Kürdistan’da güzellik yarışması...

Haberleri —

Son yıllarda büyük bir değişim geçiren Hewlêr, güzellik yarışmasına sahne oluyor. Dünyada artık eskisi kadar ilgi görmeyen ve feministlerin de büyük tepkisini çeken güzellik yarışmasının ikincisi, 1 Eylül’den itibaren Hewlêr’de düzenlenecek.

Geçen yıl Kürdistan Güzellik Kraliçesi seçilen Şevê Aziz, yarışmayı kültürel gelişmenin bir parçası olarak değerlendirmiş. Aziz’in kültürel gelişmeyle, kadın bedeni arasında nasıl bir bağlantı kurduğunu merak ettim doğrusu. Büyük ihtimalle yarışmada en büyük düşü sorulduğunda da "dünya barışı" demiştir, bir zamanlar kendi toprakları işgal altında olan Aziz.
Yıllardır bu tür yarışmalar yapılır. Ülke güzelinden dünya güzeline kadar. Hatta daha ileri giderek meyve, sebze güzelleri seçilir. İşin ilginci burada podyuma çıkıp yarışanlar, domates ve patlıcanlar değil, genç ve güzel kadınlardır.
Cevat Şakir’in, "Merhaba Anadolu" adlı kitabındaki "Dünya’nın İlk Güzellik Yarışması" bölümünde anlatılan mitolojiye göre, Kürekçi Peleo, denizde görünen deniz tanrıçası Tetis’e aşık olur. Sonunda Peleo ve Tetis evlenmeye karar verir. Düğüne fesat tanrıçası dışında bütün tanrı ve tanrıçalar davet edilir. Fesat tanrıçası düğün ziyafetinde masaya, üzerinde "en güzele" yazılı altın bir elma atar. Düğündeki tanrıların tanrısı Zeus’un eşi Hera, akıl tanrıçası Athena ve güzellik ve sevgi tanrıçası Venüs elmayı almak ister. Zeus’tan seçim yapması istenir. Zeus eşi ve diğer tanrıçalar arasında kalınca, elmayı ve görevi yakışıklı Paris’e vererek işi başından savar. Tanrıçalar elma karşılığı Paris’e vaatler yağdırmaya başlar. Hera, zenginlik ve güç, Atena ün ve şan, Venüs ise dünyanın en güzel kızını vaat eder. Paris elmayı Venüs’e verir. Efsanenin bundan sonrasında ise kan ve savaş vardır. Venüs sözünü tutar. Truva hükümdarı Priamos’un oğlu olan Paris, Sparta Kralı Menelaous’un karısı Helena’yı Truva’ya kaçırır. Böylece Spartalılar Truva’ya saldırır. 10 yıl sürecek savaşta Hera ve Athena kendilerini seçmeyen Paris’e karşı savaşanları destekler. Truvalıların direnci, Spartalılar’ın içi asker dolu "Truva Atı"nı hileyle kaleye sokmalarıyla kırılır. Kent yakılır, yıkılır. Paris ölür. Helena Yunanistan’a geri götürülür.
Dünyada ilk güzellik yarışması ise 1888 yılında Belçika’nın Spa kentinde yapılıyor. İlk yıllarda yarışmaya katılan genç kadınların, beyaz ırktan gelmesi şartı koşuluyor. Bu ırkçı yaklaşım daha sonra siyahi kadınlarında yarışmaya katılması ile başka bir boyut alıyor.
Türkiye’de ilk güzellik yarışması 1926 yılında bugünkü Emek Sineması'nda düzenlenmiş ve yarışmayı sinemanın yer göstericisi Matmazel Araksi Çetinyan kazanmıştır. Fakat yarışma geçersiz sayılmıştır. Yarışmanın geçersiz sayılmasında Araksi'nin Ermeniliğinin payı olabilir. Çünkü Türk kadını niçin Amerika ve Avrupa’da kendi milletinin güzelliğini göstermesin?" vurgusuyla her ne kadar yurttaş hep "Türk" olarak kullanılageliyorsa da, güzellik yarışması özelinde Araksi Çetinyan’ın Ermeniliği mi "Türk" vurgusunu özellikle gerekli kıldı.
İlk ciddi ve resmi organizasyon ise 1929 yılında Atatürk’ün direktifiyle Cumhuriyet Gazetesi tarafından düzenlenmiştir. 25 Şubat 1929 tarihinde yapılan duyurularda 16 ile 25 yaş arası her namuslu Türk kızının iştirak edebileceği ve bar kızlarının yarışmaya alınmayacağı açıklanmıştır. O zamanların gazeteleri Türkiye güzellerinden Keriman Halis için, "Türk üzümü, Türk fındığı, Türk inciri ile beslendi" diye yazıyordu.
Yine Kemalistlerin ağzından, "Türkleri zenci, sarı veya kırmızı ırktan zanneden sürü sürü Amerikalılar, kendileri kadar beyaz ve güzel olduğumuzu anladılar" demeçleri gazetelerin manşetlerine taşınıyor...
Velhasıl kelam, kadını metalaştıran, ırkçı bir geçmişi olan ve devam eden, kadın bedeni üzerinde kapitalizmin cirit attığı güzellik yarışmaları ülkenin kültürel gelişimine katkı sunmaycağı gibi, o ülkenin ve o ülke insanlarının komplekslerini, özentilerini ortaya çıkarır.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.