Korona da KDP’yi durduramıyor

- MİT’in Federe Kürdistan sorumlusu öldürüldüğünden beri Mexmûr’a ambargo uygulayan KDP yönetimindeki Federe Kürdistan Hükümeti, salgına rağmen vazgeçmiyor.
Mexmûr Kampı’da 9 aydır devam eden ambargoyu koronavirüs tehdidine rağmen kaldırmayan KDP, olası felakete kapı aralıyor. Sağlık Komitesi’nden Dr. Bapir Gundikramo, küçük bir yerleşim biriminde olması gereken acil malzemelere bile ihtiyaçlarının olduğunu söyledi. Sağlık Komistesi’nden Bêrîvan Unver de 9 aydır hastaların bile Hewlêr’e gitmesine izin verilmediğine dikkat çekti. Halk Meclisi Eşbaşkanı Hecî Kaçan ise 12 bin insanın hayatından endişe ettiklerini belirtti. Ulusal birlik çalışmalarının içinde yer alan ve kampın durumun yakından izleyen HDP Milletvekili Feleknas Uca, Kürdistan İttifakı’na bu meseleyle ilgili sorumluluklarını hatırlattı.
Yeni tip koronavirüs, Federe Kürdistan’da da hızla yayılıyor. Bölgede dün sabah itibarıyla 162 kişide virüs tespit edilirken, iki kişi yaşamını yitirdi. Irak’ta ise 700’e yakın vaka ve toplamda 50 kişi hayatını kaybetti. Salgın tehlikesi altında olan bölgelerden biri de Mexmûr Şehit Rustem Cudi Kampı. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı olan kamp, virüs tehdidine rağmen 260 gündür KDP yönetimindeki Federe Kürdistan Hükümeti tarafından ambargo altında tutuluyor. Kampa giriş ve çıkışlara izin verilmiyor. Yapılan tüm çağrı ve gelen tepkilere rağmen ambargo kaldırılmıyor. Salgın tehdidi bile KDP yönetimini ısrarında vazgeçirmedi. Kamp yönetimi ise kendi imkanları ile koronavirüs tehlikesine karşı önlemlerini almaya çalışıyor.
12 bin insan ve imkansızlıklar
Kürt Özgürlük Hareketi yöneticilerine operasyonel faaliyetler yürüten ve bazı şahadetlerde sorumluluğu da olan MİT’in Federe Kürdistan Sorumlusu Osman Köse’nin 17 Temmuz 2019’da Hewlêr’de öldürülmesi ardından devreye sokulan ambargo, 1990’lı yıllarda sınır kentlerinden göç etmek zorunda kalarak buraya yerleşen 12 bin civarında yurttaşı olumsuz etkiliyor. Yurttaşlar, hem sağlık hem de yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, kamp yetkilileri sürekli olası felaketlerin önüne geçmek için ambargonun kaldırılmasına dönük çağrılar yapıyor.
Tıbbi malzeme ihtiyacı
Mexmûr Sağlık Meclisi’nden Dr. Bapir Gundikramo, salgına karşı yaklaşık bir aydır kampın giriş ve çıkışlarının kontrol altına alındığına işaret ederek, şimdiye kadar herhangi bir vakaya tespit etmediklerini belirtti. Kısıtlı imkânlarla kendilerini korumaya çalıştıklarını söyleyen Gundikramo, acil olarak ilaç ve tıbbi cihazlara ihtiyaç duyduklarını vurguladı. MA’ya konuşan Gundikramo, “Olası bir vaka durumunda müdahale edebilmemiz için tıbbi araç gereçler gerekli. Şeker hastaları için gerekli cihazlar, tansiyon, diyabet ve kronik hastalar için ilaç, antibiyotik ve serum gibi tıbbi malzemelerimiz yok. Kamptan çıkışlarımız yasak olduğu için ihtiyaç duyduğumuz malzemeleri dışarıdan temin edemiyoruz” dedi.
