Komplo Apoculuğa yenilmiştir

Tekoşin OZAN Haberleri —

  • Komplonun gerçekleştiği 1999 yılında Avrupa basını Önderliği ‘’son devrimci’’ diye tanımlıyordu. 'Son devrimci' insanlardan izole edilirse devrimcilik biter uluslararası yeni hegemonya sistemi de engelsiz kurulur hesabı yapılıyordu.
  • Komplocuların anti hukuki, anti ahlaki bütün politikaları APOCULUK karşısında başarısız kalıyor. İnsanlık tarihinin en ağır tecridi uygulandığı halde APOCU anlayış İmralı’dan yayılmaya devam ediyor. 

25 yıldır İmralı’da, bırakalım ahlaki, insani ölçüleri, hukuki ölçülerin de geçersiz olduğu kesintisiz tecritle devam eden bir uygulama var. İmralı sistemi uluslararası komplocuların siyasi ideolojik çıkarlarına uygun özel bir sistemdir. AKP-MHP rejimi Kürt soykırım politikasını odağına koyup derinleştirmiş olmakla birlikte, hukuk kurallarının geçersizliği durumu başından beri vardı. Komplo; hiçbir siyasi, ahlaki, insani, hukuki ölçüye uygun olmayan biçimde gerçekleşti ve böyle devam etti. Önderliğin Avrupa ülkelerinde ilticasının işleme konulmaması, Kenya’ya götürülme biçimi, orada imha edilmeye çalışılması ve kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilmesinin AHİM tarafından suç olarak ele alınmaması, Türkiye’de askeri mahkemenin yargısına itirazın bile mizansen bir mahkemeyle geçiştirilip AHİM’in bunu kabul etmesi hukuksuzluğun ciddi verileridir.

Önderliğimize yönelik komplo Kürt soykırım politikasını tamamlamayı hedeflediği kadar Ortadoğu’ya yönelik hedeflerle de ilgiliydi. Plan tamamen ABD ve İsrail’e aitti. Önderliğin yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesi CIA, MOSSAD tarafından gerçekleştirildi. Ortadoğu’da İsrail’i hegemonya merkezi yapmak için İslam ülkelerine müdahale etme sürecinde Türkiye’nin üzerine düşen görevleri yapması karşılığında komplo gerçekleşti. Ancak süreç tam planlandığı gibi ilerlemedi. Ecevit kabul etti ancak, bölgesel hedefler açısından tereddütlü yaklaştı. Bu tereddüdü sonunu getirdi. Birdenbire eli ayağı tutmaz hale geldi. Çuval olayı da eski ilişkilerde direten Türk Gladyosu’na karşı gelişti. Önderliğe yönelik komplonun yapılması karşılığında Türkiye, NATO’nun tam hizmetinde olmalıydı.

Erdoğan, kendini NATO’nun her türlü pis işini yapmaya amade gösterince bir müdahaleyle iktidara getirildi. AKP’nin kullandığı İslam kimliği başta çok işine yaradı, İslam dünyasını yanılttı, bir kurtarıcı gibi görüldü. Ama kısa süre içerisinde gerçek yüzü açığa çıktı. Sadece Arap dünyasını NATO hedeflerine göre yeniden dizayn etmeye değil, aynı zamanda fırsatları değerlendirerek Osmanlıcı hayallerini de gerçekleştirmeye çalışıyordu. Üstelik İslam dünyasına karşı çoğunluğu Arap olan çeteleşmiş İslami güçleri kullanarak bunu yapıyordu. Ama Erdoğan da başaramadı. Planlarını başarısız kılan bölge devletlerinin etkili karşıt politikaları değildi. Sürü halindeki çeteler karşısında herkes felç olmuştu. Erdoğan’ın başarısızlığı Önderliğimizin Kobane için direniş çağrısıyla başladı ve baş aşağı düşüş sürecine girdi.

Kürt soykırımı gerçekleşmeden Erdoğan’ın kafasındaki bölge hegemonyası gerçekleşemiyordu. Bu nedenle İmralı’dan başlamak üzere fanatik, takıntılı bir ruh haliyle kapsamlı ve çok boyutlu imha uygulamaları başlatıldı. Bütün siyasi, diplomatik, ekonomik ilişkileri Kürt soykırımına odaklı yürütüldü. Ancak özgürlük hareketimizin evrenselleşmesi engellenemedi. Öyle bir noktaya geldi ki, NATO’nun bölge ile ilgili politikalarına Türkiye dahil edilmemeye başlandı. İsrail, Arap devletleriyle anlaşmaya başladığı gibi Fransa, Almanya ve İngiltere bölgede daha aktif rol almaya başladılar.

Komplonun gerçekleştiği 1999 yılında Avrupa basını Önderliği ‘’son devrimci’’ diye tanımlıyordu. 'Son devrimci' insanlardan izole edilirse devrimcilik biter uluslararası yeni hegemonya sistemi de engelsiz kurulur hesabı yapılıyordu. Ama 3. Dünya Savaşı, Avrupa’ya da sıçrayarak devam etti. Taşlar bir türlü yerine oturmadı. Yeni Ortadoğu projesi Kürtler’in yok sayılmasına dayanıyordu. Ama Rojava devrimi gerçekleşti. Türkiye’de bütün faşist uygulamalara rağmen Kürt siyasi, toplumsal iradesi bastırılamadı, yok edilemedi. Rojhılat’da Kürt kadınları öncülüğünde devrimsel gelişmeler var.   

Yani komplocuların anti hukuki, anti ahlaki bütün politikaları APOCULUK karşısında başarısız kalıyor. İnsanlık tarihinin en ağır tecridi uygulandığı halde APOCU anlayış İmralı’dan yayılmaya devam ediyor. 65 yaşındaki Veysi Taş ile 25 yaşındaki Mehmet Akar’ın eylemleri Önderlik ile halk arasındaki derin bağın en son ifadeleri oldu. Bu gerçeklik son derece sadedir. Dünyanın bütün güçleri birleşse de doğruyu yaşamaktan vazgeçmemektir. İnsanca yaşamanın önündeki hiçbir engeli aşılamaz görmemek, insanın özüne güvenerek bütün zorlukların üzerine yürümektir APOCULUK. APOCULUK insan olmakta ısrardır, onu yenilmez kılan da budur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.