Kürdistan’ın kalbi: ARARAT

• Qamişlo, Amed, Silêmanî ve Mahabad’ın Kürdistan’ın kalbi olduğunu söyleyen ve bu kalpleri birleştirmenin mücadelesini veren Ararat’ın yolculuğu Bakur’dan Rojava’ya, Başur’dan Rojhilat’a özgürlük yolculuğu oldu. 

Nehar Avcı (Ararat Bawer), 1988’de Bakûrê Kürdistan’ın Mûş kentinde yurtsever bir ailede doğdu. Özgürlük mücadelesinde yer alan kardeşi Brûsk’un 1997’de şehit düşmesinin ardından Kürtlük ve davasına daha fazla ilgi duymaya ve bağlarını güçlendirmeye başladı. Ankara’daki hukuk eğitiminden Rojava Devrimi’ne, gazetecilikten gerilla saflarına uzanan yolculuğu, onun cesur ve kararlı ruhunu ortaya koydu.

 

 

Mücadeleden vazgeçmedi

Ararat Bawer, 2009’da Ankara’da Hukuk Fakültesi’ne başladı ve burada Apocu hareketle tanıştı. Özgür Gündem ve DİHA’da gazetecilik yaptı, Nagihan Akarsel ile yolları kesişti. Nagihan’ın anılarını dinlerken yoldaşlık bağlarını güçlendirdi. 2011’de bir yıl zindanda kaldı, orada tüm baskılara rağmen ideolojik duruşunu derinleştirerek daha da güçlendi. Asrın Hukuk Bürosu’na katılmak  ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmasını üstlenmek istiyordu. Türk devleti, mücadeleden vazgeçmeyen Nehar’ı bir kez daha zindana mahkum etmek istedi. 

 

 

Herkesin kalbini kazandı

2014’te Mexmur Kampı’na, 2015’te ise Rojava’ya geçen Nehar, Kadın Adalet Evi’nde çalıştı. ANHA’ya konuşan Cizre Kantonu Kadın Adalet Evi yöneticisi Îlham Omer, Nehar’ı şöyle anlattı: "Annelerin, gençlerin, çocukların herkesin kalbini kazandı. Yaptığı her şeyde prensipliydi. Elini attığı her şeyde yüzde yüz başarılı olmalıydı. Nehar’ın Rojava’ya gelişini anlattığı anılarını anımsayan Îlham, şöyle dediğini belirtti: “Dünyanın dört bir yanından kadınların Rojava devrimine katıldığı dönemde, ben bir Kürt kadını olarak nasıl gelip devrimin bir parçası olmazdım?”

 

 

Başarı umudu taşıyordu

Qamişlo Kadın Adalet Evi yöneticisi Behiye Murad da Nehar Avcı’yla olan anılarını şu ifadelerle paylaştı: “Heval Nehar, kuruma geldiğinde adeta kuruma yeni genç, güçlü ve cesur bir ruh kazandırdı. Gözlerinde başarı umudunu taşıyordu Nehar. Umut ışığıyla bizlere umudu taşıyordu. Nehar, kadınları eğitmemiz gerektiğini söylerdi. Devrime büyük katkılarda bulundu." 

Toplumun aynasıyız

Daha sonra 2019’da Hawar Haber Ajansı’nda (ANHA) gazeteciliğe başlayan Nehar, Türk devletinin Serêkaniyê ve Girê Spî işgaline karşı halkın direnişini belgeledi. Meslektaşı Ekrem Berekat ise şunları anlattı: “Nehar, sohbetlerimizde bizlerin toplumun aynası olduğunu ve her zaman yaratıcı fikirlerin öncüleri olmamız gerektiğini dile getirirdi. Nehar, düşmanın bizi dört parçaya böldüğünü ancak coğrafi bölünmeyi ortadan kaldırmanın yolunun zihindeki bölünmeyi aşmaktan geçtiğini söylerdi. Qamışlo, Amed, Silêmanî ve Mahabad’ın Kürdistan’ın kalpleri olduğunu söyleyip bu kalpleri birleştirmemiz gerektiğine dikkat çekerdi.”

Eşsiz bir direnişin ardından

Rojava’dan Başûrê Kürdistan’a geçen Nehar, orada Türk işgaline ve Kürt ve Kürdistan’a yönelik özel savaşa tanık oldu. Mücadelesini yükseltme kararını vererek 2021’de gerilla saflarına katıldı. Soykırım ve imha saldırılarına karşı eşsiz bir direnişin ardından Nehar, 2024’de Rojhilatê Kürdistan’ın Asos bölgesinde “Jin, Jîyan, Azadî” Serhildanı’nda 2 yoldaşıyla birlikte şehit düştü. QAMIŞLO