Durum daha da kötüleşiyor
Mexmûr Sağlık Komistesi’nden Bêrîvan Unver, kamptaki ambargoyu, virüsün yayılma tehlikesi ve buna karşı aldıkları önlemleri Jinnews’e anlattı. 9 aydır kampın ambargo altında olduklarını hatırlatan Unver, “Geçimini sağlamak için çevre illere gidip çalışmak zorunda olan yurttaşlarımız vardı. Kamptan çıktıktan sonra ambargodan dolayı dönemediler. Virüs yayılmaya başladıktan sonra bir çok iş yeri kapandı ve buradakiler kampa geri dönmek durumunda kaldı. Ambargodan dolayı her geçen gün buradaki durum daha da kötüleşiyor” dedi.
Hastalara yanıt olamıyoruz
Ambargonun en fazla sağlık alanını etkilediğine dikkat çeken Unver, gelen birçok hastanın ihtiyacını karşılayamadıklarını söyledi. Durumu ağır olan, Hewlêr’e hastaneye gitmesi gereken hastalara işaret eden Unver, şöyle devam etti: “KDP asayişi tarafından gidişleri engellendi. Bu süre zarfında hamile olan kadınlar çocuklarını kaybetti. Tedavileri yapılmadığı için yine yaşamını yitirenler oldu. Ağır hastalarımızı göndereceğimiz hiçbir yer bulamadık.”
Okul karantina bölgesi
Unver, koronavirüs tehlikesine karşı kampta kendi imkanlarıyla aldıkları önlemleri de paylaştı: “Kriz masasında Sağlık Komitesi’nin iki üyesi de yer alıyor. Her gün virüsün yayılma seyri takip ediliyor ve yorumlanıyordu. Virüsten korunmak için kampta broşürler de dağıtıldı. Ev ev dolaşarak halkımızı virüse karşı dikkatli olmaları konusunda uyardık. Kamptaki okul karantina bölgesi olarak hazırlandı. 4 sağlık çalışanımız şu an orada duruyor. Dışarıdan gelenler 14 gün boyunca burada karantinada kalıyor. Sağlık çalışanlarımız vardiyalı olarak orada kalıyor ve günde iki defa karantinadakilerin kontrolleri yapılıyor. Kronik rahatsızlığı olanlar ise doktorlar tarafından kontrol altında tutuluyor.”
Zor zamanlar geçiriyoruz
Personel açısında bir sıkıntılarının olmadığını kaydeden Unver, “Tıbbı malzemeler kısmında eksiklerimiz bulunmakta. Virüs gittikçe yayılım göstermekte bu da kampı daha büyük bir tehlike altına sokmakta. Bulunduğumuz şartlarda zor zamanlar geçiriyoruz. Şimdiye kadar kampta herhangi bir virüs vakasına rastlamadık fakat gerçekleşirse çok büyük sıkıntılar yaşarız. Mesela tulum ve eldiven ihtiyacımız var. Bu malzemeler olmazsa virüse yakalananları karantina altında tutamayız” şeklinde konuştu.
Hewlêr’de açılan hastane
BM’nin kayıtsız kaldığını dile getiren Unver, özellikle Federe Kürdistan Hükümeti’ne seslendi: “Ambargoyu kaldırın, üzerinize düşen görevi yerine getirin. Hewlêr’de salgın amacıyla açılan karantina hastanesinde bizler de faydalanmak istiyoruz.”
İmkanlarımız tükendi
Mexmûr Kampı Halk Meclisi Eşbaşkanı Hecî Kaçan ise MA’ya yaptığı açıklamada, kamp sakinlerinin zorlu ve ağır bir süreçten geçtiğini söyleyerek, “Halkın yaşamını sürdürmesi için çalışmaya ihtiyacı var. Hükümetin kampa yönelik uyguladığı ambargo yüzünden kamp dışında çalışma imkânlarımız yok. Salgınından dolayı halkın yaşam koşulları daha da zorlaştı. Çocuklarımızın, hastalarımızın ve kampta yaşayan 12 bin insanın hayatından endişe ediyoruz. İmkânlarımız doğrultusunda bazı tedbirler aldık fakat artık imkânlarımız tükendi; ilaçlarımız bitti. Bundan dolayı salgına karşı yürüttüğümüz mücadelemizde çok zorlu günler bizi bekliyor” diye konuştu.
