Kötülük ile beslenen hükümet

• İnsanların yaşam biçimine, müzik keyfine, dil özgürlüğüne yönelik müdahaleleri yasakları fazlası ile ürkütücü olmaya başladı.

ASLI FİLİZ
Hükümetin Kürtleri inkârı o kadar kaypak bir zemine yerleştirilmiş ki, ufacık bir ışık bile tüm hakikatleri ortaya çıkarmaya yetiyor. Bu konuda bir çok yazar ve gazeteci yazdı, çizdi zaten. Ama Kürt halkının dilini yasaklamakla toprağını işgal etmekle yetinmeyen hükümet yeni girişimler ile kaos yaratarak halkı birbirine düşürüyor.

Son zamanlarda AKP hükümeti toplumsal yaşantıyı müzik, mezhep, ırk, dil ve kültürler üzerinden insanları ayrıştırmak, düşmanlaştırmak için tüm çabalarını seferber etti. 

İnsanların yaşam biçimine, müzik keyfine, dil özgürlüğüne yönelik müdahaleleri, yasakları fazlası ile ürkütücü olmaya başladı. Aynur Doğan’ın, Metin Kemal Kahraman’ın ve Mem Ararat’ın konserlerine yasak ile Kürtçe’ye müdahale. Melek Mosso ile “ahlak kurallarına uygun değil” “ahlaksız” yakıştırmaları ile insanların yaşam tercihlerine müdahale. Niyazi Koyuncu ile “Kurumun görüş ve değerlerini paylaşmaması” bahanesi ile konserine müdahale edilmesi ise açık ve seçik olarak fikir özgürlüğüne müdahaledir. Ve bir çok sanatçı da bunun gibi faşist, ayrımcı, tektip uygulamalara maruz kalıyor. Bunlar akıl alır gibi değil. Kötülüğe olan açlığını, halklara, sanatçılara, gazetecilere, aydınlara, müzisyenlere eziyet ederek doyurmaya çalışan AKP hükümetinin bu girişimlerini halkların görmesi gerekiyor. 

Yazık çok yazık ama bu kötülük  bu doymazlık bu kabadayılık bir yere kadar sürer. Birleşip, Voltran yani evrenin koruyucusu olmamız yakındır. 

Irkımızla, dilimizle, dinimizle, dinsizliğimizle, cinsiyetimizle, kültürlerimizle yaptığınız tüm zulümlere rağmen diz çökmeyeceğiz ve pes etmeyeceğiz bu size dert olsun gerici, yıkıcı, ayrımcı, tektipçi AKP hükümeti. 

Seyit Rıza’nın yarım asır önceki sözünü hatırlatayım “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.”