Kimyasal hayasızlığa dur demek!

Forum Haberleri —

.

.

  • Günümüzü özgün kılan, büyük bedeller ödenerek yakalanan kazanımların korunması ve geliştirilmesidir. Kürtlerin özgürlük bayrağı ve kimliği gerilla mücadelesinde karşılık buluyor.

ROBERT PEKÖZ
 
Erdoğan ve çetesi, Kürt ulusal mücadelesine karşı uzun zamandır kimyasal silah ile savaşıyor. Ama gerilla mücadelesi ‘anne elma kokusu geliyor’ diyecek kadar çaresiz değildir. Kürt ulusal mücadelesi artık çok farklı bir tarih yaşıyor, farklı bir zaman diliminde bulunuyor. Düşman kindar ve dindar cani bir diktatör. Ama Kürt gerillası düşmanın büyük avantajlarına ve imkanlarına boyun eğmiyor, üstün bir inanç duygusu ile direnmeye devam ediyor. 
 
Son olarak HPG BİM "son iki ay içerisinde Metîna, Zap ve Avaşîn bölgesinde 17 gerillanın “kimyasal saldırı" sonucu hayatını kaybettiğini Kürt ulusuna ve dünya kamuoyuna duyurdu. Bu kimyasal ne bir ilk ne de bir son. Bu faşist zihniyet iktidarda oldukça, Kürtlere her türlü barbarlığı yapmaya devam edecek. Şayet Kürt ulusu ortak bir iradeyle kitleler halinde kimyasal silahlara karşı direnmese, Erdoğan'ın faşist dikta rejimi doyumsuz bir canavar gibi Kürtlere saldırmaya devam edecektir.  
 
Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türk ordusunun Kurdistan Bölgesinde 2021 Şubat ayında Gare’den başlayarak Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerinde düzenlediği operasyonlarda “uluslararası düzeyde yasaklanmış bombalar ve zehirli gazlar üreten kimyasal silahlar” kullanıldığı bilgisini veriliyor. Ve bu ispatlandı. Faşist diktatör Erdoğan'ın Türk ordusuna kimyasal silah kullanma emri verdiği ve insanlık suçu işlediği biliniyor. 
 
Kürt ulusunun düşmanları, tarihte cani ve katil olarak bilinen Hitler’den çok daha tehlikelidir. Hitler felsefesini yaşatan Erdoğan ve saraydaki vampirler, Kürtlerle savaşarak kendi geleceğini kurtarmaya çalışıyor. Kürt ulusal mücadelesi büyüdükçe, Ortadoğu'daki tüm diktatörlerin endişelendiğini de görmek zorundayız. 21. yüzyılda, geçmişte görmediğimiz düzeyde diktatörün saltanatına son verecek bir Kürt ulusal mücadelesi gelişiyor.
 
Kürtler çok hassas ve nazik bir konjonktürde bulunuyor. Bu nedenle her politik Kürt duyarlı olmak zorunda. Dün Kürtler için birlik, yalnızca kendileri için önemliydi. Bugün Kürtlerin birliği insanlık tarihinde köklü bir değişime yol açacak kadar önemli ve ciddi hale gelmiştir.

Birlik olunamazsa bu benzersiz mücadelenin heba edilmesi anlamına gelecektir. Bütün Kürtler yeni süreç karşısında sorumlu oldukları bilinciyle mücadele etmek zorundalar. Yeni süreç kimi küçük hesaplara kurban edilemeyecek kadar umut vaad ediyor. 
 
Şu anda söz konusu olan özgürlük mücadelesi yalnızca bir bir ulusun geleceğine ilişkin değildir, aynı zamanda devasa bir coğrafyanın ‘kaderi’ ile bağlantılıdır. Geleceğin vizyonu doğru belirlenmiştir. Hedef daha görünür ve anlamlıdır. 

Kürtlerin son 45 yıldır, çizgisi, tavrı, tarzı, ilkesi, farkı ve yaratacılığı bir stratejinin bütününü oluşturdu. Günümüzü özgün kılan, büyük bedeller ödenerek yakalanan kazanımların korunması ve geliştirilmesi savaşıdır. Kürtlerin özgürlük bayrağı ve kimliği gerilla mücadelesinde karşılık buluyor.
 
Kendisine devrimci ve sol diyen bütün örgütlerin, Kürt ulusal direnişine ama-fakat demeden her alanda aktif destek olmaları ortak geleceğimizin inşaası için artık şart oldu. Toplumsal gösterilerde, gösterilen dayanışma, başka mücadele biçimleriyle birleştirilmeli. 

Sosyalist solun kimliğine en uygun tarz, Kürtlerle omuz-omuza, el-ele vererek ortak bir mücadele yürütülmeleridir. Biz sosyalistler Erdoğan diktatörlüğünün ve saraydaki çetesinin, Kürtlere dayattığı savaşı çok başlı bir zehirli yılan gibi görmek zorundayız. Bu zehirli yılanın başta Ortadoğu yarattığı kan gölü ve katliamlara son vermenin en kestirme yolu da Kürt ulusal hareketinin başarısına bağlıdır.
 
Günümüzde Kürt ulusal direnişi, çok farklı ekonomik, sosyal ve politik bir güç yaratarak Ortadoğu'da ve kendi topraklarında söz sahibi oldu. Bu gerçekliği gören TC, Kürt halkına, özellikler gerillaya karşı uzun zamandır kimyasal silah kullanıyor. Erdoğan suç işlemeye devam ediyor. Uluslararası hukuku hiç sayan Saraydaki eli kanlı diktatör, Kürtlerin nefesini kesmek için gerillayı yok etmeyi bir strateji olarak yürütüyor. Bu ahlak tanımaz saldırıya müdahale etmeli ve son vermeliyiz.  
 
Avrupa'da ve evrensel platformda Erdoğan'a ve TC ye karşı mücadeleyi aralıksız sürdürmek zorundayız. Çünkü Erdoğan canisinin Kürtlere karşı kimyasal silah kullanmaya devam edeceği kesin. Mücadele biçimlerini zenginleştirmek bir zorunluluk olarak düşünülmeli. Özellikle kitlesel gösterilere tüm gücümüzle katılmalıyız.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.