Sorumlusu Hewlêr olur
Kampın resmi olarak Musul Vilayeti’ne bağlı ancak bütün ilişkilerinin Hewlêr'le olduğunun altının çizen Kaçan, şunları söyledi: “Federe ve merkezi hükümetlerin bizlere sahip çıkması gerekiyordu ama şimdiye kadar somut bir adım atılmadı. Halkımızın karşı karşıya kalacağı felaketlerin sorumlusu iki hükümetle birlikte uluslararası kuruluşlardır. Hayatımız, sağlığımız ve geleceğimizden onlar sorumlular."
Mexmûr meselesini çözmeliyiz
Ulusal birlik çalışmalarının içinde yer alan ve Mexmûr’u da bir kaç kez ziyaret eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, ambargodan önce de çok kez gidip orada bulunan halk ile görüştüklerini hatırlatarak, Kürt halkının siyasetçileri olarak ambargoyu hala konuşuyor olmaktan rahatsız olduklarını ifade etti. Jinnews’e konuşan Uca, "Halkımız üzerinde devam ambargo hepimizin utancıdır. Bugün bütün dünya koronavirüs ile mücadele etmenin peşine düşmüş ve bir yol arıyor, ilaç arıyor ve biz böyle bir süreçte, insanların saniyelerle hayatını kaybettiği bir dönemde hala Mexmûr halkı üzerindeki ambargoyu konuşuyoruz" dedi.
Cezaevleri bile açılıyor
Mexmûr ambargoda
Ambargonun insani bir tutum olmadığını kaydeden Uca, insan ve Kürt olarak buna tahammüllerinin kalmadığının altını çizdi. Dünyanın her yerinde insanların birbiri ile dayanışma içinde olduğuna dikkat çeken Uca, Mexmûr'un da bu dayanışmaya ve desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Eylül’de Mexmûr’a gittiklerinde çok fazla sorun ve sıkıntıyla karşılaştıklarını ifade eden Uca, ”Hastaneye gitmelerine dahi izin verilmiyor, ilaç yardımı yapılmıyor. Ekonomik olarak zorlanıyorlar, oradaki insanların çalışması gerekiyor, buna da izin verilmiyor. Bu insanlar çalışmazsa, eğitim hakkından faydalanamazsa, hastaneye gidemezse yaşamlarını nasıl devam ettirecekler? Şimdi size sormak istiyorum: Ambargo yüzünden halkın ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildi ama şimdi bir de korona tehdidi var. Bu insanlar nasıl kendilerini koruyacaklar? Ambargo devam ederse korona yüzünden hayatını kaybedenler olacak? Zaten normalde de hepsinin hayatı risk altında peki şimdi bu koşullarda ne yapacaklar?" diye sordu.
Birliğin yolu Mexmûr'dan geçiyor
Her fırsatta Kürtlerin birliğinden ve ittifakından bahsettiklerini hatırlatan Uca, şunları ekledi: "Kürt halkının birliği, Kürt ittifakının yolu Mexmûr'dan geçiyor. Mexmûr bizim için birliğin kırmızı çizgilerindendir. Önce Mexmûr sorununu çözmemiz gerekiyor. Hepimiz Kürt’üz, böyle bir süreçte orada halkımız rahat uyuyamazken, ölüm tehdidi ile yüz yüzeyken biz nasıl rahat edebiliyoruz? Tek bir insanın ölümünden bile hepimiz sorumluyuz. Orada bulunan halkımızın tüm ihtiyaçları giderilmelidir ve ambargo hemen kalkmalıdır. Durum, düşündüğümüzden daha ciddidir. Mexmûr'da herkesin yaşamı risk altındadır. Mexmûr halkını hep beraber yaşatma sorumluluğuna sahibiz.”
HABER MERKEZİ
