Kongar ve Yanardağ kafası

Forum Haberleri —

.

.

  • Rojava’da ki devletsiz yapılanmayı, üçüncü yol çözüm perspektifini, özerk yönetim sistemini, halkların birlikte bir arada yaşama kültürünü lütfedip araştırmaları ve anlamaları Kongar ve Yanardağ için iyi bir deneyim olacaktır.

RAUF KARAKOÇAN
Türkiye’de kimi sözde demokrat, aydın liberal geçinen, ulusalcı, Kemalist çevrelerin, Rojava Devrimini hazmedemedikleri bilinmektedir. Bu Türk ‘aydınları’, Türk devletinin Rojava’ya yaptığı saldırıları meşru gösterecek kadar akıl ve izandan yoksundurlar. Rojava söz konusu olunca hemen Türklük şuuru depreşmekte, milliyetçi, ırkçı, faşist kimliğe bürünmektedirler. Kürtlerin Rojava’daki kazanımlarını tehdit ve tehlike olarak görmektedirler. Bugünkü AKP-MHP iktidarına karşı olduklarını söylemelerine rağmen Rojava konusunda Erdoğan-Bahçeli gibi faşist işgalci, sömürgeci mantaliteye sahiptirler. Rojava’da yapılan işgali de günü birlik saldırı ve katliamları da normal karşılamaktadırlar. 

Sığlıkta yarışan Türk aydın tiplemesi
Tele1 TV kanalında program yapan sol tandansalı, Prof. Dr. Emre Kongar ve Dr. Merdan Yanardağ, Rojava Devrimini yok sayarak, ‘ABD emperyalizmi öncülüğünde kurulmuş kukla bir devlet’ olduğunu söyleyerek, ‘Rojava’da kimse devrimden falan bahsetmesin, kukla bir devlet var’ diyerek inciler saçmaktadır. Bu sözcükleri söyleyen bilim adamı sıfatına sahip kişilerdir. Burnunun dibindeki Rojava’yı görme, tanıma, anlama konusunda özürlü düşüncelere sahiptirler. Yetmezmiş gibi birde hakir görmeye kalkışmaları hadlerini aşmıştır. 

İsimlerin önünde Prof. Dr.  ve Dr. olan solcu Türk aydını olarak bilinen bu iki akademisyen, Rojava konusunda oldukça sığ düşünen iki kafadar olduklarını ortaya koydular. TV programında söylediklerine ve düşündüklerine bakıldığında, unvanlarına pek de yakışmadığını peşinen söylemek gerekir. 

Kongar ve Yanardağ’ın Kürt fobisi
Rojava Devrimi halkların ortak mücadelesi sonucu, binlerce insanın şehadetine mal olmuş, DAİŞ gibi dünyanın en gerici hareketini yenilgiye uğratarak başarı elde etmiş bir devrimdir. Rojava Devrimi, siyasi amaçları ve hedefleri beli olan, kendi programını dünya kamuoyuna deklere etmiş, özerk yönetime sahip olup, üçüncü yol tercihini formüle etmiştir. Yani Kongar ve Yanardağ’ın anladığı ve anlattıkları biçimde bir devlet yapılanması yoktur. Kukla devlet algısını yaratmak tamamen kendi kuruntularıdır. Rojava’da devlet kurulmuş olsaydı, gören, duyan birileri olurdu herhalde!

CHP solculuğu Rojava devrimini anlayamaz
Amerika Emperyalizmi konusuna gelince; tipik Türk solu kafası yine tersten işlemeye başlıyor. Mahkûm oldukları dogmatik düşünce kalıplarından bir türlü kurtulamıyorlar. Rojava Devrimini, kafalarındaki şablona oturtup tarif ediyorlar. Türk devlet faşizmi, saldırıp ortadan kaldırmak istediği Rojava halk devrimini, ‘kukla bir devlet’ gibi göstererek, açıkça yıkılması gerektiğini savunuyorlar. Bu savunmayı ilericilik ve solculuk adına yapıyorlar. İzzetinefisten yoksun bir değerlendirme. Anti Emperyalizm üzerinden Kürt karşıtlığını yapan bu iki kafadar, Suriye konusunda Rojava’nın yaklaşımından da bihaberdirler. Amaç devlet kurmak olsaydı Suriye rejimiyle ortak çözümde ısrar etmezlerdi.

Devletçi kafa ile düşünmek, eski düşünce kalıplarına, çağ ve toplum değerlendirmelerine hapsolmaktır. Rojava’nın siyasi tabiatı, toplumsal gerçekliği, halk bileşenlerinin dokusu neyin uygun olduğuna kendisi karar verir. CHP solculuğunun kafasıyla Rojava Devrimi okunamaz. Dolaysıyla yaptıkları analizde yanlışa sapma kaçınılmazdır. Sahi bu kafa yapısıyla solculuk yapılır mı? Her gün TV ekranında halka acaba ne veriyorlar? Rojava’yı ‘kukla devlet’ gören bir bakış açısının varacağı sonuç sağlıklı olmaz. Hastalıklı düşünceyle Türk toplumuna verebileceği, katabileceği bir şey de olmayacaktır. 

Türkiye’deki Amerikan varlığını görmedin mi?
Rojava devrimi hakkında ahkam kesmek yerine, faşist sömürgeci Türk devletinin Rojava’ya işgal eden saldırıları, yaşanan sivil can kayıpları gündemlerine almaları ve kınamaları gerekir. Rojava’da fiili olmayan bir devleti varmış gibi, var olan devrimi de olmamış gibi yansıtmak halkı yanlış bilgilendirme olacaktır. Klasik devrim tanımı tarihe karışmıştır. Amerika güçlerinin Rojava’daki varlığı çıkarları gereğidir. Buradan çıkarsama yaparak devrimin kazanımlarını Kürt düşmanlığı zihniyetiyle yorumlamak bilimsel bir tespit olmayacaktır. Kaldı ki misliyle Amerika varlığı Türkiye’de vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihine bir kez daha bakmakta fayda vardır. Türk devletini kimler kurdu, kimler kurdurttu, sınırlarını çizen anlaşmalar nerede imzalandı biliniyor. Anlı şanlı Türk devleti yeni tip sömürgeciliğin ürünü olarak doğdu. 

Kukla diye Türk devletine derler
Ve bu kukla Türk ulus devletidir ki, Kürtlerin kanını emse doyuma ulaşmıyor. Bu ulus devletin yetiştirdiği aydın müsveddeleri de ister sağcı ister solcu fark etmiyor Kürtlere bakışı da faşist ideolojiden beslenir. Devleti amaç edinen devrimlerin, kendi karşıtlarına dönüştüğü bir dünyada kalkıp devlet kurmaya odaklanmak biraz ahmakça bir tez olacaktır. Bu nedenle kafadar Kemalist solcuların Rojava Devriminden öğrenecekleri çok şey vardır. Yapıcı eleştirileri olabilir ve olmalıdır da. Fakat devrimin kazanımlarını karalama temelinde TV ekranlarında algı yaratmak, hiçleştirmek kabul edilemez. 

Rojava’da ki devletsiz yapılanmayı, üçüncü yol çözüm perspektifini, özerk yönetim sistemini, halkların birlikte bir arada yaşama kültürünü lütfedip araştırmaları ve anlamaları Kongar ve Yanardağ için iyi bir deneyim olacaktır. Türkiye’nin değişim ve dönüşümü için faydalı olacaklarsa, halkı aydınlatacaklarsa bunu mutlaka yapmalıdırlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.