Kürdistan dağlarında gerilla daimidir

• Gerillanın yolculuğu Kürt halkı için aslında şimdi başlamaktadır; dağlarda sadece tohumu ekildi, artık şehirlerde ve kasabalarda, köylerde hasat zamanı gelmiştir.
• Gerilla; kültür, ruh ve kolektif hafıza aracılığıyla Kürdistan dağlarında sonsuza dek var olacaktır. Gerillalık aslında şimdi başlıyor! Çünkü artık hepimiz gerillayız, artık ruhen özgürüz!

Xwedêda DILXERI

Artık neredeyse klişeleşmiş bir ifadeyle başlamak gerekirse, "adı konulmamış süreç" olarak tanımlanan geçtiğimiz bu dönemde en çok tartışılan meselelerin başında silah bırakma konusu gelmektedir. Şimdiye kadar söylenen şu: Eğer bu süreç nihayete ererse, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) silah bırakacak ve böylece Kürdistan tarihini yeni bir rotaya sokmuş olan, en derin damarlarına temas ederek adeta onun DNA’sını değiştiren bir evre tamamlanmış olacaktır.

Ancak silahlar bırakılmış olsa da, gerillalık artık sadece silahla tanımlanamayacak kadar derin bir anlam ve geniş bir mana kazanmıştır. Çünkü silahı taşıyan gerillalar sadece bir çatışma figürü değil; Kürt halkının tüm toplumsal yapılarını aşmış, onun yaşam algısının merkezine yerleşmiş bir varlık hâline gelmiştir. Gerilla, Kürdistan dağlarının ayrılmaz bir parçası olmuştur; dağlarla erimiş, onlarla bütünleşmiş, tek bir bedene dönüşmüştür.

Bir yaşam biçimi, bir direniş şekli, bir hareket olarak, ama aynı zamanda birer birey ve kişilikler olarak gerillalar, Kürt ruhunda ve bilincinde sonsuza dek yer edinmiştir. Artık Kürdistan’ı onlarsız tahayyül etmek mümkün değildir. Her biri birer modern Demirci Kawa, her biri birer İştar’dır ve bizlere açtıkları rotada birer meşale olmuşlardır.

Kürtlüğün ve Kürdistan’ın algılanışı artık ancak onların ruhuyla, onların iradesiyle, şuuru ve diliyle mümkündür. Çünkü bütün bu mecralarda kendilerine en değerli yerler edinmişlerdir. Kürt kültürünün estetik yapısı da gerillalığın hayal gücüyle şekillenmiştir. Doğayı, insanı ve bu ikisi arasındaki bağı algılayış biçimimiz, gerillanın bakış açısıyla yeniden anlam kazanıyor. Kendimizi, yurdumuzu estetik bir bağlamda nasıl algıladığımız artık, halk kültürümüzde eskiden olduğu gibi yalnızca çobanların ya da talan edilmişlerin özlemleriyle değil; en canlı, en dirençli hâliyle gerillanın tahayyülünden doğmaktadır- tarihin akışını bozan, ondan imkânsızı koparan o görkemli iradenin ön sevinci bu.

Bunu doğru okumak gerekir; çünkü ancak böylece bugün Kürt kültürünün her alanında nasıl yeşerdiğini görmek mümkün olacaktır. Gerillanın ruhu, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış Kürtlerin yaşadığı her yerde, Kürt kültürünün içinde filizlenmektedir. Bu, 40 yıl önce toprağa atılmış bir tohumdur ve bugün 40 milyondan fazla Kürt bu tohumdan beslenmektedir. Kürt kültürüne, günümüz dünyasında ve yurdumuzda yaşanan krizleri ve savaşları aşabilmesi için gereken direnç ve gücü kazandıran da tam olarak budur.

Müzik kültürümüz, şarkılarımız, danslarımız, düşünce dünyamız- evet, tüm kültürel varlığımız- tanıklık etmektedir ki, gerilla olmanın ruhu artık yalnızca bir savaş algısı değil; yaşamın her alanına nüfuz etmiş bir anlamdır.

Bu yüzden, PKK’nin olası bir silah bırakmasıyla gerilla olgusunun Kürdistan dağlarından silineceğini düşünenler büyük bir yanılgı içerisindedir. Gerillalığın yolculuğu Kürt halkı için aslında şimdi başlamaktadır; dağlarda sadece tohumu ekildi, artık şehirlerde ve kasabalarda, köylerde hasat zamanı gelmiştir.

Bu yaşam biçimi, bu duruş, bu felsefe; gerillalığı adeta bir modele dönüştürüyor- modernitenin daha insani, doğayla barışık ve kolektif bir biçimde nasıl gelişebileceğine dair alternatif bir fikir sunuyor. Aşırı tüketim odaklı kent toplumuna karşı duruyor adeta ve Kürdistan’daki bireyselikten, toplumsal kolektif anlayıştan arınmış kitle toplumuna bir ayna tutuyor.
Artık Kürt kültürü içinde gerillalığı tanımanın ve onun kendini özgürce ifade etmesine tam anlamıyla alan açmanın vakti gelmiştir. Gerillalık; kültür, ruh ve kolektif hafıza aracılığıyla Kürdistan dağlarında sonsuza dek var olacaktır. Vatanımızı nasıl gördüğümüz, nasıl algıladığımız, nasıl hissettiğimiz- hepsi artık gerillalığın ruhuyla şekillenecektir. Her kelime, her cümle bu muazzam insanların varlığından, direnişinden ve ortak yurdumuz uğruna gösterdikleri fedakârlıktan izler taşıyacaktır.

Gerillalık aslında şimdi başlıyor!

Çünkü artık hepimiz gerillayız, artık ruhen özgürüz!