya giden siyasi heyetler üzerinden objektif olarak öğrenebildi. Bunun dışındakilerin tümü, muhatabının, muhataplarının bilgisi dışında, daha çok da yalan yanlış bilgilerle kamuoyuna yansıtıldı.

Kılıçdaroğlu da benzer bir söylemle AKP’nin hesabına –bilerek veya bilmeyerek– bir kez daha ortak oluyor. İktidarın yapmak istediği Kürt hareketini, HDP’yi parçalama, Selahattin Demirtaş ve Abdullah Öcalan’ı karşı karşıya getirme planını ince sözlerle dile getiriyor. Ardından hiç karşılığı olmayan bir imayla ‘İmralı’da yeni bir partinin pişirildiği’ spekülasyonuna ortak oluyor.

İşte tam burada sormakta yarar var!

Madem böyle bir bilgi gelmiş CHP’ye, o zaman düşsün bu bilginin peşine. Belli ki AKP, kriminal bir hesapla yeni bir suça daha imza atarak siyasete müdahale etmek istiyor. Onun derdi siyasetin etkin aktörlerinin rolünü sıfırlama, bunu başaramazsa bile en azından bu aktörlerin rolünü asgariye indirme çabasıdır. Eğer bu bilgi Kılıçdaroğlu’na gelmişse bilginin doğruluğunu en iyi muhataplarından öğrenir. Buyursun, biraz cesur olsun, gidip İmralı’da, Edirne’de muhataplarından öğrensin. AKP buna izin vermez mi? O zaman HDP’yle, hali hazırda resmen kurulu olan 8-9 Kürt partisi ile yan yana gelmekten korkmasın, oturup siyasetin kriminalize edilmesi çabalarına onlarla birlikte göğüs gersin.

Bu yazıda AKP’nin hesap kitaplarına değinmedim. Onların hesabı kirli ve bu kirli siyaseti tüm muhaliflere, Kılıçdaroğlu’na karşı da yürütüyorlar. Hele dibe vurdukları bu dönemde alasını yaparlar. Bunu irdelemenin alemi yok.

Ama AKP’den illallah diyenlere, ‘AKP’nin kirli planlarına alet olma, Türkiye’yi düze çıkaracak, Kürt sorununun adil, demokratik ve barışçıl çözümüne yol açacak, güçlü bir demokratik cephenin oluşumuna fırsat verecek siyaseti savun’ demek gerekir.

Bunun için İmralı’ya da, Edirne’ye de gidilir, Ankara’da HDP’nin, Amed’de Kürdistani partilerin kapıları çalınıp kahveleri de içilir.

Ama unutmamak gerekir; bunu yapmak için ‘spekülasyon’ değil ‘cesaret’ lazım...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.