• Tutsağa yeni dava
• Avukatlar İmralı için başvurdu
• İttifak'tan İmamoğlu'na destek

Tutsağa yeni dava

Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Mehmet Özer hakkında gizli tanık beyanlarına dayanarak "Örgüt üyesi olmak" iddiasıyla dava açıldı.

Dersim'de 1997'de çıkan bir çatışmada yaralı gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen PKK’li Mehmet Özer hakkında Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi İdaresi'nce Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca Özer hakkında "Örgüt üyesi olmak" iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İddianame, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, gizli tanık beyanına dikkat çeken savcılık, Özer’in cezaevinde örgütsel eylemleri yürüttüğü gerekçesiyle “Örgüt üyeliği”nden cezalandırılmasını talep etti. ADANA

Avukatlar İmralı için başvurdu

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 21 aydır haber alamadıkları müvekkilleri Öcalan ile görüşme talebiyle başvuruda bulundu.  

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İbrahim Bilmez, Nevroz Uysal, Mazlum Dinç ve Cengiz Yürekli, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan ve 21 aydır kendisinden haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne başvurdu. Avukatlar ayrıca İmralı'da tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de ayrı başvuruda bulundu. BURSA

İttifak'tan İmamoğlu'na destek

Emek ve Özgürlük İttifakı, "İmamoğlu’na verilen ceza siyasidir, kabul etmiyoruz" dedi.

Emek ve Özgürlük İttifakı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasını ve siyasi yasak kararını kabul etmiyoruz. Bu karar hukuki değil, siyasi bir karardır" denilerek, şunlar ifade edildi: "Bu karar, HDP’li belediyelere dönük yapılan halk iradesi gaspının, dokunulmazlıkların kaldırılarak milletvekilliklerin düşürülmesinin, grev yasaklarının, TİS’lere müdahalenin, aydınlara, gazetecilere sendikacılara, sanatçılara, siyasi muhaliflere baskının bir devamıdır. Belediyelere dönük kayyum darbeleri yapıldığında bunun halk iradesini yok saymak olduğunu ve halkın seçme ve seçilme hakkına müdahale olduğunu, bütün muhalefetin duyarlı olması ve ortak bir tutum geliştirmesi gerektiğini belirtmiştik. Belediyelerden üniversitelere kadar birçok alandan yaygınlaştırılan kayyım rejiminin tüm ülkeyi esir alma riskini vurgulamıştık. Bu yasak kararı kayyım rejiminin geldiği boyutu gözler önüne sermektedir. Açıktır ki kayyumlar, baskı ve yasaklar iktidarın siyasi muhaliflere karşı kullandığı bir yargı sopasıdır.
İktidar seçim hesapları uğruna milyonlarca yurttaşın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanından siyasi intikam almaya çalışmaktadır. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak; bütün demokrasi güçlerini, siyasi bir hamle olan bu karara karşı ortak tutum göstermeye çağırıyoruz.
Bu hukuksuz kararı kınıyor, halkın iradesine sahip çıkmak için halkın ortak mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz." İSTANBUL