Kurdistan’ın gözü Bêrîvan’ın kentinde

Kadın Haberleri —

  • Cizîr’in 90’lı yıllarda Bêrîvanlarla yeniden kurulduğunu ve Kurdistan’ın kalbinin burada attığını belirten DEM Parti Cizîr Belediye Eşbaşkan Adayı olan Güler Tunç, “Kayyumu göndererek ilçeyi yeniden kadınların kentine dönüştüreceğiz” dedi.

Güler Tunç’u herkes Cizîr’deki yasak döneminde dünyaya getirdiği Bêkes’in annesi olarak tanıdı. Güler, o dönem ağabeyi Mehmet Tunç’la birlikte katledilen Orhan Tunç’un eşi. Devletin Cizîr’de işlediği suçlara tanıklık etti ancak acılarını mücadeleye dönüştürerek bir ağaç misali yeniden yeşerdi.

Sadece Bêkes’in annesi olarak kalmadı, bir dönem ilçe eşbaşkanlığı ardından Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistliği yaparak hem kadınların sesi oldu hem de iktidarın Cizîr halkına reva gördüğü katliamlara karşı duruş sergiledi. Şimdi ise 31 Mart yerel seçimlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Cizîr Belediyesi eşbaşkan adayı olarak yarışıyor. Hedefi ise AKP’nin kayyumla gasp ettiği belediyeyi almak ve Cizîr’i Bêrîvanların kentine dönüştürmek.

Adı da ağır, yükü de

16 Ocak’ta yapılan halk oylamasında eşbaşkan adayı olarak seçilen Tunç, “Cizîr dediğimizde insanın omzuna büyük bir yük biner. Kendi gibi ismi bile ağırdır. Cizîr direnişin kalesidir, 90’lı yıllardan bu yana büyük bir direnişe ve katliamlara tanıklık etti ve hiçbir zaman boyun eğmedi” diyor.

Jinnews’ten Dilan Babat’a bu toprakların bir genci olarak mücadelesini kendi topraklarında yürüteceğini söyleyen Tunç, şöyle devam ediyor: “Kurdistan’ın kalbi Cizîr'de atıyor deniliyor, Kurdistan’ın kalbi çalıştığında tüm mekanizmaları çalışır. Bugün omzumuza aldığımız yük öyle kolay bir yük değil, bugün Kurdistan’ın gözü bizde. Tüm kadınlar olarak üstümüze ne düşerse yapmaya hazırız.”

 

 

Kadın odaklı projeler

31 Mart’ta belediyeyi kayyumdan aldıktan sonra, kadınlar, gençler ve çocuklar için kolları sıvayacağını belirten Tunç, “Kayyumlar atandığından bu yana bıraktığı tek şey tahribat. Ziyaretlerimiz esnasında da halkımız bize, ‘normal bir belediye almayacaksınız’ diyor. Kayyumlar atanırken sadece bir belediyeye atanmıyor. Kendisiyle beraber özel savaş politikalarını, iktidarın bu kentte hayata geçirmek istediği rantları da hayata geçiriyor. Cizîr Belediyesi’ne atanan kayyumun bu halka yaptığı tek hizmet, Erdoğan'ın posterlerinin asılması oldu” diyor.

Tunç, kayyumların psikolojik savaş yürüterek kadınların ve gençlerin yaşam alanlarını çaldığına işaret ediyor ve projelerini şöyle anlatıyor: “İlk olarak özel savaş politikaları ve şiddete karşı danışmanlık merkezlerini hayata geçireceğiz. Köylerde ve ilçede bulunan kadınların kendi ekonomik özgürlüklerini sağlamaları için Kadın Emeği Pazarı’nı açacağız, kadınlara ait parklar kuracağız. Cizîr’de 17 mahallemiz var, bu mahallelerde genç kadınların kültürlerinden kopmaması için kültür alanlarını açacağız. Dışarıdan gelenler için konaklama yeri, erkek-devlet şiddetinden kaçan kadınlar için sığınma evlerini açacağız ama bu sığınma evleri ise kadınların kendilerini evlerinde hissedecek şeklinde dizayn edilecek. Tüm mahallerde, kadınlar için toplumsal cinsiyete dayalı farkındalık eğitim çalışmalarına başlayacağız.

Uyuşturucu ve alt yapı sorunu

Halkımızın, ‘şunu da yaparsanız iyi olur’ diyerek getirdiği projeleri de değerlendirip hayata geçirme iddiamız var. İktidarın özellikle burada gençlere dönük uyuşturucu politikaları yoğun devrede. Cizîr’de iki evden bir tanesinde bir genç uyuşturucu bağımlısı. Uyuşturucu ile mücadele için ‘Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi’ kuracağız. Öz yönetimin ardından Cizîr’nin tek bir sokağı yapılmadı, alt yapı sorunları var. Bunlar da ilk elden yapacağımız projelerden. Aslında tüm projelerimizi halkımız ile birlikte yapacağız, yeniden kuracağız bu ilçeyi. Cizîr, 90’lı yıllarda Bêrîvanlarla yeniden kuruldu, bizim de iddiamız bu ilçeyi yeniden kadın ilçesi yapmak.”

Doğa kıyımına sessiz kalmayacağız

Devletin 4 yıldır Cûdî ve Gabar’da yaptığı doğa kıyımı da Tunç’un üzerinde durduğu en önemli konulardan biri. 

“Ekolojistler Cûdî ve Gabar’a gitselerdi bugün yaşanılan doğa kırımını tüm dünyaya anlatma şansları olurdu. Cizîr’de yeşillik çok az, yaz zamanlarında toz ve sıcaklardan kimse yaşayamaz hale geliyor. Bundan kaynaklı ‘her ev bir fidan’ kampanyası yaparak Cizîr’i de yeşillik alana çevirme hedefimiz var. Yaşanılan doğa kırımına karşı ise büyük bir mücadele ağının oluşturulması gerekiyor. Doğa kırımına karşı sessiz kalmayacağız, mücadele edeceğiz. Cûdî ve Gabar’da sadece doğa kırımı yaşanmıyor, kalekollar inşa ediliyor, insanlar köylerine rahat giremiyor, her köyün girişine bir kalekol inşa ediliyor. Buna karşı topyekûn mücadele etmemiz gerekiyor, yerel yönetimlerimizde de bunu yapacağız.” ŞIRNEX 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.